Tek Gıda-İş Sendikası Ege Bölge Şube Genel Sekreteri Gürsel Köse, çok çetin bir mücadelenin ardından 26 Mayıs 2004’te Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan çoğunluk tespitinin çıktığını ve yetki aldıklarını ancak işverenin yasadaki kimi boşlukları değerlendirerek duruma iş mahkemesinde itiraz ettiğini belirtti. Köse bu olumsuz gelişmenin yanısıra kısa süre içinde sırf sendikalı oldukları için 90 arkadaşlarının da işten çıkarıldığını söyledi.

Köse örgütlenme süreci öncesinde Tukaş’la ilgili olarak araştırma yaptıklarını, bu araştırmaların sonucunda Tukaş’a ait gerek sosyal sigortalar kurumu ile ilgili gerek çalışma belgeleri ile ilgili tüm resmi evrakları aldıklarını söyledi. Tukaş’a ait Turgutlu, Torbalı ve Marmaris’te kuruluş ve genel müdürlük olduğunu öğrendiklerini belirten Köse şöyle devam etti:

”Genel Müdürlüğün 17 No’lu iş koluna, yani büro işleri koluna girdiğini gördüğümüz için burada örgütlenme çalışmaları gerçekleştirmedik. Ancak bakanlıkta alınan çoğunluk tespitinin ardından işyeri iş mahkemesine başvurarak genel müdürlük çalışanlarının da bu çoğunluk tespitinde yer alması gerektiğine dair itirazda bulundu. Bilirkişi olarak görev alan Avukat Olcay Altıntaş’da hala anlayamadığımız bir sebeple işverenin talebi doğrultusunda fikir beyan etti. İzmir 3.İş Mahkemesi de bu yönde karar verince derhal Yargıtay’da görüşülmek üzere temyiz ettik bu kararı. Bize göre bu karar sadece Tekgıda-İş Sendikası açısından bir tehdit değil. Tüm işkollarında faaliyet gösteren işçi sendikalarının örgütlenmesini engelleyecek ve adeta sendikaların kapısına kilit vurduracak nitelikte bir karar.”

Biz çalıştıkça işveren adam attı

Örgütlenme çalışmalarına başladıkları günden bu yana Tukaş’ta işten çıkarmaların hız kazandığını söyleyen Köse ”Bugüne kadar 90 arkadaşımız sırf sendika üyesi oldukları için işten çıkarıldı. İşe iade davaları açtık ama bu süreç çok uzun sürdüğü için işveren bu süre içinde baskısını sürdürebiliyor”dedi. TUKAŞ’ta çalışanların asgari ücret aldıklarını ama bunu bile yitirmekle karşı karşıya bırakıldığını savunan Köse şöyle konuştu:
“Bu insanlar, asgari ücretle çalışan ve evde bekleyen çocuğuna ekmek götürmek zorunda olan insanlar. Bizim arkadaşlarımızın çoğu işten döndükten sonra evde börek yaptırıp onları kahvehanelerde satmaya götürüyor ya da çiğdem, çerez satıyorlar. İşverenler ekmek paraları ile tehdit ederek insanları vazgeçireceklerini düşünüyorlar. Onlar bu mücadelenin onurlu bir mücadele olduğunu biliyorlar, bu yüzden vazgeçmiyorlar. Biz bu bir yıl süresince çok şey paylaştık onlarla. Omuz omuza verdik ekmeğimizi paylaştık, en önemlisi mücadelemizi paylaştık. Onlar işten atıldıkları halde vazgeçmediler” dedi.

İşverenin baskısı boşanmalara bile neden oluyor

Örgütlenme döneminde birçok ev toplantısı yaptıklarını söyleyen Köse üzücü gözlemlerde bulunduklarını da ifade etti. Köse ” Vardiya sistemi ile çalışan ve 24.00-08.00 arasında çalışması gereken işçilerin yöneticiler tarafından gördükleri baskı ve sıkıştırma ile sekiz saatlik işi üç saatte bitirdikleri ve gece üçte evlerine gönderildiklerini gördük. Sekiz saatlik değil üç saatlik ücret aldıklarını ve evlerine dönmeleri gerektiği saatten çok önce ve eksik ücretle dönen kadınların birçoğunun eşiyle problem yaşadığını hatta bazılarının bu nedenle boşanmak zorunda kaldığını bile gördük. Bu durumu değiştirmek için sendikal çalışmalarımıza hız vereceğiz. Bu bizim en temel hakkımız. Vazgeçmeyeceğiz.”

Emine Kitiş
SESONLINE