Sempozyumun ilk gününde, “Güvencesiz Çalıştırmanın Yeniden Tanımlanması”, “AB Süreci Emek ve Sermaye İlişkileri” ve “Güvencesiz Çalıştırmanın Ekonomik ve Sosyal Yaşamdaki Yeri” başlıkları altında üç oturum gerçekleştirildi. Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan ilk günün ilk oturumunda Yrd. Doç. Hasan Ejder Temiz, Dr. Arif Geniş, Yrd. Doç. Özgür Müftüoğlu ve DİSK danışmanı Tonguç Çoban’ın sunumlarında […]
Sempozyumun ilk gününde, “Güvencesiz Çalıştırmanın Yeniden Tanımlanması”, “AB Süreci Emek ve Sermaye İlişkileri” ve “Güvencesiz Çalıştırmanın Ekonomik ve Sosyal Yaşamdaki Yeri” başlıkları altında üç oturum gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan ilk günün ilk oturumunda Yrd. Doç. Hasan Ejder Temiz, Dr. Arif Geniş, Yrd. Doç. Özgür Müftüoğlu ve DİSK danışmanı Tonguç Çoban’ın sunumlarında “güvencesiz çalıştırma” akademik ve sendikal çevrelerdeki farklı tanımlanış biçimleri ile ele alındı. Hasan Ejder Temiz’in ILO’nun “iş güvencesinden yoksun istihdam”/”güvencesiz istihdam” kavramlaştırmasından farklı olarak “standart dışı istihdam”/”eğreti istihdam” kavramlaştırması, konuyu en geniş biçimiyle ele alan yaklaşımlardan biri olarak dikkat çekti.
Ara ve bir müzik dinletisinin ardından Aziz Çelik ve Çiğdem Çidamlı’nın katıldığı “AB Süreci ve Emek Sermaye İlişkileri” başlıklı ikinci oturuma geçildi. Aziz Çelik, AB sürecinin, siyasal iktidar üzerinde, Türkiye emekçilerinin şu anda sahip olduklarından daha ileri olanaklar elde edebilmelerine olanak sunacak bir “sopa” olduğunu ve AB’ye katılımın aynı zamanda yeni liberalizme karşı mücadelenin Türkiye sınırlarından Avrupa sınırlarına genişletilmesi anlamına geleceğini savundu. “Emeğin Avrupa’sı” tartışmasına karşıt bir konumdan yaklaşan Çiğdem Çidamlı ise, söz konusu edilen “sopa”nın Doğu Avrupa’nın AB’ye katılım sürecinde iddia edildiği gibi kimsenin sırtına emekçilerin lehine inmediğini ve AB’nin de bir ulus devlet gibi homojen bir birlik değil, merkezi ve çevreyi içinde barındıran yeni bir emperyalist bölgecilik projesi olduğunu söyledi.
İlk günün son oturumundaysa aslen Türkiye’nin geçirmekte olduğu yeni liberal dönüşüm ve bir sonucu olarak “güvencesizlik” tartışmaları yürütüldü. Bu bölüm Prof. Dr. İzzettin Önder, Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu, Araştırmacı – Yazar Mustafa Sönmez ve İTO’dan Dr. Osman Öztürk’ün katılımıyla gerçekleştirildi.
İkinci gün, EÇM Hukuk Bürosu Avukatlarından Av. Mehmet Ümit Erdem ve Tüm Bel-Sen Eğitim Uzmanı İrfan Kaygısız’ın “Güvencesiz Çalıştırmayı” hukuki boyutuyla ele aldıkları bir oturumla açıldı.
İkinci oturumda Denizli, İstanbul [evde çalışan kadınlar], Tuzla Tersaneler ve Ankara Siteler bölgelerinde “güvencesiz çalıştırma” üzerine yapılmış saha araştırmaları ile ilgili sunumlar yapıldı. TÜSAM’dan Nevra Akdemir’in Tuzla Tersaneler bölgesi üzerine yaptığı çalışma büyük bir dikkatle izlendi. Ayrıca Akdemir’in çalışmasının taşeronlaştırmanın çok çeşitli boyutlarıyla irdelendiği önemli bir başvuru kaynağı olabileceği de söylenebilir.
Sempozyumun Çetin Uygur başkanlığında gerçekleşen son oturumunda ise Güvencesiz Çalıştırmanın Kapitalist Sistemdeki Yeri tartışıldı. Doç. Dr. Şule Necef 70’lerin krizinin fordizmin krizi olduğunu ve buna çare olarak dayatılan yeni liberalizmin de bugün bir kriz içinde olduğunu ve kapitalizmin kaçınılmaz olarak “uluslar arası Keynesyenizme” gitmekte olduğunu iddia etti. Prof. Dr. Ahmet Tonak ise bu yaklaşımın Marksist çözümlemelerle çeliştiğini, işsizliğin ve yoksulluğun kapitalizmin çözmek istediği bir sorun değil yapısal çelişkilerinin bir sonucu olduğunu, kapitalizmin kendini düzeltmesini beklemek yada “Emeğin Avrupa’sı” tezleriyle aldanmak yerine acilen emek yanlısı somut kampanyalar yürütülmesi gerektiğini belirtti. Son olarak söz alan Ferda Koç da şu an yaşanmakta olanın bir emperyalist birikim sürecine paralel olarak tarihin en büyük proleterleştirme süreci olduğunu ve güvencesizliğin de bunun sonucu olduğunu söyledi. Dünya çapında farklı sendikaların yeni liberalizm ve güvencesizlik karşısında geliştirdikleri stratejilerin bir analizini sunan Koç, Avrupa’da geleneksel sendikaların geri tutumlarına karşın gelişmekte olan bağımsız bir güvencesiz işçiler hareketinin varlığına dikkat çekti. Ferda Koç, konuşmasını yeni liberalizme/güvencesizliğe karşı son yılların en başarılı sendikal direnişlerini sergileyen Kore Sendikalar Konfederasyonunun toplumsal-politik mücadele çizgisini örnek göstererek bitirdi.
Dinleyicilerin de büyük bir dikkatle izlediği ve katılımlarıyla canlandırdığı sempozyum, güvencesiz çalıştırmaya karşı çalışmaların desteklenmesi ve güçlendirilmesi mesajlarıyla bitirildi.
İstanbul – İşçi Bülteni