TECAVÜZÜN, KATLİAMIN, İŞGALİN VE YAĞMANIN TAŞERONLUĞUNA SON!İMZA KAMPANYAMIZA DESTEK OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ Türkiye Irak savaşına şirketleriyle girdi. Türk şirketleri işgal ordularına beslenme, barınma, eğlence, ulaşım, yakıt ikmal desteği veriyor. Irak’lı çocukları ezen zırhlı araçların benzinini Aydın Doğan’ın Petrol Ofisi sağlıyor. Felluce’ye yağan misket bombalarını atan uçaklar Koç’un OPET’inin yakıtıyla, Çeçen Holding’in yaptığı havaalanından kalkıyor. ABD’li askerler […]
TECAVÜZÜN, KATLİAMIN, İŞGALİN VE YAĞMANIN TAŞERONLUĞUNA SON!
İMZA KAMPANYAMIZA DESTEK OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ
Türkiye Irak savaşına şirketleriyle girdi. Türk şirketleri işgal ordularına beslenme, barınma, eğlence, ulaşım, yakıt ikmal desteği veriyor. Irak’lı çocukları ezen zırhlı araçların benzinini Aydın Doğan’ın Petrol Ofisi sağlıyor. Felluce’ye yağan misket bombalarını atan uçaklar Koç’un OPET’inin yakıtıyla, Çeçen Holding’in yaptığı havaalanından kalkıyor. ABD’li askerler her katliamdan, sonra Türk şirketlerinin yaptığı bilardo salonunda stres atıp, tecavüzlerinden sonra Tepe Grubu’nun yaptığı üslerde dinleniyor, Akfen Holding’in kumanyalarıyla dört öğün besleniyorlar. Türk şirketleri bu kanlı ihaleleri ABD Başkan Yardımcısının şirketi Halliburton’dan alıyorlar. Bunun adı katilin, işgalcinin,tecavüzcünün taşeronluğudur.
İşgalciler Irak’ı bir taraftan yıkıyor, bir taraftan da Irak petrollerinin yağmalanması karşılığı sürdürülen sözde “yeniden inşa” faaliyetleriyle büyük tekellerine kazandırıyor. ABD’nin Bechtel firması Irak’taki altyapı çalışmaları için milyonlarca dolarlık ihale aldı. Bechtel kendisinin yaklaşık 800 milyon dolara aldığı ihaleyi Türk firmalarına 100 milyon dolara satarken ödemeyi Irak petrolleri karşılığı alıyor. Türk firmaları da bu ihalelere hucum ediyor. Alarko, STFA, Polat İnşaat, Vinsan, OYAK, Çukurova gibi Türkiye’nin büyük sermaye grupları bu yağmaya da taşeronluk yapıyor. Onlar bu ihaleleri kazanıyorlar çünkü köle emeğinin maliyeti çok düşük!
Irak’ta 100 bin civarı Türkiyeli işçi çalıştırıldığı söyleniyor. Bu işçilerin ortalama maaşı ayda 300-500 dolar. İşçiler Irak’a gider gitmez genellikle pasaportları ellerinden alınıyor. Maaşları kendilerine ödenmiyor, Türkiye’deki ailelerinin hesabına yatırılıyor. Parası ve pasaportu olan bir işçinin bu cehennemden kaçacağından korkuyorlar. Birçok yerde çalışan işçilerin cep telefonu taşımaları yasak. İşçiler ailelerini şirketler fahiş fiyatlı kontörlü telefonlarından arayabiliyorlar ve bu ödemelerin bedeli maaşlarından kesinti oluyor. Bu şirketlerin mallarını taşıyan kamyonculara boş senetler imzalattırılarak işin sürekliliği sağlanıyor. Türkiye’de açlığa ve işsizliğe mahkum edilmiş emekçilerin tüm haklarının ve onurlarının büyük şirketlerce ayaklar altına alındığı Irak’ta “cepheye” sürülüyorlar.
Tecavüzün, katliamın, işgalin ve yağmanın taşeronluğuna son verilmelidir. Hükümet ABD’nin taşeronu olarak cepheye orduyu sürememiştir ancak şirketleri sürmektedir. Şirketlerin de orduların da ölüme gönderdiği erler Türkiyeli yoksul emekçilerdir. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül daha önce defalarca bu ticaretin her şeye rağmen sürmesi gerektiğini söyleyerek ABD işbirlikçiliğinden vazgeçmeyeceklerini deklare etmiştir. En son Başbakan Yardımcısı M.Ali Şahin “Irak’taki ticari varlığımız Irak halkın can damarıdır. Hükümet olarak sonuna kadar arkasındayız” diyerek tartışmalara noktayı koymuştur.
Sermaye ve hükümet tarafını seçmiştir. Irak’ta emperyalistlere taşeronluk yapmak onların can damarıdır. Şimdi yüreği Irak halkıyla olan, Irak halkı için can damarının onurlu ve haklı direnişleri olduğunu bilen ve bu can damarına kan taşımak isteyen bizlere, emekçilere, yoksullara, aydınlara, öğrencilere büyük görev düşmektedir. Bu taşeronluğa son vermek bizim tarihsel görevimizdir.
Şimdi Felluce’den gelen çağrıya kulak verme zamanıdır: “Biz bir yıldır aç karına, çıplak ayakla direniyoruz. Siz sıcak yatağınıza aç karına girin ne olur. Siz Türkiyeli kardeşlerimizsiniz. Kardeşinizi katledenlere destek vermek düşmanın yaptığından da daha kötüdür”
Hepinizi “TÜRKİYE ŞİRKETLERİNİ IRAK’TAN ÇEKSİN, TÜM İHALELER İPTAL EDİLSİN” başlıklı imza kampanyamıza destek olmaya çağırıyoruz.
İşkenceci, katil tecavüzcü Amerikanın Irak’ta uyguladığı vahşete karşı olduğumuzu; Irak’ta öldürülen,işkence gören, tecavüz edilen,gelecekleri,umutları ellerinden alınan çocuklara yalnız olmadıklarını, gösterecek resimler, şiirler ve mektuplar gönderiyoruz. Sende “Çocuklar ölmesin şekerde yiyebilsinler” diyorsan başlattığımız kampanyaya destek ver. Başvuru: Halkevleri Hatay Şubesi “Irak ihracat ve taşıma olarak 3-4 milyar dolarlık pazar. 1-2 kötü hadise olabilir. Ölen ölmüştür, yeri nur olsun. Irak’la ticaret vazgeçilmezdir.” Saffet Ulusoy/ Ro-Ro İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği Başkanı. Bu sözler şoför Murat Yüce’nin Irak’ta öldürülmesinden hemen sonra söylendiğinde, henüz kırkın üzerinde Türkiyeli işçi öldürülmemiş, kaçırılanların sayısı yüzlere ulaşmamıştı. Ancak öldürülenlerin ve kaçırılanların sayısı çığ gibi arttığında da sermayenin tercihi değişmedi: “Irak’la ticaret vazgeçilmezdir.” Halkevleri bünyesinde bir araya gelen ?Irak Mağduru İşçiler ve Aileleri? 10 Ocak 2005 tarihinde Ankara?da Yüksel Caddesi önünde bir protesto gösterisi yaptılar. Türkiye?nin ABD?den sonra en fazla insan kaybeden ülke olduğunu belirten aileler, ABD ve işbirlikçi AKP?yi protesto ettiler. İskenderun Halkevi Irak?taki ABD işgalini ve AKP?nin bu işgale işbirlikçilik yapmasını protesto eden ve Irak?ta zarar gören Türkiyeli emekçilerin gasp edilen haklarının verilmesini talep eden imza kampanyasını 8 Ocak cumartesi gününden itibaren kent merkezine taşıdı. 1. Murat Yüce (2 Ağustos 2004 / Başından vuruldu) 2. Durmuş Kuldereli (13 Eylül 2004/ Tikrit / Başı kesildi) 3. Yılmaz Dabca (2 Ekim/ Kurşuna dizildi) 4. Ramazan Elbu (14Ekim/ Yeri belli değil/ Başı kesildi)……. 29 ekim 2004’te Musul’da aracına yapılan roket saldırısında vefat eden Süleyman Kudret’in oğlu ile Antakya Halkevi’nin yapmış olduğu röportaj: Irak’lı çocuklara gönderilmek üzere başlattığımız kampanyaya gelen bir ileti: Halkevlerinin başlatmış olduğu “Iraklı çocuklara Kartpostal Gönderiyoruz” kampanyasına gelen iletilerden başka bir örnek… Görev için gittiği Suriye’den yeni dönen Antakya DİHA haber ajansında muhabirlik yapan Murat Altınöz ile yaptığımız görüşmede Suriye halkının Irak’ta ABD tarafından sürdürülen işgale tepkilerini bizlerle paylaştı… İşgalci ABD askerlerinin su ihtiyaçlarını karşılayan su firmalarıyla, su ihracatında yüzde 130’luk artış yaşandı. Bursa’da düzenlenen “Su Zirvesi”nde 2003 yılında hazır su ihracatının yaklaşık yüzde 60’tan fazlasının Irak’a yapıldığı ortaya çıktı. Halkevleri Genel Merkezi tarafından yapılan basın açıklamasıyla “Bütün halkımızı, Halkevcilerle birlikte, ABD’ye ve onun taşeronlarına karşı sesini yükseltmeye çağırıyoruz. ” denildi. Halkevlerinin 9. Bölge (güney) şubelerinin, Türkiye’nin işgal ortaklığına karşı sürdürdüğü kampanyanın, Ocak ayının ilk haftasında ülkenin dört bir yanında gerçekleştirilecek eylem ve etkinliklerle yaygınlaştırılacağı açıklandı. Halkevleri Hatay Şubesinin başlattığı Iraklı çocuklara kartpostal kampanyasına destek veren Günay Dinç adındaki mandalina üreticisi; “AKP hükümetinin IMF politikaları yüzünden 8 milyar değerindeki mahsulün 800 milyona alıcı bulduğu bu dönemde en doğru ve hayırlı işin mahsulü, her gün yataklarına (o da girebiliyorlarsa) aç giren Iraklı kardeşlerimize göndermektir. Bu konuda başlattığınız kampanyanın bu ayağını oluşturmak istiyorum”dedi. HALKEVLERİ Hatay Şubesi 13 Aralık 2004 tarihinde ortadoğu uzmanı araştırmacı yazar Faik BULUT’un katılımıyla “ABD’nin Irak’ı işgalinde Türkiye’ye biçilen görev” konulu bir panel düzenledi. Şube binasında düzenlenen panele yoğun ilgi gösterildi. Yaşar Soydan, evli ve üç çocuk babası, tır şoförü. Kendisiyle Halkevinin Sesi gazetesinin yaptığı röportajı yayınlıyoruz. Zeynel Abidin Oğurol kimdir? Macit Yiğitbaş yada Yahya Yahya Dönmezbaş! Bu isimler bilinçlerinizde herhangi bir şeyi çağrıştırıyor mu? Bu isimler ne AKP İl Genel Meclis Üyesi olup Irak’ta nakliye firması olan biri, ne DYP’nin iki dönemdir Milletvekili olup Irak’ta taşımacılık sektörünün ağır bir topu nede ‘Tayyip Erdoğan Bizim Eserimizdir’ diyen Tepe Grubunun başkanı. Saydığım bu insanlar ve onların kaderini paylaşan 150 kişi Irak’ta yaşamını yitiren yoksul TIR emekçileridir. ABD’nin, Irak’ta başlattığı savaşın Nisan 2003’te bittiğini açıklamasından bu yana, bu ülkeye giderek çalışan Hataylı TIR şoförlerinden 10’u hayatını kaybetti. Mersin’den yükledikleri insani yardım malzemelerini Irak’taki adresine götürdükten sonra dönüş yolunda Rabia Sınır Kapısına kadar gelen 37 Türkiye vatandaşı Tır şoförü ABD askerleri tarafından durduruldu. ABD’nin Felluce de sürdürdüğü operasyon yüzünden geçişlerine izin verilmeyen şoförler 22 gün boyunca Irak’ta esir hayatı yaşadı. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Hatay temsilciliği, Halkevlerinin başlattığı “Irak’a Gitme” kampanyasına destek verdiğini duyurdu ve hükümetin ölen şoför ailelerine tazminat ödemesini istedi. Zeynel Abidin Oğurol biri 6.5 aylık biri de 6.5 yaşında iki çocuk sahibiydi. Irak’ta direnişçilerce yapılan saldırıda öldürüldü. Cenazesi kaldırılırken feryatlarla yükselen ses “KAHROLSUN AMERİKA!….” oldu. Halkevi’nin Sesi muhabirleri Uğurol ailesi ile görüştü. Macit Yiğitbaş 42 yaşına 4 çocuk babası… Kuveyt’ten Tikrit’e yaptığı sevkıyat sırasında öldürüldü. Halkevi’nin Sesi gazetesi Macit Yiğitbaş’ın kardeşi Gayret yiğitbaşla görüştü. 34 yaşında 3 çocuk babası Gayret Yiğitbaş da Irak ta 3 ay boyunca kaldı. Bir sefer yaptı.Yaptığı seferde saldırıya uğramasından sonra Türkiye’ye geri döndü. Hüseyin Bereket Antakya doğumlu, 51 yaşında 7 çocuk babası bir tır şoförü. Irak’ta Şii direnişçiler tarafından 2 defa rehin alınmış ikisinde de serbest bırakılmış. Kendisiyle Halkevi’nin Sesi Hatay muhabirleri görüştü. 52 yaşında 3 çocuk babası Yahya Dönmezbaş Ağustos 2004’te gittiği Irak’ta El-Kaide tarafından kaçırıldıktan 1 gün sonra kurşuna dizilerek öldürüldü. Halkevi’nin Sesi Gazetesi Hatay muhabirleri Yahya Dönmezbaş’ın kayınbiraderi Derviş Doğru ile görüştü. Hatay’da “Yaşamından ve Onurundan Vazgeçme Irak’a Gitme” imza kampanyasının imza standına faşist saldırı. Türkiye’de yoksullaştırılarak ve işsizleştirilerek Irak’a gitmek zorunda bırakılan emekçiler için,Çukurova bölgesindeki Halkevciler, İncirlik Hava Üssü ve ABD ile işbirliği içerisinde Irak’ta birçok emekçinin katledilmesine sebep olan şirketlerin de bulunduğu Adana’nın İncirlik semti önünde dün bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Irak’ın pek çok kentinde, çeşitli sanayi kollarında bir dizi grev örgütleniyor Yüz binlerce insanın öldüğü Irak savaşının en kârlıları, yeniden yapılandırma kapsamında milyarlarca dolarlık ihale kapan ABD firmaları oldu. |
.