Türkiye AB ilişkileri konusunda solun ortak ve net bir tavır ortaya koyamadığı, ülke siyasetinin uzun süredir en önemli belirleyeni olan bir tartışmaya solun etkili bir katılım gösteremediği koşullarda düzenlenen forumla mütevazı ama olumlu bir adım atılmış oldu. Panelde Doç. Dr. Mehmet Türkay, Sendikacı Murat Çakır (Almanya) ile Halk Kültür Merkezleri ve Sosyalist Dayanışma Platformu temsilcileri […]
Türkiye AB ilişkileri konusunda solun ortak ve net bir tavır ortaya koyamadığı, ülke siyasetinin uzun süredir en önemli belirleyeni olan bir tartışmaya solun etkili bir katılım gösteremediği koşullarda düzenlenen forumla mütevazı ama olumlu bir adım atılmış oldu.
Panelde Doç. Dr. Mehmet Türkay, Sendikacı Murat Çakır (Almanya) ile Halk Kültür Merkezleri ve Sosyalist Dayanışma Platformu temsilcileri söz aldı. Ayrıca, foruma katılamayan İzzettin Önder de bir sunum gönderdi.
Açılış sunumunda forumun amacı “AB taraftarı kimdir? AB karşıtları kimdir? Oldukça farklı siyasal merkezleri aynı kampta gösteren bu tartışmada AB karşıtları içinde emekçilerin cephesi açılabilmiş değil. Bu forum da bu sorun ekseninde bir katkı sunmak amacıyla düzenlenmiştir.” sözleriyle ifade edildi.
Açılış sunumunun ardından İzzettin Önder’in sunumu okundu. Önder sunumunda: “AB’nin diğer emperyalist odaklarla rekabet içinde bir kapitalist birliktir ve AB’ye dönük her değerlendirmede temel referansın da bu olması gerekir. AB’deki zenginliğin ve görece gelişkin demokrasinin de zamana ve mekana göre analiz edilmesi gerekir. Sömürgeci bir birliğin genişlemesinin de sömürgeci merkezi muhafaza ederken hep alınan fakat bir şey verilmeyen bir çevre oluşturulması şeklinde ele alınması gerekir.” dedi.
Ardından söz alan Mehmet Türkay da “Türkiye’de sol kendi gündemini belirleyemez durumda. Kendi kavramalarını kullanamıyor. Marjinalleşmiş ve bu yüzden de AB konusunda da ortak tavır belirleyemiyor. ….Sol sınıf perspektifiyle konum almalı, fakat sınıfın heterojenliğini unutmadan. İşçi sınıfı içinden bu süreçte kazanabilecek kalifiye bir azınlıktan söz edilebileceği gibi sermaye içinde de iç pazara dönük üretim yapan sermaye grupları bu süreçte kaybedeceklerini biliyorlar.” dedi.
Almanya’dan gelen sendikacı Murat Çakır ise Avrupa içinden süreci değerlendirerek şunları söyledi: “Türkiye’de Avrupa’ya dönük bir yanılgı var. Avrupa Türkiye’den görüldüğü gibi değil. Geriye dönüş var. Ne refah toplumu var, ne de güçlü sendikalar ve sosyal hareketler. Hükümetler sosyal devleti tasfiye ediyor. Almanya’da yoksulluk sınırının altındaki nüfus % 13,4. Son iki yıldır büyük gerileme var…..AB bugün silahlanıyor, silahlanmayı dayatıyor. Üyeler önleyici savaşa katılmalı diyor. Sosyal sorumluluk ilkesini ortadan kaldırıyor. İş günü sürelerini uzatıyor. Çekirdek Avrupa’nın yönettiği ve ortak kurumların işlevsizleştirildiği demokrasisiz bir Avrupa yaratılıyor…..AB Türkiye’yi Kafkaslara, Ortadoğu’ya etkili bir müdahale kanalı elde edebilmek için istiyor ve almaya da niyetli.” dedi.
H.K.M. temsilcisi Ender Özdiş ise solun tartışmayı yanlış sorularla yürüttüğünü asıl sorunun solun AB konusunda ne düşündüğü değil solun devrim ve sosyalizmin güncelliği konularında ne düşündüğü olarak sorulması gerektiğini ifade ederek, “Eğer sol devrimin ve sosyalizmin güncelliğine inanmıyorsa, iş değişir. ‘Madem devrim yapamıyoruz o zaman biraz demokrasimiz olsun.’ Oturulmayan oturma odası gibi. Sol dilini mağdur dilinden mücadeleci diline çevirmeli, gözünü konsolosluk kapılarından kenar mahallelere, konfeksiyon atölyelerine çevirmelidir ve tartışmayı bu şekilde yürütmelidir” dedi.
Son konuşmayı yapan SODAP temsilcisi Sevtap Akdağ da tüm tartışılanları toparlayan bir konuşmanın ardından “Biz kendi içimizdeki sorunları çözüp, mücadelemizi örgütlemedikçe bir şey kazanamayacağız.” Diyerek forumun ilk oturumunu bitirdi.
Aranın ardından ikinci bölümde serbest kürsü oluşturularak tartışma bir sürede bu şekilde devam etti. Etkinlik müzik dinletileri ve bir tiyatro oyunuyla son buldu.
İşçi Bülteni – İstanbul