AÇEV tarafından “8 Eylül Dünya Okuma Yazma Günü” nedeniyle bir rapor yayınlandı. Raporda, UNESCO’nun dünyadaki okumaz yazmazlık sorununa dikkat çekilmesi amacıyla 1967 yılında ilk kez 8 Eylül tarihini, Dünya Okuma Yazma Günü olarak ilan ettiği belirtildi. Bu yıl, Dünya Okuma Yazma Günü için UNESCO tarafından belirlenen temanın “Okur yazarlık ve toplumsal cinsiyet” olduğu belirtilen raporda, […]
AÇEV tarafından “8 Eylül Dünya Okuma Yazma Günü” nedeniyle bir rapor yayınlandı. Raporda, UNESCO’nun dünyadaki okumaz yazmazlık sorununa dikkat çekilmesi amacıyla 1967 yılında ilk kez 8 Eylül tarihini, Dünya Okuma Yazma Günü olarak ilan ettiği belirtildi. Bu yıl, Dünya Okuma Yazma Günü için UNESCO tarafından belirlenen temanın “Okur yazarlık ve toplumsal cinsiyet” olduğu belirtilen raporda, UNESCO verilerine göre dünyada 860 milyon kişinin okuma yazma bilmediği ve bunların 500 milyonunu kadınların oluşturduğu bildirildi.
Bu nedenle, 2005 yılı içinde tüm ülkelerin eğitim alanındaki cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapmasının beklendiği dile getirildi.
TÜRKİYE’DE 7 MİLYONU AŞKIN OKUMAZ YAZMAZ VAR
Okumaz yazmazlığın büyük sorun oluşturduğu Türkiye’de, AÇEV raporuna göre 7 milyonu aşkın okumaz yazmaz bulunuyor. Ülkemizde okumaz yazmazların çoğunluğunu kadınlar oluştururken, DİE 2000 yılı nüfus sayımına göre, 29 milyon 613 bin 798 olan kadın nüfusunun 5 milyon 732 bin 525’i okuma yazma bilmiyor. Buna göre, kadın nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si okumaz yazmaz durumda.
Buna bağlı olarak, daha sonraki öğretim aşamalarında kadınların daha az yer aldığı belirtilen raporda, Türkiye’deki üniversite mezunu kadınların sayısının 1 milyon 161 bin 235 olduğu, bunun da toplam kadın nüfusunun yüzde 5.4’ünün üniversiteye gidebildiği anlamına geldiği bildirildi.
OKUMAZ YAZMAZLIK VE SOSYAL YAŞAM
AÇEV raporuna göre, okuma yazma bilmemenin kadınlar üzerinde çeşitli toplumsal etkileri olduğu da belirtilerek, bu kadınların aile planlaması ve kadın sağlığı konusundaki servisleri kullanamadıkları, koruyucu sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamadıkları, bu nedenle de bebek ölümlerinin arttığı bildiriliyor.
Dünyadaki verilere göre, bebek ölümlerini engellemede kadınların okur yazarlık oranını yüzde 1 artırmanın, doktor sayısını yüzde 1 artırmaktan 3 kat daha etkili olduğu belirtilen raporda, kadınların eğitim düzeyi ile çocuk ölümleri arasında ters orantı bulunduğu, eğitim düzeyi arttıkça çocuk ölümlerinin azaldığı da ifade ediliyor.
Okumaz yazmazlığın kadınlar üzerindeki kişisel etkilerinin de değerlendirildiği raporda, okumaz yazmaz kadınların “özgüven eksikliği” duydukları belirtilerek, başkalarına bağımlı olarak yaşayan bu kişilerin, bilgi kaynaklarına ulaşmakta zorluk çektikleri ve bu nedenle sosyal yaşama katılacak becerileri kolayca gösteremedikleri kaydediliyor.
aa