SEKA işçileri işletmenin belediyeye devrini üretim yapması koşuluyla onaylamıştır. Protokolun açıklandığı saatlerde işçilerle ve eşleriyle yapılan ropörtajlarda bu hususa vurgu yapılmıştır. Hükümet ve belediye cephesinin “işçilerin mağduriyetini gidermek” adına bu anlaşmayı yaptığı ifade edilse de burada iyi bir niyetin olmadığını, direnişin karşısında bir geri adımla zaman kazanmak ve sürece yayarak etkisini yitirmesini sağlamak olduğu görülmelidir. […]
SEKA işçileri işletmenin belediyeye devrini üretim yapması koşuluyla onaylamıştır. Protokolun açıklandığı saatlerde işçilerle ve eşleriyle yapılan ropörtajlarda bu hususa vurgu yapılmıştır. Hükümet ve belediye cephesinin “işçilerin mağduriyetini gidermek” adına bu anlaşmayı yaptığı ifade edilse de burada iyi bir niyetin olmadığını, direnişin karşısında bir geri adımla zaman kazanmak ve sürece yayarak etkisini yitirmesini sağlamak olduğu görülmelidir. Belediye başkanının, işçilerin hizmet alanında kullanılacağı, üretim yapılmasının daha sonra değerlendirileceği, işçilerin bir kısmının emekliye ayrılacak olması, işçilerin hizmet akitlerinin son bulduğu ve belediye ile yeni hizmet aktinin yapılması gerektiği vb söylediği düşünüldüğünde işçilerin mağduriyetinin giderilmesinin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
SEKA işçileri ve sendikaları Selüloz-İş açıktır ki zor olan bir şeyi başarmış; önce direnme kararı alarak, bütün kuşatmaya rağmen direnişi bu denli etkili bir şekilde sürdürmüş ve özelleştirmeler karşısında bugüne dek başarılmayan bir şekilde hükümete geri adım attırmıştır. Bununla da kalmayarak Türkiye işçi hareketinde son derece önemli, öğretici, birleştirici bir rüzgar estirmiştir. Gelinen noktada bir çözüm arayışına girilmesi ve uzlaşma çağrısına yanıt verilmesini anlamak ve işçinin sağduyusunu gözetmek zorunludur. İşçiler ve sendikaları yapabilecekleri kadar taleplerini emekçilere ve halka yansıtmışlar, kamuoyu oluşturmuşlar ve bunun ötesinde birleşik kararlı bir tutumla taleplerinin arkasında durmuşlardır. Böyle olduğu içindir ki tüm Türkiye halkının sevgi ve sempatisini kazanmışlardır. Bu dahi emek hareketi ve işçi mücadelesi için büyük bir hizmet ve katkı olmuştur.
Şimdi yeni bir süreçte yine SEKA işçilerinin ve örgütlerinin örnek birliktelik tutumunun devamının önemi büyüktür. Hak ve ekmek kavgası yeni bir boyut kazanmıştır. Belediye çatısı altında üretimin sürdürülmesi, yatırım ve modernizasyona gereken bütçenin belediyeye aktarılması için mücadelenin ve birlikteliğin devamı, işçi hareketi için yeni öğretici ders ve kazanımlarla dolu bir süreç olacaktır. Moral bozukluğuna kapılmamak, tedirginlikleri gidermek ve gelişmelere yön veren bir öngörü ve değerlendirmeyi en geniş işçi ortamında sağlamak SEKA işçilerinin başarabileceği bir şeydir. Şimdi bu denli örnek bir mücadele sergileyen işçi kardeşlerimizin bunca yaşanmışlıktan edindikleri tecrübe ile meseleleri ele alacağından kuşku duymamak, dün olduğu gibi bugün de işçilerle ve aileleriyle yan yana kavgayı sürdürmek ve harekete yardımcı olmak tüm işçi politikacıları ve devrimcilerinin görevidir.
Bundan sonrası için her ne olursa olsun, SEKA işçileri ve direnişleri Türkiye işçi sınıfı mücadelesi tarihinde onurlu yerini almıştır. Onlar işçi sınıfının, emek ve ülke mücadelesinde en kararlı, her seferinde yeniden ayağa kalkma gücünü gösterebilen yegane sınıf olduklarını bir kez daha göstererek geleceğimize ve umutlarımıza ışık tutmuştur. Mücadelelerini ve başarılarını selamlıyor ve yanlarında olmaya devam edeceğiz diyorum.
(*) EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel
Evrensel 12 Mart 2005