Verilere göre, 15 bin civarında işçinin sadece yüzde 10’unun kadrolu olarak çalıştırıldığı, 1983’ten bu yana 43 işçinin iş kazası sonucu yaşamını yitirdiği, taşeron sisteminin egemen olduğu Tuzla Tersanesi’nde meydana gelen iş kazaları sonucu hayatını kaybeden işçi sayısının fazla olması tersane işçilerini tedirgin ederken, Limter-İş Başkanı Cem Dinç, basına yansıyan ölüm vakalarının dışında işverenler tarafından saklanan […]
Verilere göre, 15 bin civarında işçinin sadece yüzde 10’unun kadrolu olarak çalıştırıldığı, 1983’ten bu yana 43 işçinin iş kazası sonucu yaşamını yitirdiği, taşeron sisteminin egemen olduğu Tuzla Tersanesi’nde meydana gelen iş kazaları sonucu hayatını kaybeden işçi sayısının fazla olması tersane işçilerini tedirgin ederken, Limter-İş Başkanı Cem Dinç, basına yansıyan ölüm vakalarının dışında işverenler tarafından saklanan ölümlerin de olduğuna dikkat çekti.
Kastamonu’nun Küre İlçesi’nde bir maden ocağında meydana gelen yangın sonucunda 19 maden işçisinin hayatını kaybetmesiyle Türkiye’deki iş kazaları ve meslek hastalıkları trajedisi bir kez daha gündeme geldi. Sendikalar patronun iş güvenliği konusunda yükümlülüklerini yerine getirmemesinin ve hükümetin özelleştirme politikalarının bu kazalara neden olduğuna dikkat çekerken, işçiler ise her yeni kaza ve ölüm sonrası büyük tedirginlik yaşıyor.
Tuzla Tersanesi’nde çalışan işçiler de iş kazalarından ve ölümlerden, ağır sanayi işkoluna giren tersanelerde, gerekli önlemleri almayan işverenleri sorumlu tutuyor. DİSK’e bağlı Liman, Tersane Gemi Yapım-Onarım İşçileri Sendikası (Limter-İş) Genel Başkanı Cem Dinç, taşeronluğun yaygın olmasının ölümlere neden olduğuna işaret ederek, birçok ölüm vakasının kendilerine ulaşmadığını belirtti.
‘Ölümler patronların kar hırsından’
Tuzla Tersanesi’nin temizlik işlerinde 7 aydır çalışan Serkan Sağlam, çalışma ortamının risklerine dikkat çekerek, “Her an kafamıza bir şey düşebilir veya elektrik çarpabilir. Çalıştığımız ortamda özellikle akciğer hastalıklarına yakalanmamız olası” dedi. İşverenlerin, işçilerin güvenliği konusunda önlemler almadığını kaydeden Sağlam, çalıştığı süre içerisinde tersanede 5’in üzerinde işçinin hayatını kaybettiğini ifade etti. Sağlam, “Ölümlerin nedenleri genellikle dikkatsizlik, kötü malzemelerin kullanılması, makine bakımlarının yapılmaması ve patronların kar hırsıdır. Ölümlerde suçun büyüğü patronlardadır” dedi.
Tersanede 10 gün kadar önce işe başlayan Ruhat İnce, ölümlere rağmen çalışmaya mecbur olduklarını ifade ederek, “Başka çaremiz yok, ekmek parası için ölümü göze alacağız” dedi. İşe girerken herhangi bir eğitim almadığını, sadece bazı uyarıların yapıldığını ifade eden İnce, “Can güvenliğimiz yok. Bizlerle kimse ilgilenmiyor. Halbuki iş güvenliği eğitimi verilmeli ve gerekli önlemler alınmalıydı. İşe yeni başlamama rağmen, iş kazası geçirerek yaralandım” şeklinde konuştu.
‘İşçi hayatı 30-40 milyon lira’
6 aydır tersanede çalıştığını belirten Turan İmren, bir işçi öldüğünde işverenlerin başsağlığı bile dilemediğini belirterek, “İşe girerken yarım saat boyunca nelerin yasak olduğunu anlattılar. Paramparça eldivenlerle ve baret olmadan çalışıyoruz. Bir işçi ölünce işverenler ‘başımıza bela oldu’ şeklinde düşünüyorlar” dedi.
İşçilerin ekmek kavgasına düştüklerini ve ölümlere sessiz kaldıklarını ifade eden İmren, ölümlerin son bulması için işçilerin birlik içinde olması gerektiğini söyledi. İmren, ölümlerde işverenin sorumluluğunun büyük olduğunu kaydetti.
Adının açıklanmasını istemeyen tersane işçisi ise, iş kazası sonucu yaşamını yitiren işçi ailelerine, işveren tarafından yalnızca 30-40 milyon lira ödendiğine dikkat çekerek, “İşçi hayatı, işverenler açısından son derece ucuz” dedi.
Taşeron: Ölümlerin nedeni dikkatsizlik
17 yıldır taşeronluk yapan ve bir süredir de Tuzla Tersanesi’nde çalışan Mustafa Baba, ölümlere işçilerin dikkatsizliğinin neden olduğunu savunuyor. İşçinin kendini eğitmesi gerektiğini belirten Baba, “Hiçbir işveren, işçiye ‘git kendini tehlikeye at’ demez. Bazı tersanelerde iş güvenliği eğitimi bile veriliyor. İşçilere baret kullanılması zorunluluğu getiriliyor, ancak bu işçilere bir yük gibi geliyor ve üzerlerine parça düşünce hayatlarını kaybediyorlar” şeklinde konuştu. Tersanede yaralanmaların sık yaşandığını belirten Baba, ölümlerin hepsinden de haberdar olmadıklarını söyledi.
‘İşçilerin ölümleri gizleniyor’
DİSK/Limter-İş Genel Başkanı Cem Dinç ise, tersanede işçi cinayetlerinin fazla olduğunu ve çoğu ölümlerden haberdar olmadıklarını söyledi. 1983’ten bu yana kendilerindeki rakam 43 iken, işçi ölümlerinin çoğunun gizlendiğini ve aslında 100’ün üzerinde ölüm olduğunu kaydeden Dinç, “Son olarak Burhanettin Umurca adlı işçi Gemak Tersanesi’nde meydana gelen patlama sonucu yaşamını yitirdi. Tersane sahipleri cesedi kaybetmeye ve ölümü gizlemeye çalıştılar. 2004 yılında toplam 5 işçi hayatını kaybetti” dedi.
Ölümlerin, taşeronluk sisteminin yaygın olmasından kaynaklandığını belirten Dinç, şunları söyledi: “Bir gemide en az 20 tane taşeron şirket var. Taşeronluk sistemi, denetimsizliği, sigortasız çalışmayı, düşük ücreti, kötü malzeme kullanımını beraberinde getiriyor. Tersanelerde ambulans ve sağlık ekipleri bulundurulmuyor. Bir başıbozukluk hakim durumda olduğu için insanlar ölüyor.”
Limter-İş’in verilerine göre, Tuzla Tersanesi’nde çalışan 15 bin civarında işçinin, sadece yüzde 10’u kadrolu olarak çalışıyor. Limter-İş’e üye bin 186, Dok-Gemi-İş’e bağlı 300 civarında sendikalı işçi bulunuyor. Tersanede sigortasız işçi çalıştırmak ise son derece yaygın.
Limter-İş’in araştırmalarına göre 1983 yılından bu yana Tuzla Tersanesi’nde toplam 43 işçi hayatını kaybederken, bunlardan 41’i, 1992’den sonra yaşamını yitirdi. Araştırmaya göre, patlamalar sonucu 22, iskeleden düşme sonucu 9, elektrik çarpması sonucu 6, üzerlerine ağır yük düşmesi sonucu 5, ambar kapakları arasında sıkışma sonucu 1 işçinin hayatını kaybetti. Üzerine ağır yük düşen 5 işçiden birinin, patronun attığı 1.5 metre uzunluğundaki borunun kafasına isabet etmesi sonucu öldüğü kaydedildi.
10 bin 84 kişi iş kazasında öldü
Türkiye’de çalışanlar, iş kazalarında çok ağır bir bilanço ile yüzyüze. SSK’nin verilerine göre 1994-2003 yılları arasındaki 831 bin 248 iş kazasında 10 bin 84 kişi hayatını kaybetti. Türkiye’nin durumu Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre Avrupa Birliği ülkelerindeki iş kazası sonucu ölümleri katlıyor. İş kazaları en sık, kömür madenciliği, dokuma ve gıda maddeleri sanayileri, taş, toprak vs. imalatı, metal endüstrisi, makine imalatı, nakil araçları imalatı, inşaat, nakliyat, toptan ve perakende ticaret faaliyet gruplarında meydana geliyor. Türkiye’de ise geçen yıl her 100 bin çalışanın 14.4’ü iş kazaları sonucu hayatını kaybettiği kaydediliyor.
haber: diha