KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası’nın Kamu Yasa Tasarılarına karşı yarım gün iş bırakma eylemi ve tüm şehirlerde kitlesel basın açıklamalarının olduğu gün, Kamu-Sen’e bağlı Türk Büro-Sen üyesi bir grup Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 68 bin 225 kişilik kadrosunun 52 bin 175’e indirileceği için TBMM Dikmen girişinde basın açıklaması yaptı. Hadi 8 Mart Kutlayanlar “İllegal Güçler”di; Peki […]
KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası’nın Kamu Yasa Tasarılarına karşı yarım gün iş bırakma eylemi ve tüm şehirlerde kitlesel basın açıklamalarının olduğu gün, Kamu-Sen’e bağlı Türk Büro-Sen üyesi bir grup Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 68 bin 225 kişilik kadrosunun 52 bin 175’e indirileceği için TBMM Dikmen girişinde basın açıklaması yaptı.
Hadi 8 Mart Kutlayanlar “İllegal Güçler”di; Peki Bu Eylemdekiler?
Açıklamanın ardından oturma eylemi yapmak isteyen gruba polis müdahale etti. Polisin müdahalesiyle karşılaşan Kamu-Sen’in aynı gün polisi savunan açıklamalar yapması ilginç(!) bir tesadüf oldu.
Kamu-Sen aynı gün yaptığı açıklamada polisin Beyazıt’ta 8 Mart ile ilgili eylem yapmak isteyenlere uyguladığı şiddeti savunmuş ve saldırıya tepki gösterenlere ”Türk polisini hedef tahtası yapmaya kimsenin hakkı yok” dedi. Kamu-Sen, Pazar günü Beyazıt’ta demokratik haklarını kullananları illegal güçler olarak tanımlayıp, polisin dayak atmasını savunarak, zihniyetini ortaya koydu.
Kamu-Sen’den kendi talepleri için düzenledikleri eyleme polisin müdahale etmesi konusunda ise hiç bir açıklama yapılmadı.
Kamu-Sen’in Demokratik Taleplere Tahammülsüzlüğünü Gösteren, dayak ve şiddeti savunduğu basın açıklamasını bir ibret belgesi olarak yayınlıyoruz
Türkiye Kamu-Sen’in İstanbul’daki olaylara ilişkin açıklama:
EYLEM TÜRKİYE CUMHURİYETİNE KARŞI YAPILMIŞTIR (9-3-2005)
Hukuk devleti, sadece hukuku koyan değil, aynı zamanda koyduğu hukuka uyan devlettir. Her ne kadar insan hakları ihlalleri konusunda Emniyet Teşkilatımız zaman zaman (maksatlı ve taraflı olduğunu düşündüğümüz) bazı ithamlarla karşı karşıya kalsa da unutulmamalıdır ki hukuk devletinin varlığı ve korunmasında Emniyet Teşkilatının rolü büyüktür.
Emniyet güçlerimiz kanunlar çerçevesinde, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda hayatlarını ortaya koyarak görev yapmakta, vatandaşların mal, can ve namus güvenliğini, huzurunu sağlamaktadırlar. Buna rağmen belirli çevrelerin münferit olayları genelleştirerek Emniyet Teşkilatımızı yıpratmaya çalıştıkları görülmektedir. Bunlara verilecek en güzel cevap Türk Polisinin gerçek yüzünü onlara göstermek, her türlü zor durum ve koşulda görev yapan polisimizin insan haklarının ihlalcisi değil, koruyucusu olduğunu milletimizin görmesine imkan sağlamaktır.
Elbette ki kadınlarımız, ekonomik ve sosyal yaşamın ayrılmaz bir parçası, üretimin etkin bir ögesidir. Ülkemizde her alanda başarılı çalışmalar yapan kadınlarımızın sayısının artması, övünç kaynağımızdır.
Geleneklerimizde ve inançlarımızda varlığı kutsallaştırılan kadınlara el kaldırılması sözkonusu olmadığı gibi böyle bir davranışın tasvip edilmesi de mümkün değildir.
Ancak, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü anlamından uzaklaştıran birtakım illegal güçlerin bu günde yasadışı hareketlerinin de şiddetle karşısındayız.
Bize göre bu eylem Kadınlar Günü için yapılan eylem değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı yapılan bir eylemdir.
Türk polisini hedef tahtası yapmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Demokrasiye evet, ama demokrasinin ayaklar altına alınmasının sonuna kadar karşısındayız. Türkiye bir demokrasi devletidir diyebiliyorsak, bu ülkenin bir gerçeği olan güvenlik gücü vardır. Türkiye’nin iç işlerine karışmak ise kimsenin haddine değildir.
Türkiye Kamu-Sen olarak yasa dışı örgütler tarafından özel olarak seçilen 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün anlamına leke düşürenleri nefretle kınıyoruz.
Türkiye Kamu-Sen