Değerli Basın Emekçileri, Bizler, DİSK’ten, KESK’ten, TMMOB’dan, bağımsız kadın örgütlerinden, KA-DER’den, Amargi’den, Gökkuşağı’ndan, Halkevlerinden, demokratik kitle örgütlerinden ve emekten yana siyasi partilerden kadınlar biraraya geldik. Sözümüzle, taleplerimizle ve eylemlerimizle, dünya kadınlarıyla buluşmayı hedefleyerek Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye ağını oluşturduk. Biliyoruz ki 2005 yılı hem Türkiye’de, hem de bütün dünyada kadınların “dünyayı değiştirme” kararlılığına; adil, eşit, […]
Değerli Basın Emekçileri,
Bizler, DİSK’ten, KESK’ten, TMMOB’dan, bağımsız kadın örgütlerinden, KA-DER’den, Amargi’den, Gökkuşağı’ndan, Halkevlerinden, demokratik kitle örgütlerinden ve emekten yana siyasi partilerden kadınlar biraraya geldik.
Sözümüzle, taleplerimizle ve eylemlerimizle, dünya kadınlarıyla buluşmayı hedefleyerek Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye ağını oluşturduk.
Biliyoruz ki 2005 yılı hem Türkiye’de, hem de bütün dünyada kadınların “dünyayı değiştirme” kararlılığına; adil, eşit, özgür, dayanışma ve barış içinde yaşama iradesiyle gerçekleştireceği eylemlere tanıklık edecek.
Bizler; Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye ağını oluşturan kadınlar da, uluslararası düzeyde örgütlenen bu anlamlı ve tarihi eylemlerin bir parçası olarak, sizinle birlikteyiz.
Değerli Basın Emekçileri,
Dünya Kadın Yürüyüşü, 163 ülkeden ve bölgeden 5.500 katılımcı grubu içeriyor. 2000 yılı Dünya Kadın Yürüyüşü inisiyatifi, aradan geçen beş yıldan sonra, 2005 yılında uluslararası bir eylem ve hareket olarak yeniden örgütleniyor.
Dünya Kadın Yürüyüşü, 8 Mart 2005 tarihinde Brezilya’dan yola çıkacak. 17 Ekim 2005 tarihine kadar aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 53 ülkede konaklayacak.
Yürüyüş sırasında her ülkede parçaların eklenmesiyle “Küresel Dayanışma Yorganı” oluşturulacak.
Türkiye ve Yunanistanlı kadınlar Küresel Dayanışma Yorganına ortak bir eylemlilikle katkı verecek.
Değerli Basın Emekçileri,
Türkiye’de de kadınlar ne yazık ki, yoksulluğu, şiddeti ve cinsiyet ayrımcılığını çok yakıcı bir biçimde yaşıyorlar.
IMF direktifleriyle hazırlanan borç ödeme bütçeleri, kamu hizmetlerini ve kadınları yok sayıyor. Kadınların yoksulluğu, tercih edilen politikalarla daha da derinleşiyor.
6 milyon kadın okuma yazma bilmiyor, birçok kadın sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor.
Ücretli ya da yevmiyeli çalışan kadınların oranı yüzde 24 ve kadınların yüzde 70’i ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor.
Kadınların sadece yüzde 27’si sosyal güvenlik kapsamında ve 4 milyona yakın kadın kayıt dışı çalışıyor. Üstelik daha ucuza, daha güvensiz ve daha çok sömürülerek.
Kadınlara yönelik kötü muamele, işkence, öldürme, intihara zorlama ülkemizde son bir yılda yüzde 25 oranında arttı.
Töre ve namus cinayetlerinde onlarca kadın kurban ediliyor; ama devlet caydırıcı önlem almıyor.
Her gün kadına yönelik dayak, taciz ve tecavüz haberleri geliyor.
Ne yasalar, ne de uygulama, kadınlara güvenli bir gelecek vaadetmiyor.
Biz kadınlar, neo-liberal politikalardan, anti-demokratik uygulamalardan en fazla mağdur olanlarız.
Göçe zorlanan kadınlar, deprem bölgesindeki kadınlar, farklı kimlik ve kültürlere sahip kadınlar, yaşlı ve engelli kadınlar, çok daha büyük sorunlar yaşıyorlar.
Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye Ağı olarak, dünya çapında örgütlenen eylemlerin bir parçası olmak için çok nedenimiz var.
Türkiyeli kadınların da yaşadıkları çok sorun, söyleyecekleri çok söz var. 2005 yılını, sözümüzü örgütlediğimiz bir yıla çevireceğiz.
Değerli Basın Emekçileri,
Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye Ağı olarak, başta İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Bursa, Zonguldak olmak üzere birçok ilde koordinasyonlar oluşturduk.
8 Mart’ta eylemlerimiz başlıyor.
8 Mart Salı günü Galatasaray postanesi önünden yürüyerek, “İnsanlık İçin Küresel Kadın Şartı”nı deklare edeceğiz. Dövizlerimizle, sloganlarımızla, farklı renklerimizle hep bir ağızdan taleplerimizi ifade edeceğiz.
8 Mart’ta Ankara’da ise, taleplerimizi TBMM’ye ileteceğiz.
9-10 Mayıs tarihlerinde, Küresel Dayanışma Yorganı Türkiye’ye gelecek ve bizler o tarihlerde Yunanistan’lı kadınlarla İstanbul’da eylem örgütleyeceğiz.
Dünya Kadın Yürüyüşü’nün sona ereceği 17 Ekim tarihinde, hükümete ve Meclise “Taleplerimiz için, biz kadınlar için ne yaptınız?” diye soracağız.
Biz kadınlar bu süreçte;
Bize dayatılan yoksulluğu ve şiddeti “doğal” kabul etmeyen,
Adaletsizliğe, baskılara, savaşa, işgale ve sömürüye boyun eğmeyen,
İkinci sınıf görülmeye, cinsiyet ayrımcılığına, farklılıklarımızın yok sayılmasına karşı çıkan bir anlayışla yürüyeceğiz.
Değerli Basın Emekçileri;
Biz Türkiyeli kadınlar, dünyadaki diğer bütün kadınlarla birlikte aynı kararlılığı ifade ediyoruz:
“Geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıktık. Adil, eşit, özgür, dayanışmacı ve barış içinde yaşayacağımız bir dünyayı yaratmak için ellerimizi birleştirdik.”
Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye Ağı olarak, 8 Mart’ta düzenleyeceğimiz yürüyüşe bütün kadınları, ellerimizi birleştirmeye çağırıyoruz.
Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye Ağı
Kaynak: DİSK Basın Ajansı