Durum böyleyken, son dönemde, MESS başta olmak üzere, TİSK’e bağlı işveren sendikalarının yıllardır hiç de önemsemedikleri özel hakem kurumunu toplu pazarlık masalarında gündeme getirdikleri ve ısrarla savundukları gözlenmektedir. Öyle ki, özel hakem bazı işkollarında uyuşmazlık ve arabuluculuk aşamasına kadar taşınmıştır. Önerilen toplu iş sözleşmesi maddelerinde, özellikle işten çıkarmaların geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığının belirlenmesi görevinin […]
Durum böyleyken, son dönemde, MESS başta olmak üzere, TİSK’e bağlı işveren sendikalarının yıllardır hiç de önemsemedikleri özel hakem kurumunu toplu pazarlık masalarında gündeme getirdikleri ve ısrarla savundukları gözlenmektedir. Öyle ki, özel hakem bazı işkollarında uyuşmazlık ve arabuluculuk aşamasına kadar taşınmıştır. Önerilen toplu iş sözleşmesi maddelerinde, özellikle işten çıkarmaların geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığının belirlenmesi görevinin ve buna bağlı olarak işe iade kararlarının özel hakeme devredilmesi amaçlanmaktadır.
İşveren sendikaları bu ısrarlarını, iş uyuşmazlıklarının daha kısa sürede çözümlenmesi ve yargının ‘İş Mahkemelerinin ve Yargıtay’ın- üzerindeki yükün hafifletilmesi gibi ‘masum’ ve ‘yapıcı’ gerekçelerle açıklıyorlar. Neredeyse gerekçelerini, geçerli bir neden olmadan işten çıkarılan işçilerin uzun süre işlerine iadelerinin sağlanamamasından duydukları derin kaygılara bağlayacaklar. İşveren sendikalarının bu dramatik çabaları, 4857 sayılı İş Kanununun, geçerli nedene dayanmayan işten çıkarmaların sonuçlarını ve işe iade mekanizması içinde ‘özel hakem’ kurumunu düzenleyen 20 ve 21. maddelerine dayanıyor. Zamanlama olarak da, işten çıkarmayı son çare olarak gören İş Mahkemesi ve Yüksek Mahkeme kararlarının birbiri ardına ortaya çıkmaya başladığı bir döneme rastlıyor.
Hedeflenen açıktır. İşveren sendikaları uyuşmazlıkların çözümünün özel hakeme devri yoluyla, başta işgüvencesi ‘işe iade uyuşmazlıkları- olmak üzere iş uyuşmazlıklarının yargı denetimi dışına çıkarılmasına çalışmaktadırlar. Toplu iş sözleşmesinde özel hakem şartının bulunması durumunda, işçinin artık işe iade talebiyle İş Mahkemesine başvurabilmesi olanaklı değildir. Gerçi özel hakem kararlarına karşı Yüksek Mahkemeye itiraz hakkı bulunmaktadır. Ne var ki, özel hakem kararlarının temyizi üzerine Yüksek Mahkeme’ce yapılabilecek inceleme, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri çerçevesinde, usul yönüyle sınırlıdır. Daha açık bir ifadeyle, Yüksek Mahkeme sadece, tahkim süresi içinde karar verilip verilmediğini, talep edilmeyen şey hakkında karar verilip verilmediğini, hakemlerin yetkileri dışında bir konuyu da karara bağlayıp bağlamadıklarını ve tarafların iddiaları hakkında bir karar verilip verilmediğini araştırabilecektir. (HUMK, m.529, 533) Yüksek Mahkeme’nin, özel hakem kararlarının adil, doğru, hukuka uygun olup olmadığı konusunda karar vermeye yetkisi bulunmamaktadır. Yüksek Mahkeme, özel hakem kararlarını sadece usul yönünden inceleyebilecek, esasa giremeyecek ve bu yolla iş uyuşmazlıkları ve özellikle de işçilerin işe iade talebine dayanan uyuşmazlıklar yargı denetimi dışına çıkarılabilecektir.
Bu durum, işveren kuruluşlarının, uyuşmazlıkları etkili olabilecekleri bir alana taşımak istediklerini akla getirmektedir. Dikkat!
CAN ŞAFAK
Kristal-İş Sendikası-Toplu Sözleşme Müdürü