5 Ekim; Nitelikli, Kamusal, Parasız ve Bilimsel Eğitim Mücadelesinin Simgeleştiği Bir Gündür! Eğitim emekçileri 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutlamaya hazırlanıyor. Öğretmenlik mesleği açısından uluslararası genel kabullerin simgesi sayılan 5 Ekim’i, Türkiye’deki öğretmenler her gün biraz daha zorlaşan ekonomik, demokratik ve mesleki sorunlarla karşılıyor. Öğretmenlerimizin toplumsal statü, eğitimin niteliği, ekonomik, sosyal ve özlük haklar konusunda […]
5 Ekim; Nitelikli, Kamusal, Parasız ve Bilimsel Eğitim Mücadelesinin Simgeleştiği Bir Gündür!
Eğitim emekçileri 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutlamaya hazırlanıyor. Öğretmenlik mesleği açısından uluslararası genel kabullerin simgesi sayılan 5 Ekim’i, Türkiye’deki öğretmenler her gün biraz daha zorlaşan ekonomik, demokratik ve mesleki sorunlarla karşılıyor. Öğretmenlerimizin toplumsal statü, eğitimin niteliği, ekonomik, sosyal ve özlük haklar konusunda oldukça geri durumda olduğu bilinen bir gerçekliktir.
“Nitelikli eğitim için nitelikli öğretmen” anlayışını, bugün ulusal ve uluslararası alanda eğitim örgütleri, sendikalar temel yaklaşım olarak benimsemişlerdir. Bu nedenle, öğretmen yetiştirmeden başlayarak, eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkileyen bütün sorunların giderilmesi talebi 2004 yılı 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde öne yeniden öne çıkıyor.
Dünyadaki öğretmen örgütlerini ortak paydada birleştiren sorunların sıcaklığının bizleri daha fazla yaktığı açıktır. Uluslararası genel kabul görmüş ve genişletilmesi için çaba gösterilen ilkelerin, Türkiye’deki öğretmenler açısından henüz erişilmez bir noktayı ifade ettiği bilinirse, uluslararası öğretmen hareketinden güç alan ama onunla sınırlı kalmayan pratiğimiz daha iyi anlaşılabilir.
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nün Önemi
5 Ekim 1966 ILO-UNESCO Ortak Belgesi’nde, “Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı”nın yer almasıyla öğretmenlerin toplumsal statüsüyle ilişkili olarak önemli bir adım atılmış oldu. Kararın alındığı gün olan 5 Ekim, o tarihten bu yana bütün dünya öğretmenlerinin ortak günü ilan edildi. Eğitim Sen, Türkiye’nin de imzaladığı “Tavsiye Kararı”nın, uygulamaya alınmasını ve eğitim politikalarına yön vermesini talep etmektedir.
145 paragraftan oluşan belge, öğretmenlik mesleğinde işe alınma, işe alınmada seçme ve formasyon, mesleğe hazırlık, değişik düzeydeki öğretmenlerin meslek sorunları, istihdam güvenliği, öğretmenin hak ve sorumlulukları, disiplin işleri ve mesleksel bağımsızlıkları gibi konuların bütününü kapsamaktadır. Ayrıca; tatil, ücret, özel izinler, araştırma izinleri, çalışma saatleri ve koşulları, eğitim-öğretim yardımcı personelleri, sınıf mevcutları, öğretmen değişimi, uzak bölgelerde ve kırsal kesimde çalışan öğretmenler ile ilgili özel düzenlemeler, ailesel yükümlülükleri olan öğretmenlerle ilgili düzenlemeler, sağlık, sosyal güvenlik ve emeklilik gibi konuları kapsamaktadır.
Son yıllarda 5 Ekim, “nitelikli eğitim için nitelikli öğretmen” anlayışının ve kamusal eğitimi savunan yaklaşımın simgeleştiği bir gün olarak öne çıkmıştır. Herkese eşit, nitelikli ve parasız eğitimin vazgeçilmez bir insan hakkı olduğu, her yıl 5 Ekim’lerde daha bir yüksek sesle dile getirilmektedir. Bugün, dünyanın dört bir yanındaki öğretmenlerin yüksek sesle ifade ettiği sorunlar, Türkiye’de öğretmen örgütlerinin mücadele hattının da ana unsurlarını oluşturmaktadır.
Türkiye’de eğitimin özelleştirilmesi, paralı hale getirilmesi girişimleri 1980’li yılların ikinci yarısında başlamış, günümüzde büyük ivme kazanmıştır. Kamusal hakların geri alınması ve kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi şeklinde özetlenebilecek neoliberal anlayış, eğitimi katkı payı, kayıt parası, harç ve benzeri kalemlerle tamamen paralı hale getirmeye çalışmaktadır. Bu nedenle 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, 2004 yılında bir kez daha nitelikli, kamusal, bilimsel ve laik eğitim mücadelesinin simgesi olacaktır. Çünkü, ülkemizde kamusal eğitim hakkına yönelik saldırılar yoğunlaşmıştır.
Son yıllarda yaşanan kamusal alanın tasfiyesini hedefleyen girişimler, eğitimde özelleştirme uygulamalarına hız kazandırmayı amaçlamaktadır. Başlatılan girişimlerin, yapılan değişikliklerin özünü eğitimin özelleştirilmesi oluşturmaktadır. Yoksul öğrencilerin özel okullarda okutulmak istenmesi, özel okullara vergi istisnası getirilmesi, bazı okulların satılmak istenmesi, eğitimin temel niteliklerinin değiştirilmek istenmesi, sözleşmeli personel uygulamasının hayata geçirilmeye çalıştırılması ve performansa dayalı ücretlendirme sistemi gibi düzenlemeler, eğitimi tamamen özelleştirmenin ön hazırlığı anlamına gelmektedir.
AKP’nin iktidar olmasından bu yana eğitimde gerçekleştirmeye başladığı ırkçı-gerici kadrolaşma eğitimin bu dönem temel sorunları arasında yerini aldı. Başta Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında şimdiye kadar görülmedik çapta bir siyasi kadrolaşma hareketi yaşanmaktadır. Bu kadrolaşmadan, eğitimin gericileştirilmesinden duyulan rahatsızlık 5 Ekim’de yankısını bulacaktır.
Eğitim Sen, son dönemde ivme kazanan eğitimin paralı hale getirilmesi ve özelleştirilmesi girişimlerine karşı, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü bir mücadele günü olarak görmektedir. Sendikamız kamusal, nitelikli, parasız, bilimsel, demokratik ve laik eğitimin yaşam bulması için geçmişte nasıl mücadele etti ise, bugün ve gelecekte de bu haklı mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir.