Sendikalar asgari ücretin enflasyona endekslenmesinde ısrar etmiş ve genel grevden korkan Sosyalist Parti hükümeti bu teklifi kabul ettiğini açıklamıştı. İspanya’da asgari ücret şu anda ortalama ücretin yaklaşık yüzde 35’i düzeyinde. Bir buçuk milyon İspanyol emekçi, asgari ücretle geçiniyor. İspanya’da işçi sınıfının örgütlülüğü, patronların kabusu olmaya devam ediyor 1990’larda tüm AB üyesi ülkelerde olduğu gibi İspanya’da […]
Sendikalar asgari ücretin enflasyona endekslenmesinde ısrar etmiş ve genel grevden korkan Sosyalist Parti hükümeti bu teklifi kabul ettiğini açıklamıştı. İspanya’da asgari ücret şu anda ortalama ücretin yaklaşık yüzde 35’i düzeyinde. Bir buçuk milyon İspanyol emekçi, asgari ücretle geçiniyor.
İspanya’da işçi sınıfının örgütlülüğü, patronların kabusu olmaya devam ediyor
1990’larda tüm AB üyesi ülkelerde olduğu gibi İspanya’da da emek piyasasına ilişkin pek çok liberal reform gerçekleştirilmiş olmasına karşın, diğer AB ülkelerinden farklı olarak işçi sınıfı örgütlülüğün yüksek oluşu, birçok kazanılmış hakkın patronların baskılarına rağmen korunabilmesini sağlıyor. İspanya’da bugün uzun vadeli toplu sözleşmeler, 7,5 milyon işçinin yüzde 70’ini kapsıyor. Bu örgütlülük, ücret artışlarının enflasyona endeksli kalmasının ve diğer hakların kazanılmasında belirleyici rol oynuyor.
AB ve IMF’den İspanya işçi sınıfına tehdit
İşçi sınıfının kazanılmış haklarını koruma kararlılığı, İspanya sermaye sınıfının baş destekçisi IMF ve AB’yi harekete geçirmiş durumda. IMF, hazırladığı bir raporda, yüksek ücretlerin devam etmesi durumunda İspanya’da ekonomik durumun bozulacağını iddia etti. Buna ek olarak, AB 2005 yılı ortasından itibaren artık yapısal fonların sağlanmayacağı tehdidini yükseltiyor. Sermaye hareketinin önündeki engelleri kaldıran AB, ayrıca yeni üye olan Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinde işçi ücretlerinin İspanya’dan çok daha düşük olduğunu hatırlatarak, İspanyol işçilerin işlerini kaybetmek istemiyorlarsa ücret düşüşüne razı olmaları gerektiğini ima ediyor.
Nitekim İspanyol sermayesi, AB’nin çeşitli anlaşmalarla sermaye hareketini serbestleştirmesinden faydalanarak, emek yoğun sektörleri yurtdışına taşımaya başladı bile. Örneğin şu anda 300 tekstil firması Fas’ta faaliyetlerini sürdürüyor. İspanya’da bir saatlik işgücü maliyeti 30 euro iken, Fas’ta bu sayı sadece 0,11 euro.
IMF ve AB, emek piyasasının esnekleştirilmesini içeren bir reformun hızla gerçekleştirilmesini dayatıyor. İki emperyalist kurum tarafından hazırlanan raporlarda, “üretkenlik, rekabet gücü” gibi kavramların arkasına saklanılarak, “katı” toplu sözleşme kurallarının ortadan kaldırılmasını gerektiği savunuluyor. Böylece İspanyol işçilerin ücret artışları ve diğer haklar konusundaki direncine temel oluşturan toplu pazarlık, toplu sözleşme ve örgütlülük gibi unsurların tasfiyesi amaçlanıyor.
Haber: SolHaber/www.solhaber.net