Birçok akademisyeni ve emek örgütünü bir araya getiren sempozyum “sağlık hakkı için inadına ve birlikte mücadele” çağrısıyla son buldu. AKP hükümetinin yeni liberal sağlık politikalarına karşı geçtiğimiz yıl, “insanca yaşayacak ücret”, “iş güvencesi” ve “herkese eşit-parasız sağlık hakkı” talepleriyle üç kez GöREVE çıkarak iş bırakan sağlık çalışanları halktan büyük destek görmüştü. AKP iktidarının bu eylemlere […]
Birçok akademisyeni ve emek örgütünü bir araya getiren sempozyum “sağlık hakkı için inadına ve birlikte mücadele” çağrısıyla son buldu.
AKP hükümetinin yeni liberal sağlık politikalarına karşı geçtiğimiz yıl, “insanca yaşayacak ücret”, “iş güvencesi” ve “herkese eşit-parasız sağlık hakkı” talepleriyle üç kez GöREVE çıkarak iş bırakan sağlık çalışanları halktan büyük destek görmüştü. AKP iktidarının bu eylemlere cevabı, toplamda 255 yıla varan hapis cezası istemiyle dava açmak oldu. Davanın ilk duruşması 13 Ekim saat 10:00’da İstanbul Sultanahmet Adliyesi’nde görülecek. Dava öncesinde düzenlenen sempozyumda, bunun toplumsal bir dava haline geldiği ve asıl yargılanması gerekenin, yeni liberal politikaları topluma dayatanlar olduğu vurgulandı.
TTB, İTO, SES, DİSK Dev-Sağlık İş, Diş Hekimleri Odası, Veteriner Hekimler Odası ve Hasta Yakınları Derneği’nin yanı sıra, Doç. Dr. Cem Somel, Dr. Onur Karahanoğulları, Yrd. Doç Dr. Özgür Müftüoğlu ve ILO iş güvenliği uzmanı Ellen Rosskam da sempozyumun konuşmacıları arasındaydı.
İki gün boyunca yaklaşık 250 kişinin katıldığı sempozyuma, Sağlık Bakanlığı yetkilileri çağrılmış olmalarına rağmen gelmediği gibi, siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin katılımı da oldukça sınırlıydı.
İlk günü, yeni-liberal sağlık politikalarını çeşitli yönleriyle ele alan konferans ve panellerle geçen sempozyum, ikinci gün düzenlenen “Sağlık Hakkı İçin Mücadele” Forumuyla son buldu.
Beğeniyle izlenen sunumlarda, yeni liberalizmin sağlık hizmetini bir hak olmaktan çıkardığı, bu politikaların Amerika’dan Avrupa’ya her yerde derin bir yoksulluk yarattığı vurgulandı. Bu politikaların, mevcut sorunları çözmek bir yana ortaçağ hastalıklarını dünyamıza yeniden getirdiği de Doğu Avrupa’dan Fransa’ya, Hakkari’den Amerika’ya bir çok veriyle ortaya kondu.
sağlık hakkı mücadelesi iktidar mücadelesidir
Tartışmanın bir yerinde izleyicilerden gelen, “Sosyal devlet, kapitalizmin güler yüzü demek. O halde biz de sosyal devleti savunmayı sürdürdüğümüzde kapitalizmi savunmuş olmayacak mıyız?” sorusu üzerine, kapitalizmin bir dönem sosyal devlet kapsamında sağlayabildiği parasız eğitim-sağlık gibi hakları, reel sosyalizmin çökmesinin ve fordist üretimin terk edilmesinin ardından gelen bu dönemde sağlayamayacağı, parasız sağlık talebinin bugün için kapitalist sistem tarafından kabul edilemez bir talep olduğu, bir iktidar sorunu, dolayısıyla da devrimci bir talep olduğu vurgulandı.
sağlık hakkı için ortak mücadeleye
Forumda AKP iktidarının açtığı davaya inat, mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini ifade eden davalı örgütler mücadelenin sorunlarına da dikkat çekti. Forumun sonunda söz alan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu şöyle konuştu:
“Sağlık hakkı mücadelesinde nereden başlayacağımızı tartışmıyoruz. Çünkü bu konuda adımını atmış, birliğini iyi kötü oluşturmuş bir aşamadayız. Ama yeterli duyarlılığın olduğunu da söyleyemeyiz.
Hükümetin yeni liberal politikalarına karşı, ideolojik hegemonyayı kıracak altyapımız var. Fakat henüz çalışanları, yoksul mahallelerde yaşayan insanları hükümetin demagojileri karşısında yeterince ikna ettiğimiz söylenemez. Bu konuda toplumsal muhalefetin tüm unsurları, hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız.
Mücadelede, bu saldırının en büyük mağdurları olan yeni mezun, işsiz hekim kitlesini önemsemeliyiz.
güvencesiz çalışma durdurulsun
SSK’ların sağlık bakanlığına devri konusunda, sorunu sadece örgütlü işçilerin sorunu olarak algılama tehlikesi var. Burada sigortasız, güvencesiz işçilerin de bu mücadeleye katılmasını sağlayan çalışmalar yürütmeliyiz. Güvencesiz çalışmaya karşı mücadeleye önem vermeliyiz.
Mücadeleyi etkili eylem biçimleriyle sürdürdüğümüzde bunun politik etkisi büyük olacaktır. Bunu geçen sene gördük. İktidarı engellemek istiyorsak etkili eylem biçimlerine başvurmalıyız.”
Sempozyum son bulurken, halkın sağlık hakkını savunan herkesin13 Ekim günü başlayacak davayı sahiplenmesi ve Sultanahmet Adliyesinde yargılananların yanında yer alması çağrısı yapıldı.