HAYDİ 1 MAYISA! İŞGALE, YOKSULLUĞA, SÖMÜRÜYE ve BASKIYA KARŞI BARIŞ, DEMOKRASİ ve BİRLİK İÇİN 1 MAYIS’A! İşçiler, kamu emekçileri, emekliler, işsizler, yoksullar, kadınlar, gençler, İşgale, sermayenin küresel saldırılarına, yoksulluğa ve sömürüye “hayır” diyenler, Kardeşçe birarada yaşamak isteyenler, Eşit, özgür, adaletli ve demokratik bir Türkiye hedefleyenler, Çağrımız sizedir! ÇAĞRIMIZ, Emekçilerin ve halkın taleplerini 1 Mayıs’ta daha […]
HAYDİ 1 MAYISA!
İŞGALE, YOKSULLUĞA, SÖMÜRÜYE ve BASKIYA KARŞI BARIŞ, DEMOKRASİ ve BİRLİK İÇİN 1 MAYIS’A!
İşçiler, kamu emekçileri, emekliler, işsizler, yoksullar, kadınlar, gençler,
İşgale, sermayenin küresel saldırılarına, yoksulluğa ve sömürüye “hayır” diyenler,
Kardeşçe birarada yaşamak isteyenler,
Eşit, özgür, adaletli ve demokratik bir Türkiye hedefleyenler,
Çağrımız sizedir!
ÇAĞRIMIZ,
Emekçilerin ve halkın taleplerini 1 Mayıs’ta daha kararlı, daha güçlü ve daha kitlesel seslendirme ÇAĞRISIDIR!
ÇAĞRIMIZ,
Barış, demokrasi ve birlik için dayanışma ve ortak mücadele ÇAĞRISIDIR!
VE ÇAĞRIMIZ,
Tüm yetkilileredir; Bu sese kulak verin ÇAĞRISIDIR!
Ortadoğu halkları, zengin enerji kaynaklarına sahip olmak suçmuş gibi bedelini kan ve gözyaşı ile ödüyorlar. ABD emperyalizmi, dünya çapında egemenliğini güçlendirmek, enerji kaynaklarına sahip olmak ve neo-liberal küreselleşmeyi sağlamak için zora, şiddete ve işgale başvurmaktan çekinmiyor. Afganistan, Filistin ve Irak kanıyor; halkların yaşadığı acılar, insanlık tarihine kara bir leke gibi düşüyor. ABD, şimdi de Suriye ve İran’ı hedef göstererek, bölgede yeni çatışmalara zemin hazırlıyor.
ABD ve çıkar odaklarının, Türkiye’yi çatışma ortamının bir taşeronu haline getirme oyunları sürüyor. Demokrasiden korkanlar, gerilim ve çatışmadan rant sağlamak isteyenler, huzursuzluğu körükleyenler, halka ve emekçilere kirli bir senaryo yazıyorlar. 1 Mart’ta alanları doldurarak savaş tezkeresine geçit vermeyen emekçiler, barış ve demokrasi mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürecekler!
Siyasi gerilimlerin yarattığı siyasal, ekonomik ve sosyal tahribatın izleri hala sürüyor. Yeni provokasyonlarla birlikte gerilimleri tetikleyerek halkı karşı karşıya getirme girişimlerine karşı, barışı ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz! Tüm halkı ve emekçileri sağduyuya davet ediyoruz.
Küresel sermayenin kıskacındaki ülkemiz, her gün daha fazla işsizliğe, yoksulluğa ve güvencesizliğe sürükleniyor. Ülke kaynakları, yağma ve talan politikalarıyla uluslararası sermayeye açılıyor. Özelleştirme politikalarıyla fabrikalar kapatılıyor ya da sermayeye peşkeş çekiliyor.
Devleti küçültme adı altında başta eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik olmak üzere kamu hizmetleri tasfiye edilmek, paralı hale getirilmek isteniyor. Ekonomiye IMF yön veriyor, hükümet emekçilerin ve halkın taleplerini dikkate almıyor.
Giderek artan borçlarla tarım can çekişiyor, esnaf kan ağlıyor, emekliler çile çekiyor, ücretler geriletiliyor, sosyal haklarımıza yönelik saldırılar devam ediyor. Daha fazla sömürmek için örgütsüz ve güvencesiz bir çalışma yaşamı isteniyor.
Büyüyen ekonomik tahribatla birlikte demokratikleşme sorunları da sürüyor. 12 Eylül hukuku varlığını sürdürürken; demokratik hukuk devleti olmanın gerektirdiği köklü adımlar atılmıyor, hak ve özgürlüklere ilişkin taleplerin önü kesilmek isteniyor. Hem yasalar hem de uygulamalar, temel hak ve özgürlüklere ilişkin sorunlara kaynaklık ediyor. Özgürlükçü, çoğulcu, bağımsız, demokratik ve barış içinde yaşayan bir Türkiye talebi, bütün yakıcılığıyla sürüyor.
DEĞİŞTİREBİLİRİZ! ÇÖZÜM ELİMİZDE;
Eşitlikçi, özgürlükçü, bağımsız, çoğulcu ve demokratik bir Türkiye hayal değil!
1 Mayıs’ta,
Mücadelemizi, birliğimizi ve dayanışmamızı güçlendirerek,
Alanları doldurarak, haklı taleplerimizi bir kez daha savunacağız:
* ABD’nin başını çektiği emperyalist güçler Ortadoğu’dan çekilmeli; Türkiye, hiçbir biçimde işgalin ve olası çatışmaların taşeronluğuna soyunmamalıdır. Ülkemizde ve bölgemizde barış ve kardeşlik güçlendirilmelidir. Sorunların diyolog ve barışçıl çözümü için, bütün taraflar sorumlu davranmalıdır.
* Her alanda tam bir demokratikleşme sağlanmalı; demokratik hukuk devleti önündeki yasal ve uygulamadan kaynaklı engeller kaldırılmalıdır.
* Örgütlenme ve düşünce özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı; herkes düşüncesini özgürce ifade edebilmeli; yaşama, çalışma ve eğitim özgürlüğü genişletilmelidir. Siyasetin katılımcı ve çoğulcu bir yapıya kavuşabilmesinin ve örgütlü toplumun yolu açılmalıdır.
* Sendikal hak ve özgürlükler önündeki tüm engeller; bütün anti-demokratik hükümler kaldırılmalı; demokratik bir çalışma düzeni kurulmalıdır.
* Kamu emekçilerinin toplu sözleşmeli ve grevli sendikal hak ve özgürlükleri ile siyaset yapma haklarının önündeki engeller kaldırılmalı, kamu emekçilerine yönelik baskı ve sürgün politikalarından vazgeçilmelidir. 98 ve 87 Sayılı ILO sözleşmeleri, iç hukukta uygulanmalıdır.
* IMF ile yapılan bütün anlaşmalar iptal edilmeli; borçlar yeniden yapılandırılmalıdır. Ekonomik tercihler, üretimi, yatırımı ve istihdamı esas almalıdır.
* Özelleştirmeler ve kamu hizmetlerinin küçültülmesi girişimleri derhal durdurulmalı; eğitim, sağlık ve sosyal güvenliğe ayrılan paylar artırılmalıdır.
* Reform adı altında emeklilik ve sağlık haklarını ticarileştirme, emekli yaşını ve prim ödeme sürelerini artırma, emekli aylıklarını düşürme girişimlerinden vazgeçilmelidir.
* Kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalı; Asgari ücret insanca yaşayacak bir düzeyde belirlenerek, vergi dışı bırakılmalıdır. Kamu çalışanlarına yönelik tek yanlı ücret politikalarından vazgeçilmelidir. Adil bir vergi reformu derhal yapılmalıdır.
* Çocuk işçiliği ve istismarına son verilmeli; çalışma yaşamındaki her türlü ayrımcılığa son verilmelidir. Özürlülere hayatın her alanına daha fazla katılma olanağı yaratılmalıdır.
TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK, KESK