Emperyalist finans kuruluş Asya Kalkınma Bankası, iki günden bu yan İstanbul’da bir zirve gerçekleştiriyor. Yine ezilen halkların, işçi ve emekçilerin iradesi hiçe sayılarak, emperyalist sömürgeci çıkarlar için, Türkiye bir üs olarak kullanılıyor.

Asya Kalkınma Bankası Türkiye’de ne arıyor? Biz bunun yanıtını biliyoruz. Bu yanıtı vermek için, onun kimliğine ve siciline bakmak yeter. AKB’nin finans politikalarını ve faaliyetini belirleyen, başta ABD olmak üzere, çeşitli AB ülkeleridir. AKB kurulduğu 1966 yılından beri, Asya ülkelerine dönük emperyalist finans sömürü ilişkilerini geliştirerek sürdürmektedir. IMF ve Dünya Bankası’nın Asya’daki koçbaşı olarak, kıtadaki ağır yoksulluğun, açlığın, sömürünün sorumlusudur.

Son dönemde, ABD tarafından geliştirilen Büyük Ortadoğu Projesi’nin ve işgalin sömürgeci-ekonomik politikalarının bir aracı olarak AKB öne çıkarılmaktadır. AKB’nin amacı bölgede işgal ekonomik- mali ayağını örmek ezilen Irak halkının kanı karışan Ortadoğu petrolünü, emperyalist tekellerin kar sofrasına sunmaktır. Bunun anlamı aynı zamanda Ortadoğu ve Asya’da doğanın ve insanın yağmalanmasıdır. AKB Asya ülkelerini kalkındırma adı altında, vahşi kapitalizmi yeniden inşa etmek, sömürücü küreselleşme politikalarına karşı en küçük bir halk direncini dahi kırmak için uygulanan ve uygulanacak olan emperyalist terörün Asya’daki yürütücülerinden biridir. Bugün burada gerçekleştirilen toplantının ana gündemlerinden birisinin, “küreselleşme sürecinin önündeki engellerin kaldırılması” başlığı olması, AKB’nin bu rolü üslendiğini bir ifadesidir. Kıtanın bütünündeki ezilen halk hareketleri ve Irak’ta, Filistin’de süren direniş, AKB konseptine göre emperyalist küreselleşmenin önündeki engelledir. Bu direniş odaklarına karşı geliştirilecek her türlü saldırının sorumlularından biride AKB ve onun politikalarını destekleyenler olacaktır.

Asya Kalkınma Bankası’nın İstanbul toplantısında kapsam dışı ülke olan Türkiye’nin de banka faaliyetlerinin kapsam alanına alınması gündemde. Bunun anlamı, halkımızın IMF’ye, Dünya Bankası’na köleliğini, birde AKB prangasıyla pekiştirmektir. Ülkeye dış yatırım adı altında, özelleştirmenin, hak gasplarının, vahşi sermaye yasalarının daha da geliştirilmesi ve yerel kaynakların, ucuz iş gücünün emperyalistlere peşkeş çekilmesi demektir! AKB kredisi adı altında yurdumuz emekçilerin üzerindeki borç yükünün ağırlaştırılması demektir! Borç ödemesi için halkın vergi soygunuyla, maaş artışlarının durdurulmasıyla, daha fazla yoksulluğa ve açlığa mahkum edilmesi demektir.

Türkiye halklarının iradesi dışında, bizi daha fazla mahkum edecek ve Asya-Ortadoğu ülkelerinin sömürüsüne, askeri ve ekonomik işgaline hizmet edecek bir emperyalist mali kuruluşu ülkemizde istemiyoruz. Bizim irademiz dışında alınan kararları ve anlaşmaları tanımıyoruz. AKB! Ülkemizden defol ve bir daha gelme! Bil ki, bu memleket işbirlikçilerden zirve salonlarında halk üzerinden kirli satış anlaşması yapanlardan ibaret değil. Bil ki, bu memleketin emperyalizme karşı savaşta destanlaşan yiğit evlatları var. Bizler ise, bu savaşta destanlaşan yiğitlerin takipçisiyiz. Bu savaşta, yıllar önce bugün darağacında ölümsüzleşen Deniz GEZMİŞ, Hüseyin İNAN ve Yusuf ASLAN’ın, 6. Filo’yu denize döken kararlılık ve mücadeleleri bize yol gösteriyor.