Çelebi, “hükümetin Türkiye’nin geleceği ile ilgili projeleri AB’ye, dış politikasını ABD’ye bıraktığını savunarak, ekonomi politikalarının IMF’ye, sosyal politikaların ise Dünya Bankası’na havale edildiğini” söyledi. 2004 yılında ekonominin büyüdüğünü, ancak bu büyümenin ne halkın refahında ne de istihdamda artış yaratmadığını belirten Çelebi, ekonomide olumlu bir gelişme olarak sunulan bu durumun, gerçekte emek verimliliği üzerinden ve borçlanmaya […]
Çelebi, “hükümetin Türkiye’nin geleceği ile ilgili projeleri AB’ye, dış politikasını ABD’ye bıraktığını savunarak, ekonomi politikalarının IMF’ye, sosyal politikaların ise Dünya Bankası’na havale edildiğini” söyledi.
2004 yılında ekonominin büyüdüğünü, ancak bu büyümenin ne halkın refahında ne de istihdamda artış yaratmadığını belirten Çelebi, ekonomide olumlu bir gelişme olarak sunulan bu durumun, gerçekte emek verimliliği üzerinden ve borçlanmaya dayalı olarak sürdüğünü ifade etti.
Çelebi, ekonomide gerçekleştiği ileri sürülen canlanmanın halka yansımadığı gerçeğinin bir diğer göstergesinin reel ücretlerdeki düşüş olduğunu vurgulayarak, “2001’de başlayan düşüş 2004’de değişmemiştir.
Reel ücretlerdeki azalma yüzde 25’tir. Ucuz emek sömürüsüne dayalı, yoksullaştıran büyümenin sonunda halkın büyük çoğunluğunun harcamaları, zorunlu gıda maddeleri ile sınırlanmıştır” diye konuştu.
Dün açıklanan asgari ücret rakamlarına da değinen ve zammı “sadaka ölçeğinde” olarak nitelendiren Çelebi, “Asgari ücret sayın Başbakan’ın alıştığımız sürprizlerinden biri olarak gerçekleşmiştir. Biz emekçiler sayın Başbakan’ın sürprizlerinin gerçekte ne anlama geldiğini artık biliyoruz” dedi.