Çocuklar işçiliğinde, az gelişmişlik, yoksulluk, gelir dağılımındaki eşitsizlik, işsizlik ve işyerlerinin teknik-ekonomik yetersizliği, çok çocukluluk, meslek edinme için araç olarak görülmesi, yasal düzenlemelerdeki boşluklar, eğitim ve denetim sistemindeki yetersizlikler, kültürel, geleneksel bakış açısı, ailelerdeki eğitim ve bilinç eksiklikleri, göç ve düzensiz şehirleşme, fakirlik çocukların iş yaşamına atılmalarında önemli rol oynuyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)`nun tahminlerine […]
Çocuklar işçiliğinde, az gelişmişlik, yoksulluk, gelir dağılımındaki eşitsizlik, işsizlik ve işyerlerinin teknik-ekonomik yetersizliği, çok çocukluluk, meslek edinme için araç olarak görülmesi, yasal düzenlemelerdeki boşluklar, eğitim ve denetim sistemindeki yetersizlikler, kültürel, geleneksel bakış açısı, ailelerdeki eğitim ve bilinç eksiklikleri, göç ve düzensiz şehirleşme, fakirlik çocukların iş yaşamına atılmalarında önemli rol oynuyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)`nun tahminlerine göre, bugün tüm dünyada 5 ile 14 yaşları arasında olup, çalışan 250 milyon kadar çocuk bulunuyor. 12 ile 17 yaşları arasında olup, çalıştıkları için okula gidemeyen çocuk sayısı 283 milyon olduğu tahmin ediliyor. Türkiye`de ise çalışan çocuk sayısının 4 milyon civarında olduğu belirtiliyor.
Bölgelerin gelişmişliğine bağlı olarak dünya genelinde ortalama beş ile üç çocuktan biri ekonomik olarak faal ve bu çocukların büyük kısmı gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Yoksulluk, çocukları çalışma hayatına iterken, eğitimden uzaklaşmasına, vasıfsız ve düşük ücretli bir işçi olmasına neden oluyor. Bazı çevreler, çocukların çalışmasını yetişkinlerin işsizliğini artıran nedenlerden biri olarak görüyor. Dünyada çalıştığı ifade edilen 250 milyon çocuk 2.4 milyar olan dünya toplam istihdamının yüzde 10`undan fazlasını teşkil ediyor. Sağlık koşullarının uygun olmadığı ortamlarda çalıştırılan çocuklar, fiziksel ve ruhsal olarak olumsuz etkileniyor.
1992 yılında, çocuk işçiliğine karşı program başlatan ilk altı ülke arasında bulunan Türkiye`de de, çocukların küçük yaşta çalıştırılması önemli sorun olarak ortaya çıkıyor. TÜSİAD`ın “Türkiye`de İşgücü Piyasası ve İşsizlik“ raporunda yer alan verilere göre ise, genel olarak istihdamda yaşanan azalış, çocuk istihdamında da kendini belirgin bir şekilde gösteriyor. Türkiye`de 2001 yılı itibariyle 12-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 15.8`i çalışırken, çocuk istihdamının işgücüne katılım oranı sistematik bir şekilde düşüyor. Bu azalmanın temel nedenlerinden birini tarım sektöründe ve ücretsiz aile işçisi sayısındaki düşüş oluştururken, çalışan çocukların yüzde 57.3`ü sanayi sektöründe istihdam ediliyor. Türkiye`de düşük gelir gruplarındaki hanelerde çocuk işçiliği daha yaygın olmakla birlikte, bu kategorideki ailelerde çalışan çocuk hanenin aylık ortalama gelirini yaklaşık yüzde 20 arttırıyor. Bu sonuçlar yoksul ailelerde doğurganlık oranını artırıcı bir etki yapıyor.
Çalışma nedenine göre, çalışan çocukların dağılımı incelendiğinde, çocuğun çalışmasındaki temel neden ekonomik faktörler olarak görülüyor. Çocukların yüzde 38.4`ü ailesinin gelirine katkıda bulunmak için çalışırken, çocukların çalışmasındaki nedenleri arasında ikinci sırayı yüzde 19.8 ile hane halkının ekonomik faaliyetlerine katkıda bulunmak oluşturuyor. Çocukların yüzde 15.9`u ailesi istediği için çalışmak zorunda kalırken, iş öğrenmek ve meslek sahibi olmak için çalışan çocukların oranı ise yüzde 10.4 ile sınırlı kalıyor. Çalışan çocukların yüzde 5.1`i ailesinin borçlarının ödenmesine yardımcı olurken, yüzde 6.3`ü ise kazandığı para ile kendi ihtiyaçlarını karşılamayı tercih ediyor.
Çalışan çocukların yüzde 45.7`si çalışmayı bir zorunluluk olarak görüyor ve işi istediği zaman bırakamayacağını düşünüyor. Bunun nedeni araştırıldığında, çocukların yüzde 52.7`si ailesinin işi bırakmasına izin vermeyeceğini, yüzde 28.3`ü ailenin yaşam standardının düşeceğini, yüzde 13.5`i de ailenin ekonomik faaliyetlerini sürdüremeyeceği için işinden ayrılmasının mümkün olmadığını düşünüyor. Çocuk işçiliğinin genelde ucuz işgücü olarak görüldüğü ve çalışan çocukların çoğunluğunun asgari ücretin altında çalıştığı Türkiye`de, çalışan çocukların yüzde 91`inin herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadığı görülüyor.
Çocuk çalıştırılmasının tümüyle sona erdirilmesinin kısa vadede mümkün olmadığını belirten uzmanlar, çocukların çalışma koşullarının iyileştirilmesini, koşullu olarak çalışmalarına izin verilebilecek alanların belirlenmesini, çalışmak durumunda olan çocukların temel ve mesleki eğitimlerini yapmalarının sağlanmasını kısa vadede alınabilecek önlemler arasında sayıyor.
Dünya genelinde çalışan çocuk sorununa çözüm bulmak için çaba gösteren ILO, programlarında, tüm ülke ölçeğinde çocukların korunmasını amaçlıyor. Örgütün bu programları, devlet kurumları, gönüllü kuruluşlar ve sendikalar, iş müfettişleri, işveren kuruluşları, öğretmenler, medya, aileler ve çocuklar gibi temel gruplar tarafından birlikte yürütülüyor.
Kaynak: www.netgazete.com