Basın Açıklaması Metni: BASINA VE KAMUOYUNA Emekçilere yönelik saldırı yasalarının ve programının uluslararası sermaye tarafından takvimlendirilerek, AKP hükümetinin eline verildiği bir dönemden geçmekteyiz. AKP hükümeti sermayenin direktiflerini kraldan daha çok kralcı bir biçimde uygulamaya çalıştığı için zaman zaman IMF ve Dünya Bankası tarafından uyarıldığına tanık olmaktayız. Kamu Yönetimi Temel Kanunun 23 maddesi anayasaya aykırı olduğu […]
Basın Açıklaması Metni:
BASINA VE KAMUOYUNA
Emekçilere yönelik saldırı yasalarının ve programının uluslararası sermaye tarafından takvimlendirilerek, AKP hükümetinin eline verildiği bir dönemden geçmekteyiz. AKP hükümeti sermayenin direktiflerini kraldan daha çok kralcı bir biçimde uygulamaya çalıştığı için zaman zaman IMF ve Dünya Bankası tarafından uyarıldığına tanık olmaktayız.
Kamu Yönetimi Temel Kanunun 23 maddesi anayasaya aykırı olduğu gerekçesi ile Cumhurbaşkanlığından geri döndüğü halde bu çerçeve yasaya göre hazırlanmış bir sürü yasa ve yasa tasarısı meclisin açılmasını beklemektedir. Son olarak biz kamu çalışanlarını köleleştirmeye ve güvencesizleştirmeye yönelik hazırlanan Kamu Personel Rejimi Kanun Tasarısı kamuoyunun gündemine getirilmiştir. Kamu Yönetimi Temel Kanunu yasalaşmamıştır, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu değişmemiştir. Ama hükümet ve bürokratları anayasayı ve yasaları hiçe sayarak çıkmamış yasaya uyum adı altında taslaklar hazırlamakta ve uygulamalara girişmektedirler.
Maliye Bakanlığı oturmuş kurumsal yapısı, gelenekleri ve çalışanlarının bilgi birikimi ile kamuda ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Ancak AKP hükümeti ve onun Maliye Bakanı ile bu özellikler alt üst edilmektedir. Ülkenin gelirlerini toplayıp, harcamalarını yönetmekle hükümlü bakanlık bir tüccar edası ile idare edilmekte, liyakat ve hakkaniyet ölçülerinin dışında kadrolaşmaya yönelik atamalar yapılmaktadır.
Ankara Defterdarlığı ise Maliye Bakanlığında her yeni uygulamanın ilk denendiği alan haline gelmiştir. Maliye Bakanlığı ve Ankara Defterdarlığını uyarıyoruz. Defterdarlık laboratuar kamu emekçileri denek değildir.
Deftardarlık bünyesinde daha öncesinde;
• İşyerlerinin birleştirmesi yer değiştirmesi adı altında norm kadro uygulamasına geçilmiş,
• İşbarışını bozmaya yönelik çalışanlar arasında memuriyet ünvanları kışkırtılmış
• Çalışanları köleleştirmenin bir aracı olan Toplam Kalite Yönetimi uygulamaları başlamış.
• Denetim yetkisi olmayan kamu çalışanları zorla denetime çıkartılmış ve esnafa tutanak tutmayanlar vatan hainliği ile suçlanarak haklarında soruşturmalar açılmış
• Bir çok müdür ve müdür yardımcısı Ankara dışına tayin tehdidi ile emekliliğe zorlanmış kendilerinden farklı düşünenler pasif görevlere atanmış AKP kadrolaşmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır.
Son olarak anayasal hakkımız olan yıllık izin hakkımızın kullanılmasına müdahale edilmektedir. Zorlama yasal dayanaklarla iç genelge adı altında bir yazı ile kış dönemi ve yaz dönemi olarak izin hakkımızın iki bölümde kaçar gün kullanacağımız, hangi aylarda izin kullanabileceğimiz, hangi aylarda kesinlikle kullanamayacağımız tespit edilmiştir. Adına iç genelge denilen yasal dayanaklardan yoksun bu iç genelgeyi tanımıyoruz. Bu genelgenin iptali için sendikamız gerekli yasal işlemleri başlatmış bulunmaktadır.
Ankara Defterdarlığına ve Birim Amirlerine uyarıyoruz. Çalışma barışını bozacak bu uygulamayı hayata geçirerek bu suça ortak olmayın.
Kazanılmış haklarımızın kullanımını kimseye teslim etmeyeceğiz. Kapı kulu değil kamu emekçisiyiz. Ben yaptım oldu dönemi kamu emekçilerinin sendikal mücadelesi ile tarihin tozlu raflarına kaldırılmıştır. O tozlu raflardan indirmeye kalkanlar ise karşılarında maliye emekçilerini ve onun örgütlü gücü BES’i bulacaktır. Bizleri köleleştirmeye güvencesizleştirmeye yönelik her türlü uygulamaya karşı insanlık onurumuzu korumak için mücadele edeceğiz.
BES ANKARA ŞUBELERİ