Alibeyköy Mezarlığı’ndaki anma töreninde konuşan Ayşe Yeter, eşinin ölümünün üzerinden 6 yıl geçtiğini hatırlatarak, “Onun ölümünü hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz. İşkenceye karşı mücadelemiz devam edecek” dedi. Yeter, daha sonra eşinin mezarına bir demet çiçek bıraktı. Anma töreni, sloganlar ve şiirlerle son buldu. Dayanışma gazetesi bürosunu 7 Mart 1999’da basan TMŞ polisleri, aralarında Limter-İş Eğitim Uzmanı […]
Alibeyköy Mezarlığı’ndaki anma töreninde konuşan Ayşe Yeter, eşinin ölümünün üzerinden 6 yıl geçtiğini hatırlatarak, “Onun ölümünü hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz. İşkenceye karşı mücadelemiz devam edecek” dedi.
Yeter, daha sonra eşinin mezarına bir demet çiçek bıraktı.
Anma töreni, sloganlar ve şiirlerle son buldu.
Dayanışma gazetesi bürosunu 7 Mart 1999’da basan TMŞ polisleri, aralarında Limter-İş Eğitim Uzmanı Süleyman Yeter’in bulunduğu birçok kişiyi gözaltına alınmış ve ardından Süleyman Yeter’i işkenceyle katletmişti.
Süleyman Yeter’in işkenceyle katledilmesi üzerine açılan davada sadece bir polise 4 yıl 2 ay gibi komik bir ceza verildi. TMŞ Tim-4 çetesinin sorumlu olduğu bu siyasi cinayetten dolayı, Tim-4 katilleri daha davanın açılması aşamasında korunarak yargı önüne çıkarılmadı, yargılama, alt düzeyden birkaç ‘günah keçisi’yle sınırlı tutuldu.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 1 Nisan 2003’te karara bağlandı ve işkenceci polislerden Mehmet Yutar ile gıyabi tutuklu sanık Ahmet Okuducu’nun Süleyman Yeter’e, “işkence edip kötü muamelede bulundukları” kanaatine arıldı.
Yutar’ı “kastı aşarak kasten adam öldürmek” suçundan 10 yıl ağır hapis cezasına çarptıran mahkeme, bu cezayı “failin birden çok olması ve asli failin belli olmaması” gerekçesiyle 4 yıl 2 aya düşürdü. İşkenceci polislerden Ahmet Okuducu ise bir türlü “bulunamadı”.
Kaynak: netgazete.com, atilim.org