Şimşek’ten sonra söz alan KESK Merkez Yürütme Kurulu Üyesi İhsan Avcı da Türkiye’de demokrasi mücadelesinin püskürtülmeye çalışıldığı bir dönemin yaşandığını belirterek, konuya, sadece Eğitim-Sen hakkında açılan bir dava olarak bakmadıklarını söyledi. Davanın, aynı zamanda KESK’in bütünlüğüne yönelik olduğunu savunan Avcı, ”Türkiye’nin hukuk devleti ile kanun devleti” arasında yol ayrımında olduğunu ifade etti. KESK’in ve bağlı […]
Şimşek’ten sonra söz alan KESK Merkez Yürütme Kurulu Üyesi İhsan Avcı da Türkiye’de demokrasi mücadelesinin püskürtülmeye çalışıldığı bir dönemin yaşandığını belirterek, konuya, sadece Eğitim-Sen hakkında açılan bir dava olarak bakmadıklarını söyledi.
Davanın, aynı zamanda KESK’in bütünlüğüne yönelik olduğunu savunan Avcı, ”Türkiye’nin hukuk devleti ile kanun devleti” arasında yol ayrımında olduğunu ifade etti.
KESK’in ve bağlı sendikaların hiçbir zaman ”tabela sendikası” olmadığını, mücadelenin içinden geldiklerini kaydeden Avcı, mücadelelerinin devam edeceğini belirtti.
Eğitim Sen Genel Sekreteri Emirali Şimşek “Eğitim Sen Kapatma Davası, Bir Demokrasi Davasıdır!” başlıklı basın açıklaması metni.
Eğitim Sen Kapatma Davası, Bir Demokrasi Davasıdır!
Eğitim emekçilerinin, yüz yıllık mücadele birikiminin ürünü olan Eğitim Sen, sendikal hak ve özgürlükler sürecinde savunduğu temel ilkeler ve mücadelesi nedeniyle yargılanıyor. Milyonlarca çocuk ve gencimizi yetiştiren yüz binlerce eğitim emekçisinin örgütü Eğitim Sen kapatma davasının duruşması 21 Şubat Pazartesi günü yapılacak.
Eğitim Sen olarak, Türkiye’nin onuru, çocuklarımızın, gençlerimizin yarınlarının güvencesi olmanın bilinciyle eğitim-öğretim sürecinde ve her toplumsal sorunda daima ezilenlerin yanında taraf olmakla gurur duyuyoruz. Çünkü bize göre, eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik, sosyal hak ve özgürlüklerini savunmak, aynı zamanda demokratik, barışçı ve özgür bir ülkeyi savunmak anlamına geliyor.
Eğitim Sen, anadilde öğrenim hakkını, tüm dünyada kabul görmüş, uluslararası anlaşmalarla onaylanmış bir insan hakkı olduğu için savunmaktadır. Dolayısıyla bu ilke, bugün dünya çapında evrensel bir ilke olarak kabul görmüş ve benimsenmiştir. Ayrıca sendikamız, anadilde öğrenim hakkını eğitim biliminin, demokratik-bilimsel eğitim anlayışının en temel ilkelerinden birisi olduğuna inanmaktadır. Türkiye’nin en büyük eğitim örgütünün, tüm demokratik ülkelerce kabul edilen evrensel bir hakka tüzük maddesinde yer verdiği için kapatılmak istenmesi, Türkiye açısından utanç verici bir gelişme olarak görülmelidir.
Bir taraftan, “demokratikleşme” adına, “insan hak ve özgürlükleri” adına peş peşe yasal değişiklikler yapılırken, diğer taraftan Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin en önemli parçalarından birisi olan Eğitim Sen’in kapatılmak istenmesini büyük bir çelişki olarak değerlendiriyoruz. Aslında yargılanması gereken Eğitim Sen değil, Türkiye’de egemen olan statükocu anlayıştır. Herkes için demokrasi, herkes için barış, herkes için özgürlük isteyen Eğitim Sen değil; demokrasiyi sadece kendisi için isteyenler, düşünce özgürlüğünü sadece kendileri gibi düşünenlerle sınırlayanlar yargılanmalı, halka ve emekçilere hesap vermelidir.
Bu dava, artık sadece Eğitim Sen’in kapatılması davası olmaktan çıkmıştır. Tüm emek ve demokrasi güçleri, aydınlar, bilim insanları, demokrasi mücadelesi yürüten tüm toplum kesimleri kapatma davası ile bir kez daha sindirilmeye ve ezilmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle kapatma davasına, sadece Eğitim Sen üyelerinin değil, tüm emek ve demokrasi güçlerinin destek vermesini, bizimle dayanışma içinde olmasını bekliyoruz. Eğitim Sen kapatma davası artık Türkiye için bir demokrasi davasına dönüşmüştür. Eğitim emekçileri, yüz yılı aşkın bir süredir bu ülkede demokrasi mücadelesi vermektedir. Bizim davamız, bu ülkede gerçek demokrasi hakim olana kadar sürecektir.
Kapatma davası, sadece Eğitim Sen’e karşı değil, demokrasi ve barış mücadelesi veren herkese karşı açılmıştır. Bu nedenle tüm demokrasi güçleri, özgürlük isteyen, eşitlik isteyen herkes bu davanın takipçisi olmalıdır. Kapatma davası duruşması, 21 Şubat Pazartesi günü saat 09.00’da Ankara 2 Nolu İş Mahkemesi’nde görülecektir.
Türkiye’nin her yerinden öğrencilerimizin, velilerin, tüm emek ve demokrasi güçlerinin Eğitim Sen’e sonuna kadar sahip çıkacağına inanıyoruz. Eğitim Sen kapatma davası, hem Türkiye’nin demokratikleşmesi, hem de çalışma yaşamının demokratikleşmesi açısından son derece önemlidir. 21 Şubat Pazartesi günü verilecek kararın, ülke demokrasisi açısından ve Türkiye’yi nasıl bir geleceğin beklediğini görmemiz açısından hayati bir önemi vardır.
Bugün burada olan ve Eğitim Sen ile dayanışma duygularını paylaşan dostlarımıza teşekkür ediyor, tıpkı bugün olduğu gibi, dava günü de Eğitim Sen’i yalnız bırakmayacaklarına inanıyoruz.
21 Şubat’ta yapılacak olan duruşma öncesinde;
1. Tüm Türkiye’de bulunan Eğitim Sen Şubelerinde 17 Şubat 2005 tarihinden itibaren “Eğitim Sen Kapatılamaz” pankartları asılacaktır.
2. 19 Şubat Cumartesi günü tüm illerin merkezi yerlerinde oturma eylemi ve kitlesel basın açıklamaları yapılacaktır.
3. 20 Şubat Pazar günü akşam saatlerinde başta büyük şehirler olmak üzere tüm Eğitim Sen şubelerinde meşaleli yürüyüşler gerçekleştirecektir.
4. 20 Şubatı 21 Şubata bağlayan gece Türkiye çapındaki tüm Eğitim Sen Şubeleri açık tutularak ışıklarını söndürmeyecek ve nöbet tutulacaklardır.
5. 21 Şubat Pazartesi duruşma günü tüm üyelerimiz yakalarına “Sendikama Dokunma” kokartı takacaklar,
6. Duruşmaya Eğitim Sen Ankara Şubeleri kitlesel katılım sağlayarak duruşmanın başlayacağı saat olan 09.00’da Ankara Adliyesi önünde olacaklardır.