PETROKİMYA SEKTÖRÜ EKONOMİDEKİ YERİ VE PETKİM Giriş Petrokimya sanayi, petrol rafineri ürünleri veya doğalgazdan başlayarak plastikler, yapay kauçuklar, yapay elyaf hammaddeleri, plastikleştiriciler, antifiriz, boya ve yapıştırıcı hammaddeleri, tekstil yardımcı maddeleri gibi binlerce kimyasal madde üreten bir sanayi dalıdır. Organik kimyanın dörtte üçünü içermektedir. Petrokimya ürünleri az sayıda hammaddeden elde edilir ama nihai ürünler son derece […]
PETROKİMYA SEKTÖRÜ EKONOMİDEKİ YERİ VE PETKİM
Giriş
Petrokimya sanayi, petrol rafineri ürünleri veya doğalgazdan başlayarak plastikler, yapay kauçuklar, yapay elyaf hammaddeleri, plastikleştiriciler, antifiriz, boya ve yapıştırıcı hammaddeleri, tekstil yardımcı maddeleri gibi binlerce kimyasal madde üreten bir sanayi dalıdır. Organik kimyanın dörtte üçünü içermektedir.
Petrokimya ürünleri az sayıda hammaddeden elde edilir ama nihai ürünler son derece çeşitlidir. (ABD’de ticari olarak 14.000’e yakın farklı ürün bulunmaktadır.)
En önemli nihai petrokimyasal ürünlerden birisi termoplastikler olup, bunlar da kullanım alanlarına göre ticari ve mühendislik plastikleri olarak ayrılırlar. Ambalaj, elektronik, tekstil, tarım ve otomotiv gibi çeşitli sanayilere girdi sağlamaktadır.
Petrokimyasal ürünlerin elde edilmesinde genel olarak sürekli akım teknolojileri kullanılmaktadır. Hammaddeler kapalı bir sistemde değişik kimyasal reaksiyonlardan geçirilerek nihai ürünlere ve yan ürünlere dönüştürülmektedir. Bu nedenle petrokimyasal ürün üretiminde ölçek ekonomileri çok önemlidir. Üretim ölçeği % 100 arttırıldığında, birim yatırım maliyeti % 20 azalmaktadır. Bu bakımdan petrokimya tesisleri büyük ölçekli yapılmaktadır.
Ayrıca, teknolojik değişim süreci de tesis ölçeklerinin sürekli büyümesine yol açmıştır.
Teknolojik yapılabilirlik dışında tesis ölçeğini kısıtlayan faktörler, ulaşım masrafları (büyük pazara yakınlık) ve tesislerin arıza, bakım nedenleriyle durması durumunda oluşan yüksek maliyetlerdir. Dolayısıyla sermaye ve teknoloji yoğun bir sektör niteliğindedir.
II. Dünya Savaşı sonrasında petrol rafineri ürünlerinin ucuz ve bol olması, ölçek ekonomilerinin üretim maliyetlerini önemli ölçüde düşürmesi, özellikle metallerin ve doğal kauçuk gibi doğal malzemelerin yerine petrokimya ürünlerinin kullanılabilmesi ve gelişmiş ülkelerdeki hızlı sanayileşme sonucu petrokimya ürünlerine talebi hızla artırmıştır. 1950-1960 döneminde petrokimya sanayi % 20-30 oranlarında büyümüştür. 1950’li yıllarda sektöre giren ABD, petrokimya sanayinin gelişiminde öncü konumunda olmuştur. 1960-1970 dönemlerinde Batı Avrupa ile birlikte bu alana giren, gelişmekte olan ülkelerde kamu girişimciliğiyle sanayileşme politikalarında petrokimya sanayi önemli bir yere sahip olmuştur.
Ayrıca gelişmekte olan ülkelerde ve etilen gibi temel ara malları üreten tesisler, kamu eliyle entegre yapılar olarak kurulmuşlardır.
Japonya, Kore, Tayvan gibi ülkelerde devlet kapasite saptanması, yatırım kararlarının koordinasyonu, dikey bütünleşmenin denetlenmesi ve fiyatlandırma gibi yöntemlerle özel sektör üzerinde de önemli bir etkiye sahip olmuştur.
1970’lerden itibaren petrol şokları ve dünya ekonomik bunalımının etkisiyle petrokimya sanayinin büyüme hızı düşmüş ve firmalar da çeşitli stratejiler ile çevrimsel bunalımların etkisini azaltmaya çalışmışlardır. Bunalım dönemlerinde, verimsiz ve/veya küçük ölçekli tesislerdeki üretim geçici veya tamamen durdurulmaktadır. İlave olarak şirketler, üretimlerinde başarılı oldukları belirli ürünlerde yoğunlaşmakta ve bu doğrultuda diğer petrokimya şirketleriyle birleşerek ortaklıklar kurmaktadırlar.
1980’lerde düşey bütünleşme eğilimi yaygınlaşmıştır. Nihai ürün üreticileri petrokimyasal hammadde üretimine doğru bütünleşirken, hammadde üreticileri de nihai mallara doğru düşey bütünleşmeye gitmişlerdir.
Petkim kuruluşundan beri entegre bir yapıya sahip olduğundan, bu organizasyon yapısı bunalım döneminde Petkim için bir avantaj olarak görülmektedir.
Petrokimya sanayi, gerek teknoloji gerekse sürekli yeni halkaların eklendiği üretim zinciri ile dünya ekonomisi açısından lokomotif niteliktedir. Dünya petrol şirketleri rafineri-petrokimya-kimya entegrasyonuna yönelmektedir.
Word formatındaki RAPORUN TAMAMINI OKUMAK İÇİN
BURAYA TIKLAYINIZ. Dosya Büyüklüğü 138 KB