İŞ, EKMEK, ÖZGÜRLÜK İÇİN 1 MAYIS’TA ALANLARA

• İŞÇİLER, EMEKÇİLER, GENÇLER, KADINLAR,

İşçi sınıfının uluslararası BİRLİK, DAYANIŞMA ve MÜCADELE günü 1 MAYIS yaklaşıyor. Her 1 Mayıs’ta olduğu gibi, 2005 1 Mayıs’ında da ülkemiz ve bütün dünyada işçiler, emekçiler, ezilen halklar, güçlerini birleştirerek; onbinler, yüzbinler, milyonlar halinde alanlara çıkacak. Sömürü ve savaşın kaynağı sermaye cephesinden hesap soracak.

• TÜRK, KÜRT VE HER MİLLİYETTEN İŞÇİLER, EMEKÇİLER
1 Mayıs’a hazırlanırken, emperyalizm ve işbirlikçiler tarafından dört koldan kuşatılmış bulunuyoruz. ABD, Irak’taki emperyalist işgali pekiştirmek, İran ve Suriye’ye boyun eğdirmek, Kafkaslar ve Orta Asya’ya dönük emellerinde ileri adımlar atmak için dizginlerini boşladığı savaş arabasına Türkiye’yi bağlamak için, aşağılamaktan, şantaj ve tehdide kadar her yolu deniyor.

Ancak, halkımız, ABD emperyalizminin işgal ve katliamlarına asla razı değildir. ABD karşıtlığının, %82 oranı ile dünyada en yüksek ülkemizde olması bu yüzdendir.

• İŞÇİLER, KARDEŞLER
Türk, Kürt ve çeşitli milliyetlerden halkımızın, komşu ülkeler başta olmak üzere dünya halklarıyla antiemperyalist bir zeminde birleşme ve kardeşleşmesine tahammül edemeyenler, “bayrak yakma” gibi provokasyonlar yaratarak, ülke içinde de kardeşliğe tahammülsüz olduklarını göstermişlerdir.

Onlar, Türk-Kürt boğazlaşması yaratarak, birliğimizi bölmek ve bizleri parçalamak istiyorlar. Çünkü, onlar Kürtlerin dil, kimlik, kültür gibi demokratik haklarını kullanmalarının, Türk ve çeşitli milliyetlerden işçiler ve emekçilerle Kürt emekçiler arasındaki birliği ve kardeşliği güçlendireceğinin bilincindeler. Yine, onlar, bu birlik ve kardeşliğin, sömürücülerin ve savaş tacirlerinin karşısına aşılması güç bir duvar olarak dikileceğini çok iyi biliyorlar.

Bu yüzdendir ki, Kürt sorununun demokratik, halkçı tarzda çözümü egemenlerin işine hiç mi, hiç gelmemektedir.

Emperyalistlerin ve uşaklarının böl, yönet oyununa gelmeyelim.
1 Mayıs, Bütün milliyetlerden Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerinin birlik ve kardeşleşme günü olsun. Newroz ateşiyle harlanan kardeşlik 1 Mayıs alanlarında volkana dönüşsün… Yaşasın birlik, yaşasın kardeşlik…

• İŞÇİLER, EMEKÇİLER
Özelleştirme, işçi kıyımı, düşük ücret dayatmaları, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma tüm hızıyla sürüyor. İş yaşamı esnekleşti. İş saatleri artırıldı. Yetmedi, şimdi de mezarda emekliliğe rahmet okutacak yasal değişiklikler gündemde.

Oysa, Başbakan Erdoğan hükümet olduğu gün, “Bize 1 yıl süre tanıyın, bütün sorunlarınızı çözeceğiz” demişti. Aradan tam 3 yıl geçti. Çözülmek bir yana, sorunlar dağ gibi birikti. Çünkü AKP, halka değil IMF’ye hizmet etti. Ülke, %9,9 büyüdü. Ama, “rekor büyüme”den, uluslar arası sermaye ve yerli işbirlikçileri faiz ve rant yoluyla aslan payını alırken, biz emekçilerin payına işsizlik, açlık, yoksulluk düştü.

Hükümet ve sermaye cephesinden, yaptıklarının hesabını sormak için 1 Mayıs alanına dolduralım ve hep birlikte haykıralım; IMF programı iptal edilsin, borç ödemeleri durdurulsun, kaynaklar eğitime, sağlığa ve istihdama yönlendirilsin; iş, ekmek, özgürlük istiyoruz…

• ORGANİZE SANAYİ İŞÇİLERİ, KARDEŞLER
Patronlar, bizleri sendikasız, çoğu yerde sigortasız, Ortaçağ’ı aratmayacak insanlık dışı koşullarda çalıştırmaya doymuyorlar. En küçük bir hak talebimiz, dayakla, küfürle, işten atmakla, karakollara çekilmekle karşılık buluyor. 2821-22 sayılı yasalarla tanınan sendikal örgütlenme hakkımız, fiilen kullanılamaz bir haldedir. Sosyal haklardan bahsetmek hiç mümkün değildir. 2821-22 sayılı sendika yasaları demokratikleştirilmeli, bu bağlamda noter şartı ve barajlar kaldırılmalı, yetki referandumla belirlenmelidir. Örgütlenme hakkımız için, insanca çalışma koşulları ve insanca yaşayacak bir ücret için güçlerimizi birleştirelim. 1 Mayıs gücümüzü ve birliğimizi dosta, düşmana gösterdiğimiz bir gün olsun.

• KAMU EMEKÇİLERİ
IMF programları işçiler kadar kamu emekçilerini de vurdu. Memur sayısı sistemli şekilde azaltılırken, iş güvencesi ve özlük hakları, adım adım ortadan kaldırılıyor. Kamu Yönetimi Temel Kanunu ve personel rejimi değişikliği, torba yasası, İl İdaresi Yasası vb. yasal değişikliklere yedirilerek fiilen gerçekleştiriliyor. Saldırıları püskürtmenin yolu mücadeleyi yükseltmekten ve işçi sınıfıyla dayanışmaktan geçiyor. 1 Mayıs, taleplerimizi görmezden gelen hükümete gücümüzü gösterdiğimiz bir gün olsun. KYKT ve yeni personel rejimine hayır; grevli toplusözleşmeli sendika istiyoruz.

• İŞÇİ, İŞSİZ GENÇLER, ÖĞRENCİLER
Devlet ve hükümet erkanı her vesileyle gençliğe verdikleri önemden söz ederler. Ancak, Sanayi sitelerinde, hiçbir sosyal güvence olmadan, en ağır koşullarda, en düşük ücrete çalıştırılan genç işçilerdir. İşsizliğin pençesinde kıvrananların çoğunluğunu yine gençler oluşturmaktadır. Eğitimin paralı hale getirilmesi, emekçi çocuklarının okuma imkanlarını ortadan kaldırmaktadır. Sınavsız yükseköğrenim hakkı şöyle dursun, bu hükümet liselere dahi sınavla öğrenci almanın hazırlıklarını yapmaktadır. Bir yandan işsizliğin nedeninin eğitim olduğunu söylüyorlar öte yandan halk çocuklarını cehalete terk ediyorlar.

İnsan onuruna yakışır iş, ücret ve çalışma koşulları için, parasız, demokratik, sınavsız bir eğitim; güvenli bir gelecek için 1 Mayıs’ta alanları dolduralım. Gençliğin, geleceğine sahip çıkacağını gösterelim.

• EMEKÇİ KADINLAR

Kapitalizm koşullarında, en büyük yıkımı çifte sömürü altında bulunan kadınlar yaşıyor. Emekçi ailelerinde, işsizlik ve yoksulluğun yükünü en fazla kadınlar taşıyor. Cinsel tacize, tecavüze uğrayan, “töre cinayetleri”ne kurban giden yine kadınlardır.
Yaşadıklarımızın hiçbiri kader değildir. Birleşirsek, köleliğimize son verebiliriz. 1 Mayıs, bu birliğimizin en ileri düzeyde sağlandığı bir gün olsun.

Sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya için, HAYDİ 1 MAYIS’A, HAYDİ ALANLARA

– Kahrolsun emperyalizm, yaşasın halkların kardeşliği
– Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın proleterya enternasyonalizmi
– Yaşasın bağımsız demokratik Türkiye

EMEĞİN PARTİSİ