Birkaç günde bir hükümetten artık alıştığımız nutukları dinliyoruz. “Ekonomi iyiye gidiyor, enflasyon düşüyor, krizi atlattık…” Bu nutuklardan en sonuncusu “işsizlik düştü” yalanı. Resmi bir kurum olan Devlet İstatistik Enstitüsünün bir raporuna göre işsizlik oranı düştü. Bu rapordan sonra patronlar ve hükümet el ele verip aslında ekonominin ne kadar iyi olduğu, hayat şartlarının ne kadar iyi […]
Birkaç günde bir hükümetten artık alıştığımız nutukları dinliyoruz. “Ekonomi iyiye gidiyor, enflasyon düşüyor, krizi atlattık…”
Bu nutuklardan en sonuncusu “işsizlik düştü” yalanı.
Resmi bir kurum olan Devlet İstatistik Enstitüsünün bir raporuna göre işsizlik oranı düştü.
Bu rapordan sonra patronlar ve hükümet el ele verip aslında ekonominin ne kadar iyi olduğu, hayat şartlarının ne kadar iyi olduğu açıklamaları arka arkaya sıralamaya başladılar.
Ancak rapora baktığımızda bazı gerçekler gözümüze çarpıyor.
İşsizlerin azalmasının nedenlerinden en önemlisi iş arayan insanların sayısının azalması. Yani insanlar artık iş bulmaktan umudunu kesip iş aramaktan vazgeçiyorlar.
Bir diğer gerçek ise iş bulanların hangi koşullarda çalıştığı. Rapora göre kayıt dışı çalışanların sayısı arttı. Yani işsizler sigortasız-güvencesiz işlerde çalışmaya başlıyorlar.
Ülkemizde çalışanların yarıdan fazlası herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna üye değil.
Bu durum “halkın seçtiği” bir hükümet için övünülecek bir şey olamaz. Olsa olsa bir utanç kaynağı olabilir.
Bizim dağınıklığımız bir araya gelemeyişimiz onların kendi yalanlarını söylemelerini sağlıyor.
Patronların ve iktidarın yalanlarını dinlemeyelim, kendi doğrularımızı hep birlikte söyleyelim. Çünkü işsizliğimiz ve güvencesizliğimiz kaderimiz değil. İstersek değiştirebiliriz.