Bu anlayış, işgal güçlerinin daha önce başka kentlerde ve son olarak Tel Afer’de uyguladığı yöntem. Amerikalı yetkililer, bazı silahlı unsurların kente sızdığını ve bu yüzden Tel Afer’in bombalandığını açıklıyor. Açıklama inandırıcı değil. Değil çünkü, bombardımanda öldürülenlerin hangisinin direnişçi, hangisinin silahsız sivil olduğu bile belirsiz. Muhtemelen kendileri de bilmiyor, ayrıca onlar için kimin öldüğü önemli de […]
Bu anlayış, işgal güçlerinin daha önce başka kentlerde ve son olarak Tel Afer’de uyguladığı yöntem. Amerikalı yetkililer, bazı silahlı unsurların kente sızdığını ve bu yüzden Tel Afer’in bombalandığını açıklıyor. Açıklama inandırıcı değil. Değil çünkü, bombardımanda öldürülenlerin hangisinin direnişçi, hangisinin silahsız sivil olduğu bile belirsiz. Muhtemelen kendileri de bilmiyor, ayrıca onlar için kimin öldüğü önemli de değil.
Tel Afer aslında, birçok kişinin ismini ilk kez duyduğu ama Türkmenler yaşadığı için gündemimize gelen bir kent. Tel Afer’e yapılan muamele daha önce Felluce, Necef hatta Bağdat’ın bazı bazı bölgelerinde gerçekleştirilenlerden.
TELAFER ÖNEMLİ
Tel Afer, Irak’ın en büyük ve en eski yerleşim yerlerinden biri. Nüfusu 400 binin üzeride. Saddam Hüseyin döneminde Arapların yaşamadığı gerekçesi ile Hilla ve Kut’un aksine il yapılmayan yerlerden biri.
İlçe nüfusu Şii Türkmen ağırlıklı. Musul yakınlarında, Suriye sınırına 70, Türkiye sınıra 110 kilometre uzaklıkta. Hala tartışılan ancak hayata geçirilemeyen “Irak’a ikinci sınır kapısı”nın önemli geçiş noktalarından birisi. Kürt bölgesini by-pass etmek isteyen Türkiye, son aylarda şoförlere karşı artan saldırıları azaltmak için bu yolu kullanmayı planlıyordu. Ancak, gelir kaybı ve inisiyatif kaybetme kaygısı ile Kürt gruplar bu öneriye sıcak bakmıyor.
Tel Afer hala 1920’lerin başında İngiliz işgaline karşı direnişle anılıyor. 50’li yıllarda ise Baas partisinin Araplaştırma politikasına karşı direnmiş.
AMERİKAN GEREKÇESİ
Amerika, Suriye sınırından silahlı grupların sızdığını iddia ediyor. İddiaların ve istihbaratın kaynaklarından birisi ‘Iraqi National Guards’, yani Irak Ulusal Muhafızları. Ülkenin kuzeyindeki ulusal muhafızlar ise KDP ve KYB’nin eski peşmergelerinden oluşuyor. Musul, Kerkük dahil tüm kuzeyde istihbarat ve askeri desteğini Kürtlerden alan Amerikalılar bu kez de aynı kaynaktan besleniyor. Türkmenlerle Kürtler birbirlerinden hiç de hoşnut değil.
Ancak, Kürtlerin, Türkmenleri bölgeden sürdürmek ve nüfusu azaltmak için Amerikalıları saldırttığı iddiası da mantıklı değil. Ama saldırılara Irak Ulusal Muhafızları’nın katılması yanlış, bu tavır iki etnik grubu karşı karşıya getiriyor. Kürt gruplar ise bu konuda hassas davranmıyor. Dolayısıyla bu tavırlar, zaten nazik olan Türkmen-Kürt ilişkilerini daha tehlikeli bir noktaya getirebilir.
Tel Afer’deki Türkmenler arasında Şiiler olduğu düşünülecek olursak, ülkedeki Şii direnişine destek vermeleri , Mehdi Ordusu’na sempati ile bakmaları mümkün görünmektedir.
Amerika’nın direnişi ve direnişe destek veren kentlere yönelik top yekün bir saldırı düzenlediği bilinmekte. Dolayısıyla, bu taktik çerçevesinde “Türkiye’nin duyarlılığı” da çok umurunda olmayabilir, olmamıştır da. Ama, bugüne kadar direnişe katılmayan Tel Afer halkı, duygusal, hatta silahlı olarak direnişçilere destek verebilir. Tarihi olarak böyle bir deneyimleri var.
Irak’taki Amerikan politikası, ülkedeki tüm grupları karşısına alma pahasına direnişi ezmeye odaklanmış. Amerikalılar kendilerinden hoşnut olmasalar da karşı çıkmayan, Türkmenleri de karşısına almaya başladı.
Irak’ı teröristlerden temizleme iddiasındaki Amerika, ülkeyi terörize etmiştir. Bu yüzden Telafer son olmayacak gibi görünüyor.
kaynak:ntvmsnbc