Kongre; Türkiye tarımının tüm alt sektörleri için kısa – orta ve uzun dönem hedef ve stratejiler belirledi. Kongre katılımcılarının, Bilim Kurulu’nun ve ziraat mühendisliği mesleğinin birikiminin yansıtıldığı bu çalışma, basılarak kamuoyu ile paylaşılacaktır. Sözü edilen çalışma, siyaset ve bürokrasi dünyası için; dış koşullar dikkate alınmakla birlikte ülke öncelikleri ve çıkarları gözetilerek oluşturulmuş bir ev ödevi […]
Kongre; Türkiye tarımının tüm alt sektörleri için kısa – orta ve uzun dönem hedef ve stratejiler belirledi. Kongre katılımcılarının, Bilim Kurulu’nun ve ziraat mühendisliği mesleğinin birikiminin yansıtıldığı bu çalışma, basılarak kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Sözü edilen çalışma, siyaset ve bürokrasi dünyası için; dış koşullar dikkate alınmakla birlikte ülke öncelikleri ve çıkarları gözetilerek oluşturulmuş bir ev ödevi belgesi niteliğindedir. Türkiye, dışarıdan dayatılanlarla değil, kendi mühendislerinin oluşturduğu önceliklere – eylem planlarına uyarlı tarım politikaları ile ülke yararına sonuçlar alabilir…
Teknik Kongre sonrasında, aşağıda belirtilen görüşlerin kamuoyu ile paylaşılmasında yarar görülmektedir.
1. Ülkemiz tarım sektörü, Cumhuriyet tarihinin en bunalımlı dönemini yaşamaktadır. Son üç yıl boyunca üst üste küçülen tarım sektörü, hazırlanan “Katılım Öncesi Ekonomik Programı” na göre, 2005 yılında da küçülecektir. Bu çöküş, tarım sektörünün ekonomik ve sosyal tüm yanlarında kendisini hissettirmektedir.
2. Dışsal gelişmeler, ülkemiz tarım sektörü üzerinde, her zamankinden daha çok belirleyici rol oynamakta ve giderek bir tehdit unsuru niteliğine dönüşmektedir.
3. İmzalanan Dünya Ticaret Örgütü Cenevre Çerçeve Anlaşması ve bu yıl sonunda Hong Kong’da imzalanacak Sonuç Anlaşması, bu kapsamda değerlendirilmelidir.
4. 17 Aralık 2004 tarihli Avrupa Konseyi Kararı; tarım, serbest dolaşım ve yapısal fonlar için sürekli derogasyonları kayda geçirmiştir. Bu, Türkiye için diğer 25 ülke gibi bir üyeliğin asla söz konusu olamayacağını; tarım sektörünün ve sektörden kopartılacak istihdamın AB sürecinin dışında tutulacağını açıkça göstermektedir.
5. Türkiye, 17 Aralık’ı görmezden gelerek, hiç olmamış gibi davranarak tarım politikaları üretemez.
6. Süreci iyi anlayan, iyi tanımlayan bir politika anlayışı içerisinde, önümüzdeki on yıllık zaman diliminde, tarım sektörünü sorunlarından arındıran ve ülke kalkınmasının etkin bir aracı haline dönüştüren bir yaklaşımın yaşama geçirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
TARIMI ÇÖKEN BİR ÜLKENİN KALKINMASI; BAĞIMSIZ VE ONURLU BİR YAŞAM SÜRMESİ OLANAKLI DEĞİLDİR…
Gökhan GÜNAYDIN
Başkan