Sınıf mücadelesinde şehit düşenler için yapılan saygı duruşunun ardından, Türkiye işçi sınıfı mücadelelerini anlatan bir sinevizyon gösterisi yapıldı. İşçilerce ilgiyle izlenen ve heyecan uyandıran gösterimin ardından kürsüye gelen Tekstil-Sen Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter bir açılış konuşması yaptı. Yeter konuşmasında kurultayın amaçlarını aktardı. Sermayenin sınıfa yönelik saldırılarına karşı işçilerin birliğinin nasıl sağlaması gerektiğini ve militan […]
Sınıf mücadelesinde şehit düşenler için yapılan saygı duruşunun ardından, Türkiye işçi sınıfı mücadelelerini anlatan bir sinevizyon gösterisi yapıldı. İşçilerce ilgiyle izlenen ve heyecan uyandıran gösterimin ardından kürsüye gelen Tekstil-Sen Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter bir açılış konuşması yaptı.
Yeter konuşmasında kurultayın amaçlarını aktardı. Sermayenin sınıfa yönelik saldırılarına karşı işçilerin birliğinin nasıl sağlaması gerektiğini ve militan bir işçi hareketi yaratmanın zorunluluğuna vurgu yaptı. Örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini söyleyen Yeter, sınıfın büyük kesiminin örgütsüz olduğunu, örgütlü kesimlerinse sendikal bürokrasi tarafından etkisizleştirildiğini söyledi. Çözüm olarak işçilerin komitelerde, sendikalarda, örgütlenerek sendikalarına tekrar sahip çıkmaları gerektiğini belirtti.
Yeter’den sonra kürsüye gelen Tüm Bel Sen Eğitim Uzmanı İrfan Kaygısız bir sunum yaparak sermayenin işçi sınıfına yönelik saldırılarını anlattı ve Türkiye ve Dünya işçi hareketinin genel bir tablosunu çizdi. “Küreselleşme” dalgası ile birlikte sendikal örgütlülüğe yönelik dağıtma çabaları, sermayenin ekonomik saldırıları, özelleştirmeler ve sosyal hak gasplarına değinen Kaygısız, daha sonra işçi sınıfının yapısındaki değişimi ve ortaya çıkan parçalı durumu aktardı.
Sendikal hareketin içinde bulunduğu krizi tarifliyen Kaygısız, geleneksel sendikal hareketlerin tıkandığını ve artık işçiler için bir mücadele araçları olamayacaklarını belirtti. Sendikal hareketin bu tıkanıklıktan çıkabilmesi için olumlu deneyimlerinde ortaya çıkmaya başladığını aktaran Kaygısız, yeni sendikal hareketlerin deneyim ve ilkelerinden örnekler verdi. Toplumsal hareket sendikacılığının ilkelerinden olan, siyasal iktidarı hedefleyen, ekonomik ve siyasal mücadeleyi birleştiren, sınıfın farklı kesimlerinin birliğini sağlayan, ırk ve cins ayrımcılığına da karşı mücadele eden yeni bir sendikal hareket yaratılması gerekliliğine dikkat çeken Kaygısız, sözlerini “Kurtuluşumuz köhnemiş sendikalarda değil, kendi mücadelemizle yaratacağımız birlikle olacaktır.” diyerek bitirdi.
Daha sonra çeşitli sektörlerden işçiler kürsüden söz alarak, çalışma koşulları, örgütlenme ihtiyaçları konusunda fikirlerini ve taleplerini aktardılar. Konuşmalarda güvencesiz çalışma koşullarında çalışanların sorunlarının dışında, mevcut bürokratik sendikalarda örgütlü işçilerinde işbirlikçi sendikalardan rahatsızlıkları açığa çıktı. Tekstil-Sen örgütlenmesinin yaşadığı sorunlar ve örgütlülüğün önündeki engeller aktarıldı. Geniş bir kadın işçi katılımının olduğu salonda, kadın işçilerinin yaşadıkları sorunlar ve örgütlenmeleri vurgulandı. Konuşan her işçinin birlik olmak gerektiği vurgusunu yaptığı kurultayda öne çıkan sorun işçilerin büyük bir kısmının örgütsüzlüğü idi.
Yaklaşık 70 işçinin konuştuğu kurultay salonunda, sık sık “işçiler birleşin sömürüye son”, “birlik mücadele zafer” ve “direne direne kazanacağız” sloganları katılımcı işçiler tarafından sahiplenildi.
Kurultaya, KESK, Belediye-İş, Eğitim-Sen, Tüm-Bel-Sen, Disk Basın-İş, Disk Limter-İş, Disk Genel-İş, Halkevleri, Emek Çalışmaları Merkezi, EKB, SDP, TÖP, DEHAP ve İHD temsilcileri de katılarak destek verdi.
İşçi Bülteni-İstanbul
Kurultayın Sonuç Bildirisi
Bizler tekstil, metal, petro-kimya, taşımacılık, tersane, deri, hizmet ve gıda işkollarında çalışan işçileriz.
Bizler değişik hizmet birimlerinde çalışan eğitimcileriz, sağlıkçılarız, haberleşme işkolu çalışanlarıyız.
Bu güne kadar tezgah başında çalışan, işten atılan, işsiz kalan işçileriz, işsizleriz. Eve iş alan, ev temizliğinde, fabrika ve atölyelerde çalışan işçi kadınlarız.
Bugün; sigortalı, sigortasız, taşeron, işçi, emekçi memur, sendikalı, sendikasız işçilerin ortak iradesini açığa çıkarmak ve güçlendirmek için bir araya geldik. Tek ve yalnız olmadığımızı, bir güç olduğumuzu gördük. Aynı zamanda sorunlarımızın arttığını ve bunların çözümü için bir araya gelmek ve mücadele etmek gerektiğini öğrendik.
Çalışma ve yaşam koşullarımız, giderek kötüleşiyor. Ağır sömürü çarkları altında eziliyoruz. Çoğumuz açlık sınırının altında, sigortasız ve sendikasız çalıştırılıyor. Giderek yoksullaşıyoruz. Bizim yoksulluğumuz arttıkça bir avuç asalağın karları artıyor.
Gördük ki sermayenin saldırılarına ve sömürüye karşı birleşmezsek, mücadele etmezsek, çalışma ve yaşam koşullarımız daha da kötüleşecek. Sermayenin yıkım ve köleleştirme saldırıları, politik bir saldırıdır. Yapılan yasal düzenlemeler işçi sınıfının kazanımlarını gaspederek örgütsüzleştirme ve sömürünün önündeki engelleri ortadan kaldırmaya hizmet ediyor. Saldırı işçi sınıfından başlayarak tüm emekçi kesimlere yöneliktir. İşçiler, emekçi memurlar, öğrenciler, emekçi köylüler, işsizler de bu saldırıların hedefindedir. Saldırıları işçi sınıfının birleşik iradesiyle, somutlaşmış hedefleriyle, militan mücadelesiyle, sınıfın politik karşı koyuşuyla püskürte biliriz. Bu saldırılara karşı eski örgüt ve mücadele biçimlerinin yeterli gelmediğini yaşayarak öğreniyoruz. Bütünlüklü saldırılara bütünlüklü yanıt vermenin yolunu açacak bir mücadele hattı oluşturmalıyız.
Fiili ve meşru mücadeleyi esas almadan yolumuzu açamayız. Bolivya, Arjantin, Brezilya, Güney Kore, gibi birleşik ve militan bir işçi hareketi ve birleşik halk direnişi yolunu izleyerek ilerleyebiliriz. Kurultayımız birleşik bir halk direnişini örmeye hizmet eden mütevazi bir adım olarak bu yönde atılan ve atılacak olan bütün adımları destekler ve güçlendirir.
Kurultayımız özelleştirmeye karşı iş yerlerinin savunulması ve özelleştirme hedefindeki işyerlerinde süren mücadelelerle dayanışmayı önüne görev olarak koyar.
Sınıf dayanışmasını geliştirmek her işçinin önde gelen görevidir. Bireycilik ve yabancılaşmayı kırmak ancak eylemle olanaklıdır. Yerel ve bölgesel düzeyde değişik iş kollarında, sigortalı-sigortasız, sendikalı-sendikasız, işçi-memur-işsiz ayırımı yapmadan bir araya gelmenin ve sınıf dayanışmasının araçlarını geliştirmeliyiz.
Sendikal bürokrasi işçi sınıfını bölmekte ve parçalamaktadır. Sendikal bölünmüşlüğü ancak ortak örgütlenme ve sınıf dayanışmasıyla aşabiliriz. Sendika ağa va bürokratlarının bölücü çabalarına ve sendikal rekabete karşı taban insiyatifini açığa çıkarmalıyız. Mücadeleci işçilerin ve mücadeleci sendikaların ortak hareket tarzının geliştirilmesi yoluyla ortak mücadele platformlarında birleşerek tabanda birliğin yolu güçlendirilmelidir. İşçi ve emekçi memurların ortak mücadelesi ve birliği yasalara rağmen geliştirilebilir/geliştirilmelidir.
Sendikal krizi fabrika fabrika, işyeri işyeri, sendikalarımızda örgütlenerek aşabiliriz. Sendika bürokrasisi bunu yapamaz. Sendikalarımızı burjuvazinin ideolojik hegomanyasından ve sendika ağalarından kurtarmalıyız. Bunun için sendikalarımıza sahip çıkmalı ve sınıf sendikacılığın hakim hale gelmesi için mücadele etmeliyiz.
Bölge ve havzalarda İşçi Birlikleri kurmalıyız. İşçi Birliği, sendikalı, sendikasız, sigortalı, sigortasız işçi, emekçi memur ve işsiz iş
çilerin biraraya gelerek oluşturdukları ortak iradedir. Mücadeleci işçilerin eylem birliğidir.
İşçi Birlikleri, bölgesel Genel Grev ve “birleşik halk direnişinin” örgütlenmesinde önemli mücadele araçları olacaktır. Görevimiz her bölge ve havzada, İşçi Birliklerinde bir araya gelerek sendikasız işçileri örgütlemek, işçi ve emekçilerin mücadelesini ortaklaştırmak ve buradan hareketle sınıf dayanışmasını örmenin araçlarını geliştirmektir.
İşçilerin, işsizlerin, emekçi memurların ortak mücadelesi bir zorunluluk
İşçi ve işsizlerin yaşam alanlarında sosyal dayanışma ve yardımlaşma birliği mücadelesini örgütlemek için, işsiz-işçi derneklerini kurmalıyız. Her yerde işsizlerin işçilerle dayanışmasını geliştiren örgüt biçimlerini yaratmalıyız.
Bizler, emperyalist tekellerin saldırısının uluslararası bir karakteri olduğunu biliyoruz. İşçi sınıfı da emperyalist kapitalizme karşı uluslararası birliğini ve dayanışmasını daha güçlü örgütlemelidir. Almanya işçilerinin ve işsizlerinin Hartz IV’e karşı mücadelesi bizimde mücadelemizdir. Güney Kore ve İtalya işçilerinin grev hareketi bizimde grevimizdir. Bolivya, Arjantin, Ekvator, Brezilya, Rusya işçi sınıfı ve emekçilerinin mücadeleleri bizim de mücadelemizdir.
Bölgesel mücadele olanaklarını daha fazla değerlendirmek
Ayrıca uluslararası işçi hareketinin gündemleri ve talepleri giderek ortaklaşmaktadır. Buna bağlı olarak işçi sınıfının bölgesel dayanışmasının ve bölgesel ortak mücadelenin olanakları artmıştır. Türkiye işçi sınıfı, Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya işçi sınıfı ile dayanışmanın imkanlarının gözetilmesi ve somut ilişkilerin geliştirilmesine ihtiyacımız vardır. Her örgüt biçimiyle, uluslararası sınıf dayanışmasının örülmesine de hizmet edecek çalışmalar örgütlemeliyiz.
İşçi kurultayımız yaptığı tartışmalar sonucunda aşağıdaki kararları almıştır:
SSK’nın tasfiyesi ve sağlık hakkının paralı hale getirilmesine karşı Emek Platformunun geçiştirici tutumunu eleştiriyoruz. Bu konuda SSK ya ve sağlık Hakkımıza sahip çıkacağımızı belirtiyoruz.EP in 16 Şubatta genel eylem kararını etkin mücadele günü haline getirmek için bulunduğumuz yerlerde hazırlık yapmaya, 13 Şubat Pazar günü saat 13.00de Kadıköy İskele Meydanı’nda 16 Şubat eylemine duyarlılığı arttırmak için basın açıklaması yapmaya
“8 Mart Ücretli İzin Günü Olsun” kampanyasına katılım gösterilmesine,
8 Mart Hazırlıklarını gerçekleştirmek üzere 6 Şubatta “Kurultay Kadınları 8 Marta hazırlanıyor” adı altında işçi kadın kitle toplantısı düzenlenmesine,
Kadınların örgütlenmesi ve mücadele yürütmeleri için olanaklar ve kolaylıklar sağlanmasına, işyerlerinde kreş açılması için çalışma yürütülmesine,
“1 Mayıs ın İşçi Bayramı olarak ücretli izin günü” olması için çalışma yürütülmesine, bu konuda 10 Nisan 2005 tarihinde işçi kitle toplantısı örgütlenmesine,
Sigortasız ve sendikasız çalışmaya karşı kampanya örgütlenmesine, bu kampanya çerçevesinde, sigorta primlerinin çalışanların aldıkları brüt ücret üzerinden hesaplanmasının talep edilmesine
Semt ve havzalarda İşçi Birlikleri örgütlenmesine ve İşçi Birliklerinin İstanbul çapında merkezi Koordinasyonunun oluşturulmasına
Gebze Tuzla Bölgesi, Kartal, Gülsuyu, Zümrütevler,Maltepe Bölgesi, Ümraniye Sarıgazi Bölgesi, Alibeyköy, Gazi Mah. Bölgesi, Bayrampaşa, Terazidere, Esenler Bölgesi, Şirinevler, Sefaköy, Yeni Bosna, İkitelli Bölgesi, Esenyurt Bölgesi
İşsiz işçilerin örgütlenmesi için olanaklar yaratılmasına, uygun alanlarda Dernekleşmeye gidilmesine,
Öncelikle 19.01.2004 Çarşamba 14.30 da DİSK Tekstil İş in basın açıklamasına katılım gösterilmesine, ayrıca başta Lider Kargo İşçileri, İzmit SEKA, Antakya Aygaz olmak üzere sermayenin saldırılarına karşı tüm direnişleri sahiplenmeye ve desteklemeye,
Asgari ücretten vergi alınmaması için bir kampanya örgütlenmesine,
İşçi ve emekçilerin haklarını bilmemelerini dikkate alarak, semtlerde, havzalarda “haklarımızı öğreniyoruz” başlıklı toplantılar, işçilerin sınıfsal çıkarlarını açıklayan eğitim çalışmaları yapılmasına,
İşçi ve emekçilerin kültürel yozlaşmaya karşı mücadele etmesi, onun kendi gücünü görmesi ve sınıf bilinci kazanmasının önemli bir aracıdır. Bu çalışmalara önem verilmesine, konserler ve geceler organize edilmesine,
Ortak örgütlenme ve ortak çalışanlar yasası için işçi ve emekçi memurların birliğinin, yasalara rağmen işyerlerinden başlayarak ve fiilen sağlanmasına,
İş cinayetlerine son verilmesi, işçi sağlığının savunulması için işyerlerinde işçi sağlığı komisyonları örgütlenmesine,
Çocuk işçilerin çalıştırılmasının yasaklanması için sendikalarda çocuk işçi komisyonları kurulmasına,
Eve iş alan, ev temizliği yapan kadınların sendikalaşması için çalışma yürütülmesine,
Daha güçlü bir kurultay toplamak için gerekli hazırlıkların yapılmasına, bölgesel ve yerel yeni kurultaylar düzenlenmesine,
Taşeron işçilerin örgütlenme ve sendikalaşma talepleri için yol göstermeye, yardımcı olmaya,
İşçi ve emekçileri mücadeleci sendikalarda örgütlenmeye çağırmaya,
Kurultayın sonuç bildirgesinin bildiri haline getirilmesine, bu bildirilerin yoğun olarak dağıtılmasına,
Karar verilmiştir.