Sizleri bugün buraya, “SEKA işçileriyle bir dayanışma platformu kurmak” için yola çıktığımızı duyurmak için çağırdık. Şimdiye kadar gücümüz yettiği, sesimiz çıktığı oranda SEKA işçisinin yanında olmaya çalışan bizler, emekten yana olan demokratik kitle örgütlerini, siyasi parti, grup ve çevreleri, sendikaları, tüm aydın, yazar çizer ve sanatçıları güçlerini bir araya getirerek vakit geçirmeksizin SEKA işçisinin direnişine […]
Sizleri bugün buraya, “SEKA işçileriyle bir dayanışma platformu kurmak” için yola çıktığımızı duyurmak için çağırdık. Şimdiye kadar gücümüz yettiği, sesimiz çıktığı oranda SEKA işçisinin yanında olmaya çalışan bizler, emekten yana olan demokratik kitle örgütlerini, siyasi parti, grup ve çevreleri, sendikaları, tüm aydın, yazar çizer ve sanatçıları güçlerini bir araya getirerek vakit geçirmeksizin SEKA işçisinin direnişine destek olmaya çağırıyoruz.
Davetimize cevap verip geldiğiniz için hepinize teşekkür ederiz.
Hepinizin bildiği gibi SEKA işçileri bir aydır, IMF’in direktifleri doğrultusunda kapatılmak istenen SEKA’yı savunmak için aileleriyle birlikte fabrikadalar. SEKA işçileri aslında sadece SEKA’yı korumuyor, özelleştirilmek istenen tüm fabrikaları koruyor; SEKA işçileri sadece kendi ekmeklerine, kendi işlerine sahip çıkmıyor, sermayenin ve hükümetin saldırısı altındaki tüm emekçilerin haklarına sahip çıkıyor.
Ankara Çaykur Paketleme Fabrikası’nda, Tuzla Rumeli Deri Fabrikası’nda, Ankara EGO’da, Bursa Asil Çelik Fabrikası’nda, Mersin, Samsun Limanlarında, Bitlis TEKEL sigara fabrikası ve adlarını sayabileceğimiz onlarca diğer fabrika ve işyerinde durum farklı değil. Bir yanda Hükümet ve sermaye sınıfı diğer yanda işlerine, aşlarına, haklarına, geleceklerine sahip çıkmaya çalışan işçi ve emekçiler.
Bu karşı karşıya gelişte SEKA büyük bir önem kazanmış durumda. SEKA’da direnen işçiler Türkiye’nin dört bir yanında işlerine aşlarına sahip çıkan emekçilerin bir sembolü halini almış durumda. SEKA işçisinin direnişi Türkiye’nin dört bir yanında yankı buluyor.
AKP Hükümeti SEKA’da süren emekçi direnişinin ne anlama geldiğini biliyor. Hükümet, SEKA işçisinin direnişi kırılıp SEKA kapatılamazsa, IMF’e söz verilen özelleştirmeleri, işten çıkartmaları sosyal hak gasplarını kolay kolay gerçekleştiremeyeceğini biliyor. Hükümet SEKA işçisinin direnişe verilen destekten korkuyor. İzmit halkının, İzmit’in temel harçlarından biri olan SEKA’nın kapatılmasına karşı her geçen gün artan tepkisinden korkuyor, Hükümet, Sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, aklı ve kalbi emekten yana olan güçlerin SEKA’ya sahip çıkmasından korkuyor. Hükümet SEKA hakkında topluma söylediği yalanların açığa çıkmasından korkuyor.
İşte bu yüzden Recep Tayip Erdoğan haftada üç kez SEKA üzerine söylev çekiyor.
İşte bu yüzden Maliye Bakanı Kemal Unakıtan her gün SEKA hakkında yalan söylüyor. İşte bu Yüzden Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe SEKA gerçeğini çarpıtmayı kendine iş ediniyor.
Hükümet bütün bir toplumun gözüne baka baka yalan söylüyor.
Hükümet İzmit Seka İşletmesi’nin zarar ettiğini söylüyor.
Hükümet, makinelerinin teknolojik ömrünü tamamladığını söylüyor.
Hükümet SEKA Kağıt Fabrikasının çevre kirliliği ve kansorejen bir etki yarattığını söylüyor.
Hükümet 734 SEKA çalışanının çıkarıyla toplumun çıkarının çeliştiğini söyleyerek SEKA işçisiyle toplumu karşı karşıya getirmeye çalışıyor.
AKP hükümeti, bir yandan emperyalizmin dünya ölçeğinde neo liberal özelleştirme saldırısının hükmünü yerine getirmeyi amaçlarken, öte yandan kapitalizmin en vahşi evresinde dahi kolay tanık olunamayacak bir iştah ile SEKA’yı talan etmek, yandaşı yerli sermaye gruplarına peşkeş çekmek istiyor. Ve bunu adım adım gerçekleştiriyor.
SEKA işçileri bir aydır bu yalanlara cevap veriyor. SEKA işçileri bir aydır güçleri ve sesleri yettiği oranda bu yalanları birer birer çürütüyor.
Her biri birer koca bina büyüklüğündeki kağıt makinelerinin eski ve demode olduğunu söyleyen Bakan Unakıtan, kağıt makinesi ile otomobili, cep telefonunu karıştırıyor. Kağıt makinesi, modernizasyon yatırımları ile yüzlerce yıl yaşayan bir üretim aracı olduğunu en iyi o biliyor. İskandinav ülkelerinde bu şekilde tıkır tıkır çalışan 200 yaşında makineleri olduğunu en iyi kendi biliyor.
SEKA’nın mevcut makinelerinin özel sektörün en büyük tesisi Kartronsan’ın makine parkından 10 yıl daha yeni olduğunu en iyi yine Unatıkan biliyor.
Eski ve zarar ediyor denen makineler sırayla yok pahasına özel sektöre satılıyor. Ve bu makineler özel sektörün para basma makinelerine dönüşüyor. En son ihale dosyalarına bakmak bile hükümetin neyin peşinde olduğunu göstermeye yeter. 700 bin dolar değerindeki 10 numaralı makineye 150 – 200 bin dolar teklif alınıyor. Kamunun öz kaynakları yok pahasına satılıyor.
SEKA’da yapılanlar son 20 yılın neo liberal iktisat politikalarının bir özeti gibi duruyor karşımızda. SEKA’da yapılmaya çalışanlar önümüzdeki ki üç yıl içinde yapılmak istenilenlerin bir özeti gibi duruyor karşımızda.
Geçtiğimiz yıllar içinde parça parça satılan SEKA’nın ülkeye maliyeti yıllık tutarı 2.5 milyar dolara yükselen kağıt ithalatıdır. Parça parça satılarak bugünkü haline getirilen SEKA’nın bedeli ülkenin kağıt ithalatına bağımlı hale getirilmesidir. SEKA oynanan oyunlar Türkiye üzerinde oynanan oyunun bir özeti gibidir.
SEKA artık zarar eden bir işletmeymiş. Hesap ortada, bugün ithal kağıda ödenen bedelin 400’de biri kadar olan 6 milyon Dolar tutarındaki bir yatırımla SEKA’nın 90 bin ton/yıl kapasiteye ulaşacağını SEKA işçileri biliyor, biz biliyoruz. Böyle bir yatırımla SEKA’da en az 500 kişilik yeni istihdam olanağı yaratılacağını SEKA işçisi biliyor, biz biliyoruz. Ama yalanın sesi daha gür çıkıyor, ama yalan örgütlü davranıyor, bu yalan etrafında kurulan yerel ve uluslararası çıkar ilişkileri birbirini kolluyor, kol kola giriyor, dayanışıyor.
Biz aşağıda imzası olan kuruluşlar, emekten yana olan tüm çevreleri, kişi ve kuruluşları vakit geçirmeksizin “SEKA ile Dayanışma Platformu” oluşturarak, güçlerini, seslerini bir araya getirmeye SEKA’ya, yani geleceğimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Gözümüz ve kulağımızın her an SEKA’da olduğunu, işçileri tarafından korunan fabrikaya fiili, zora dayalı bir müdahaleye kalkışılması halinde, ne olursa olsun işçilerin yanında olacağımızı, geleceğimizi savunacağımızı duyuruyoruz.
Uluslararası ve yerel sermaye çevreleri ve kuruluşlarıyla ele verip bu ülkeyi ve bizleri satılığa çıkartan Hükümetin yüzündeki maskeyi SEKA’da bir ucundan tutarak sökebiliriz. Sendikalarının, demokratik kitle örgütlerinin, siyasi parti, grup ve çevrelerin, aydın ve sanatçılarının birleşik gücü buna muktedirdir.
Biz aşağıda imzası olan kuruluşlar “Seka ile Dayanışma Platformu” kurma yolunda bir ilk adım olarak tüm emekten yana olan çevre, kuruluş ve kişileri 20 Şubat Pazar günü SEKA’ya gitmeye, SEKA işçisine destek vermeye çağırıyoruz.
SEKA İşçileriyle Dayanışma Platformu Girişimi
KATILIMCILAR
• Alınteri
• Antikapitalist
• Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu
• Belediye İş 2 No’ lu Şube
• Dayanışma Ağı
• Dayanışma Sendikası Girişimi
• Demokratik Halk Partisi
• Eğitim Sen 4 No’ lu Şube
• Emekçi Hareket Partisi
• Ezilenlerin Sosyalist Platformu
• Halk Kültür Merkezleri / Sosyalist Barikat
• Hava İş Sendikası
• İşçi Davası
• işçi Gazetesi
• İşçi Kardeşliği Bülteni
• işçi Mücadelesi
• İşçi Cephesi
• Kal
dıraç
• Konfeksiyon İşçileri Derneği
• Limter İş Sendikası
• Özgürlük ve Dayanışma Partisi
• Partizan
• Sosyal Haklar Derneği
• Sosyalist Dayanışma Platformu
• Sosyalist Demokrasi Partisi
• Sosyalist Emek Hareketi Parti Girişimi
• Tekstil Sen
• Toplumsal Özgürlük Platformu
• Tuzla Deri İş
• Tüm İlerici Gençlik Derneği
• Ürün Sosyalist Dergi