Patronları, iş yaptıkları işgalci şirketlerden trilyonlar alırken onlar işsizlikten ve yoksulluktan bu işi yapmaya mecbur bırakılıyorlar. Saldırıya uğradıklarında ise ne patronları ne de onları ölümüne çalışmak zorunda bırakan iktidar sahip çıkıyor. İskenderun’da Irak’a nakliye işi yapan bir şoförle yaptığımız röportajı yayınlıyoruz. Kaç yıldır bu işle uğraşıyorsunuz? 15 yıldır şoförlük yapıyorum son zamanlarda girdiğim borçlardan dolayı […]
Patronları, iş yaptıkları işgalci şirketlerden trilyonlar alırken onlar işsizlikten ve yoksulluktan bu işi yapmaya mecbur bırakılıyorlar. Saldırıya uğradıklarında ise ne patronları ne de onları ölümüne çalışmak zorunda bırakan iktidar sahip çıkıyor.
İskenderun’da Irak’a nakliye işi yapan bir şoförle yaptığımız röportajı yayınlıyoruz.
Kaç yıldır bu işle uğraşıyorsunuz?
15 yıldır şoförlük yapıyorum son zamanlarda girdiğim borçlardan dolayı da Irak’a gitmek zorunda kaldım.
Bize yaptığınız seferde karşılaştığınız zorluklardan bahseder misiniz?
Yükü yükleyip Habur çıkışına gidiyoruz oradan da Amerikan askerleri eşliğinde konvoy halinde Tikrit, Zahur, Bağdat a gidiyoruz. Ancak Amerikan askerleri en ufak bir gerginlikte kaçıyorlar.
Bazen taşlı saldırı oluyor, bazen de silahlı saldırı. Canımızı nasıl kurtardığımızı halen anlamış değiliz. Düşündüğümüz tek şey evde ekmek bekleyen çocuklar oluyor. Ne yapalım fakirliğin gözü kör olsun
Televizyonda izlediğimiz kadarıyla tırların kamyonların üzerinde Arapça yazılar bulunuyor. Bunlar ne anlama geliyor? Bunu siz mi yazıyorsunuz ?
Hayır biz yazmıyoruz. Yazılar genelde Irak firması olduğumuzu belirtiyor. Girişte de plakalarımız değiştiriliyor. Bunu yapan firma sahipleri. Onlar da güvenliğimizi bu ilkel yöntemle çözdüklerini sanıyor.
Tayyip Erdoğan Irak’ta ölen şoförler için “kimseyi zorla göndermiyoruz” diyor. Katılıyor musunuz?
Evet, belki kafamıza silah dayayıp göndermiyor ama bizi buralarda aç bırakarak, iş güç vermeyerek daha kötüsünü yapıyor. Şimdi akıl var mantık var. Kim bile bile ölüme gider? Kaybedecek bir şeyi olmayanlar yani bizler. Tabi ki öyle der çünkü onun çocukları hiçbir zaman aç kalmadı okula hiçbir zaman yırtık elbiselerle gitmedi.
Birde şu tarafı var sözleşme yaptığımız firmaya açık senet imzalamak zorundayız. Adam istediği rakamı yazar. Elimiz kolumuz bağlı. Dönmek istersek dönemiyoruz yani anlayacağınız gitsen bir türlü gitmesen bir türlü.
Peki hiç saldırıya uğradınız mı?
Benim olduğum konvoya saldırı oldu ama yara almadan kurtuldum. Yaralanan amcamın oğlu oldu. Şimdi Tarsus devlet hastanesinde yatıyor. Hiç bir sosyal güvencesi yok. Firmanın da sigortası yok.
Gözlemlediğiniz kadarıyla Amerikan askerinin durumu nasıl?
Adamlar petrole gelmiş. Her geçen gün ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Halka çok kötü, vahşice davranıyorlar. Hatta son zamanlarda bize bile kötü davranıyorlar. Aralarında kavga ediyorlar.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Birincisi Habur kapısının kapatılmasını istiyorum. İkincisi devlet büyüklerimiz bilmeden konuşmasın. En son Abdullah Gül bize “tır şoförleri kebap meraklısı oldukları için bunlar başlarına geliyor ” demiş. Biz çocuğumuzun rızkı için ordayız. Bize iş olanakları sağlayın biz de gitmeyelim. Asıl biz biliyoruz sayın Gül’ün neye meraklı olduğunu, Bir de Tayip Erdoğan’a sesleniyoruz Irak ta şoförler öldürülürken aileleri perişan olurken sen rahat uyuyabiliyor musun? Biz ºde bu ülkenin insanlarıyız. Neden bizi anlamak istemiyor? O kadar kişi öldü hiç kılını kıpırdattı mı?
Teşekkür ederiz