Edinilen bilgiye göre, nükleer santral çalışmaları için; Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ve Elektrik Üretim AŞ’nin 2005 yılında proje geliştirmesi planlanıyor. Bu kapsamda yapılacak yatırımlar, 2005 yılı yatırım programına da alındı. Programa göre 2005 yılında TAEK, nükleer santrallar için teknoloji araştırmasında bulunacak. Bu kapsamda gerçekleştirilecek nükleer enerji Ar-Ge projesine 3 trilyon liralık kaynak ayrılacak. Elektrik […]
Edinilen bilgiye göre, nükleer santral çalışmaları için; Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ve Elektrik Üretim AŞ’nin 2005 yılında proje geliştirmesi planlanıyor. Bu kapsamda yapılacak yatırımlar, 2005 yılı yatırım programına da alındı. Programa göre 2005 yılında TAEK, nükleer santrallar için teknoloji araştırmasında bulunacak.
Bu kapsamda gerçekleştirilecek nükleer enerji Ar-Ge projesine 3 trilyon liralık kaynak ayrılacak.
Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) ise 2005 yılında nükleer santrallar için etüt çalışmaları yapacak. EÜAŞ’nin nükleer santallar için yapacağı çalışmalar içinde; nükleer santral projelerinin yer seçimi, çevresel etki değerlendirmeleri gibi başlıklar da yer alacak. EÜAŞ’nin, 2005 yılı yatırım programı kapsamında nükleer santral çalışmalarına 4 trilyona yakın bir kaynağı ayırması planlanıyor.
Enerji Bakanı Hilmi Güler daha önce yaptığı açıklamalarda; 2012 yılından itibaren toplam kurulu gücü 4 bin 500 megawatt olacak nükleer santralların art arda devreye alınmasının öngörüldüğünü belirtmişti. Toplam 3 tane olması öngörülen nükleer santrallar için ne zaman ihaleye çıkılacağı konusunda ise netlik bulunmuyor. Nükleer santralların enerji ihtiyacının yüzde 8-10’unu karşılaması düşünülüyor.
Yakıt türü olarak santrallarda uranyumun kullanılması planlanıyor. Santralların özel sektöre yaptırılması da birinci öncelik olarak öne çıkıyor. Özel sektör eliyle yapılamaması durumunda ise kamu devreye girecek.
Nükleer santrallarla ilgili çalışmalar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ‘in Türkiye’ye ziyareti sırasında da gündeme gelmişti. Putin ve Rus yetkililer, nükleer santral konusunda Rusya’nın deneyimli olduğuna dikkat çekmiş ve Türk yetkililere ”Rusya, yapacağınız nükleer santralların yapımına talip olabilir” önerisini iletmişti.
Akkuyu yerine Konya
Daha önce santrallardan ikisinin Mersin Akkuyu, diğerinin ise Sinop’ta inşa edilebileceği belirtilmişti. Ancak bakanlığın santralları deniz kıyısı yerine deprem bölgesi olmayan bölgelerde nehir kenarında yapmayı planladığı ve ilk santral için Konya’nın isminin öne çıktığı öğrenildi.
Nükleer santral konusunda ilk somut adım olarak, 2005 yılı için Türkiye Elektrik Üretim A.Ş.’nin (EÜAŞ) yatırım programına 4 milyon YTL (4 trilyon lira), TAEK’in yatırım programına ise 3 milyon YTL (3 trilyon lira) ödenek konuldu. EÜAŞ bu ödenekle santrallara yer tespitini yapmaya çalışacak. TAEK ise parayı teknoloji ve program oluşturmak için kullanacak.
Özel şirket yapabilir
Kurulacak nükleer santralların özel sektör tarafından yapılabilmesi için bakanlık, Elektrik Piyasası Yasası’nda değişikliklere gidecek. Üretim lisansı EPDK tarafından verilecek. Nükleer santralların yapımı için ya EÜAŞ ihaleye çıkacak ya da ikili anlaşmalar yoluyla bir özel sektör şirketi görevlendirilecek. Santralın anahtar teslim proje olması üzerinde duruluyor.
TAEK Kanunu da kurum bünyesinde santralların teknik denetimleri ve kullanılacak nükleer ekipmanların lisanslandırılması için alt birim oluşturulması amacıyla değiştirilecek.
Öte yandan, santrallara ilişkin projeler kasım ayında Dünya Nükleer Birliği’nin (WNA) listesine dahil edildi. Listede Bulgaristan, Çin, Çek Cumhuriyeti, Mısır, Fransa, Hindistan, Endonezya, İran, İsrail, Romanya, Rusya ve Güney Afrika da var.
Çevreciler: Çıkmaz sokak
Öte yandan, Greenpeace Akdeniz Ofisi Enerji Kampanyası Sorumlusu Özgür Gürbüz, bakanlığın bu kararının çok büyük bir hata olduğunu ileri sürdü.
Gürbüz, “Türkiye’nin nükleer enerjiye daha fazla kaynak ve zaman harcamasının durdurulması gerek. Nükleer enerji çıkmaz sokaktır, pahalıdır, dışa bağımlıdır ve kesin olarak temiz bir enerji kaynağı değildir. Türkiye bir yenilenebilir enerji kaynakları cenneti. Bunlar kullanılmalı” dedi.
45 yıldır gündeme gelip gidiyor
Türkiye’nin nükleer enerji rüyası 1960’ta başladı. ABD’nin Jüpiter balistik füzelerinin konuşlanmasına karşın Küçükçekmece’de nükleer araştırma reaktörü ABD tarafından hediye edildi. Türkiye’de ilk nükleer
enerji santralı projesi ise 1967-70 yıllarında gündeme geldi. O zaman 1977’de devreye alınması gereken 300 megavatlık kurulu güçte bir santral düşünüldü. Bu proje ekonomik ve politik nedenlerle rafa kalktı.
Daha sonra 1974 yılında Akkuyu’da bir nükleer santral kurulması planlandı ancak hayata geçirilemedi. TAEK 1978 yılında Akkuyu için BM Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’ndan (IAEA) yer lisansı aldı.
1983’te dönemin başbakanı Turgut Özal tarafından Akkuyu’ya 600 megavatlık kurulu güçte bir nükleer santral projesi gündeme getirildi. Özal’ın ‘yap-işlet-devret’ modelini öne sürmesi, planların yine rafa kalkmasına yol açtı. Aynı yıl Sinop’a santral dile getirildi.
1987’de Çernobil kazasının ardından TEK’in Nükleer Enerji Dairesi kapatıldı.
1992’de yedi firmadan yeniden teklif istendi.
1994’te danışmanlık ihalesi açıldı, Kore kazandı.
1998’de yeniden Akkuyu ihalesi açıldı. 2000’de dönemin başbakanı Bülent Ecevit nükleer enerji planlarından çok pahalı olduğu için vazgeçildiğini açıkladı.
Kaynak: www.sansursuz.com