FFQ Başkanı Michele Asselin, 9 Mayıs Pazartesi akşamı Küresel Dayanışma Yorganı ve Şartla birlikte İstanbul’a geliyor. FFQ ve Kebekli kadınlar hakkında aşağıdaki soruları yanıtladı. – Henüz çok genç bir hareket olan Dünya Kadın Yürüyüşünden ne zaman bahsetsek Kebek Kadın Federasyonunu (FFQ) anmadan geçemiyoruz.Örgütünüz ne zaman kuruldu, faaliyet alanları neler, mücadele tarihi boyunca ne tür kazanım […]
FFQ Başkanı Michele Asselin, 9 Mayıs Pazartesi akşamı Küresel Dayanışma Yorganı ve Şartla birlikte İstanbul’a geliyor.
FFQ ve Kebekli kadınlar hakkında aşağıdaki soruları yanıtladı.
– Henüz çok genç bir hareket olan Dünya Kadın Yürüyüşünden ne zaman bahsetsek Kebek Kadın Federasyonunu (FFQ) anmadan geçemiyoruz.Örgütünüz ne zaman kuruldu, faaliyet alanları neler, mücadele tarihi boyunca ne tür kazanım ve yenilgilere tanık oldu?
– Kebek Kadın Federasyonu (FFQ – The Fédération des femmes du Québec), yerel, bölgesel ve Kebek genelinde çalışan yüz ellinin üzerinde kadın örgütü ve sendikaların kadın komitelerinden oluşan bir federasyondur. Ayrıca sekiz yüzden fazla bireysel kadın üyeye sahiptir. FFQ, Kebek’de ve Kanada’da kadın haklarını savunmak için çalışan ve kadınların çıkarlarını temsil eden bir örgüttür. 1966 yılında kadın haklarını savunmak ve toplumsal düzeyde harekete geçmek amacıyla kadınları biraraya getirmeye çalışan birkaç kadının inisiyatifiyle kuruldu. FFQ bugün dört alanda çalışma yapmaktadır: kadınların yoksulluğuna son vermek, kadına yönelik şiddeti ve ayırımcılığı önlemek, küreselleşmenin kadınlar üzerindeki olumsuz etkileriyle mücadele etmek.
Kurulduğu günden bu yana geçen zaman zarfında, yaklaşık 40 yıldır, FFQ hedeflerinin çoğuna ulaştı. Kebek’de kadınların statüsünü geliştirdi. Fakat iki önemli başarılarımız var ki adeta zihnimize kazındı: 1995 yılında “Du pain et des roses” (“Ekmek ve Güller”) adlı Kebek Kadın Yürüyüşü’nün örgütlenmesi ve 2000 yılında Dünya Kadın Yürüyüşü’nün örgütlenmesi. 1995 yılında yüzlerce kadın Montreal’den Quebec City’ye on gün boyunca yürüdü; yürüyüş süresince binlerce kadın onlara katıldı. Eyalet parlamentomuz olan Kebek Ulusal Meclisine dokuz talep götürdük ve bunlardan bazıları karşılandı.”Ekmek ve Güller” Yürüyüşü, etnokültürel ve diğer azınlık gruplardan kadınları da dahil ederek, Kebek’deki kadın hareketinin biraraya gelmesine hizmet etti. Kadınlar, Ekmek ve Güller Yürüyüşü’nün başarısından hareketle, bize dünya çapında bir yürüyüş örgütlememizi önerdiler. Böylelikle, dünyanın her yerinden kadınları biraraya getirecek ve kadın haklarını savunan talepleri uluslararası karar mekanizmalarına iletebileceklerdi. Dünya Kadın Yürüyüşü, 2000 yılında doğdu. Dünyanın her yerindeki binlerce kadın örgütünü biraraya getirmeyi başardı ve bugün hâlâ varlığını sürdüren bir ağ oluşturdu.
Öte yandan, FFQ’nun bazı taleplerine siyasilerden yanıt alamama şeklinde yenilgiler de yaşadık. Örneğin; 2000 Dünya Yürüyüşü sırasında Kebek kadın örgütleri koalisyonu olarak, hükümete 20 talep ulaştırmıştık. Geniş kamuoyu desteğine rağmen, hükümet bu taleplerin hiç birine olumlu yanıt vermedi. Oysa bazı talepler için olumlu yanıt bekliyorduk. Bu FFQ için tam bir bozgun oldu.
– Kebekli kadınlar olarak karşı karşıya kaldığınız önemli sorunlar neler?
– Hem Kebek eyaleti hükümetine hem de Kanada federal hükümetine egemen olan neo-liberal zihniyet nedeniyle Kebek kadınların yaşadığı sorunlar çok fazla ve giderek çoğalıyor. FFQ, yalnızca kadınların statüsünü geliştirmek için kavga etmiyor, fakat aynı zamanda kadın hareketinin geçmişte elde ettiği ve bugün yitirilmesi söz konusu olan kazanımları korumak için de mücadele veriyor. Bugün karşı karşıya olduğumuz sorunların başında kadın yoksulluğunun artması geliyor. Ebeveynlerin doğum izni azaltılıyor, sosyal haklar kesintiye uğruyor. Toplumumuzda kadına yönelik şiddete karşı aralıksız mücadele veriyoruz. Irkçılıkla bağlantılı olarak kadına yönelik ayırımcılık da artıyor. Örneğin, 11 Eylül sonrası ortamda Müslüman ve Arap kadınlar ayırımcılığa maruz kalmaktadır. Ulusalüstü politik ve ekonomik kurumların yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde kadınlar üzerinde olumsuz etkileri olan kararları dayatması bizim için önemli bir sorun alanıdır. Öte yandan kadın düşmanlığı ve anti-feminizm yükseliyor ve kamusal alanda fazlaca görünmeye başladılar.
– Yükselen kadın düşmanlığı karşısında feminizmin ittifakları kimler olabilir?
– FFQ ve Dünya Kadın Yürüyüşü Kebek Koordinasyonu’nun müttefikleri öncelikle bağımsız kadın örgütleridir. Bunun yan ısıra diğer toplumsal hareketleri yani yoksulluk karşıtı örgütleri, küreselleşme karşıtı grupları, sendikaları da ittifaklarımız arasında görüyoruz. Birçok araştırmacı ve akademisyen de feminizmin müttefikidir.
– Dünya Yürüyüşü sırasında hangi talepleri öne çıkarıyorsunuz?
– Şartın temelini oluşturan eşitlik, özgürlük, adalet, dayanışma ve barış ilkelerinin Kebek’de yaşama geçmesi için yerine getirilmesini gerekli gördüğümüz beş talebimiz var.
Eşitlik: kadının statüsüne ilişkin devlet kurumlarının korunmasının yanı sıra Kebek’deki kadının statüsüne ilişkin global bir politika oluşturulması,
Özgürlük: kadın ticaretinin kurbanı göçmen kadınları koruması ve Kanada’dan ihracını ve iadesini engellemesi için Kanada hükümetiyle bir sözleşme yapılması
Dayanışma: insanların yaşaması için gerekli temel ihtiyaçların sosyal refah sistemi yoluyla karşılanmasının, üniversite öğrencileri için borç ve burs programlarının güvence altına alınması.
Adalet: atipik işlerde çalışan kadınlara farklı muamele yapılmasının sona ermesi, kadınların aynı işletmede eşit iş yapan diğer ücretli insanlarla aynı çalışma koşullarını (ücret ve sosyal haklar dahil) elde etmesi
Barış: Kebek Hükümetinden, herkesin kadına yönelik şiddetin kabul edilemez ve bir suç olduğunun bilincinde olması için, on yıllık bir süre içinde kullanılmak üzere 25 milyon doları ya da her yıl 2,5 milyon doları medya programları başta olmak üzere genel kamuoyunu duyarlılaştırma ve eğitim kampanyalarına ayırmasını istiyoruz.
– 2000 kampanyasının güçlü ve zayıf yönleri nelerdi?
– 2000 yılındaki Dünya Yürüyüşü’nün gücünü kadınlar arasında uluslararası bir ağ oluşturması ve güçlendirmesinden geliyordu. Başlıca zayıflığı ise doğrusu politik sonuçların elde edilememiş olmasıydı. Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu ve Birleşmiş Milletler uluslararası düzeyde ileri sürdüğümüz taleplerimize lütfedip yanıt bile vermedi. Üstelik, Kebek hükümeti de 2000 yılında Kebekli kadınların eyalet düzeyinde sunduğu talepleri hayata geçirme konusunda rıza göstermedi.
– İnsanlık için Küresel Kadın Şartı feminist düşünceyi yeterince yansıtıyor mu?
– Biz feministler Şartı savunduğumuz değerleri yansıtan, ilham kaynağı bir metin olarak görüyoruz. Bence feminist değerler ve hedefler Şartta ifade edildiği şekilde, yalnızca kadınların değil, aynı zamanda erkeklerin, çocukların da yaşamını ve genelde toplumu ileriye taşıyacak değerlerdir. Şart, içinde feminist sözcüğü geçmeden de feminist ilkeleri ve öncelikleri temsil edebilir.
Dünya Kadın Yürüyüşü 5. Uluslararası Toplantısı 10 Aralık 2004 tarihinde Ruanda’da 35 ülkeden feministlerin katılımıyla toplandı. Dünya Kadın Yürüyüşü’nün bütün kararları ve metinleri üçte iki çoğunluğun kararıyla alınmaktadır. Şart, dünya kadınlarının ortak konsensüsünü temsil ediyor.
Şartı önemsiyorum çünk
ü dünya kadınlarıyla birlikte kolektif bir tarzda oluşturduğumuz dünya görüşümüzü yansıtıyor.
– 21. yüzyılın feminist hareketini öncekilerden farklı kılan nedir?
– 21. yüzyıl feminist hareketinin karakteristik özelliğini, içinde genç kadınların ve azınlıkların daha fazla yer alması olarak görüyorum ki; bu da kadınların farklılıklarının daha iyi temsil edileceği anlamına geliyor.
Senegal’den Safiétou: “Bu Şart bizim, yani dünya kadınlarının, hepbirlikte taşıdığımız bebeğimiz. Dünyanın geleceğidir, eşitlikçi, adil, daha iyi bir dünyanın.”
Belçika’dan Maryam ;”Şart ülkemizde diğer kıtaların kadınlarıyla bağ kurmaya hizmet edecek, uluslararası dayanışma yanını ön plana çıkaracaktır.”
Galiçya’dan Eva; “Şart önemlidir; çünkü, baskının ve erkek egemenliğinin mağduru olan bütün kadınların bakışını temsil eder.”
Fransa’dan Judith; “Dayanışmamızı derinleştirerek kadınların biraz olsun ilerlemesini ve biz erkeklerle birlikte başka bir dünya kurmak istiyoruz demelerini sağlarsak, işte o zaman 10 Aralık feminist hareketin içinde tarihi bir gün olarak yerini alacaktır.”