Roche Türkiye’nin pazar günü gazetemizde, benim köşemin tam altında yer alan yarım sayfalık ilanlı savunması dikkatinizi çekti mi? Hürriyet’ten Sabah’a pek çok gazetede aynı ilan vardı. Olayı kısaca özetleyecek olursak: Roche firması, özel sektöre ait küçük bir ilaç deposuna 88 milyon liraya sattığı kanser ilacını, Başkent Hastanesi’ne 173 milyon liraya, SSK’ya ise 230 milyon liraya […]
Roche Türkiye’nin pazar günü gazetemizde, benim köşemin tam altında yer alan yarım sayfalık ilanlı savunması dikkatinizi çekti mi? Hürriyet’ten Sabah’a pek çok gazetede aynı ilan vardı. Olayı kısaca özetleyecek olursak:
Roche firması, özel sektöre ait küçük bir ilaç deposuna 88 milyon liraya sattığı kanser ilacını, Başkent Hastanesi’ne 173 milyon liraya, SSK’ya ise 230 milyon liraya satıyor. 19 yıl Roche’ta çalıştıktan sonra şirketten olaylı bir biçimde ayrılan 2 üst düzey çalışan, bunu belgeleriyle medyaya sızdırıyor. Sadece bu ilaç alımından SSK’nın uğradığı zarar, 12 trilyon lira.
Roche saptırıyor
Roche üst yönetimi, ısrarla “ihalelerde farklı fiyat doğaldır” diyerek kendini savunurken, şemsiyeyi genişletip yerli – yabancı diğer ilaç firmalarını da olayın içine çekmek istiyor. Bizim bildiğimiz, “ihalelerde farklı fiyat doğaldır” lafı doğrudur, ama ilaç firmaları bugüne kadar SSK’ya pahalı mal vermekle değil, tam tersine çok ucuza mal vermekle suçlanmışlardır!
Arşivimi karıştırdığımda karşıma çıkan suçlamalar genelde “Eczanelerde 100 lira olan ilaç, SSK’ya 40 liraya veriliyor” şeklindedir. İlaç üreticilerinin bu suçlamalara karşı savunması ise “Eczanelere sattığımız malda depocu kârı var, eczacı kârı var. SSK’ya büyük miktarlarda ve aracısız mal satıyoruz,” olmuştur.
Yabancılar sus-pus!
Roche’un gazete ilanındaki “Bilgimiz dışında ve hukuka aykırı surette şirket dışına çıkarılan belgelerin yanlış yorumuna dayanan kampanya, yapılan açıklamalara rağmen devam ettirilmiştir” ifadesi ise hayli gariptir. Roche üst yönetimi, “Yasalara uyulup bilgiler dışarı çıkartılmasaydı, biz işimizi yürütecektik” demek mi istiyor, yoksa kalem sürçmesi mi oldu?
Ayrıca aynı cümlede ifade edildiği gibi eğer basın, Roche aleyhine haksız bir kampanya yürütüyorsa Pfizer, Novartis gibi diğer uluslararası ilaç devlerinin Türkiye’deki firmalarının neden çıtı çıkmıyor?
Neden “Bugün sana, yarın bana” diyerek dayanışma içine girmiyor? Yoksa tencere dibin kara durumu mu var? Dahası tüm yabancı ilaç firmalarını çatısı altında toplayan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Başkanı Altan Demirdere neden bugüne kadar suskun kaldı?
İsviçre Roche ne der?
Tabii bir de Roche’un İsviçre’deki merkezi var. Ne demiş belgeleri basına sızdıran 2 eski üst düzey çalışan: “Biz Roche üst yönetimini defalarca uyardık. Sadece devlet değil, şirket de zarara uğratılıyor dedik!”
Şirketten 88 milyona çıkan ilaç, SSK’ya 230 milyona satılıyor. Küçücük bir depoda oluşan fahiş kâr, herhalde depoya kalacak değil. Kâr, şirketin dışında oluşuyor.
Pekiyi bu fonlar nerelere gidiyor? Promosyonlarda mı kullanılıyor? Reçetelerinde Roche ilaçlarına öncelik versinler diye doktorlar arasında mı paylaştırılıyor? Daha pek çok soru sorulabilir. Bakalım İsviçre’deki merkez ne diyecek? Yoksa İsviçre Roche da, olan – bitenden Türkiye’deki İhale Kanunu’nu mu sorumlu tutacak?
Afyon Ecza Deposu
Roche’un söz konusu ihaleye inat ve ısrarla tek bir depoyu soktuğunu gösteren belgelerden bazıları bana da ulaştı. Roche “SSK ihalelerine fiyat atmayın” dediği halde Tavşanlı SSK’daki ilaç alım ihalesine giren Afyon Ecza Deposu ‘na ilaç vermeyi kesiyor. Depoyu cezalandırıyor. Bunun üzerine Afyon Ecza Deposu’nun sahibi Mustafa Gül, Roche’a defalarca “yanlışlıkla girmişiz” diye faks çekiyor. Son çare olarak da Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Yöneyman’a özür mektubu yazıyor:
“(…)Roche firmasının talebi üzerine Beşer Ecza’nın SSK ihalelerine tek başına katılmasını sağlayacağız. 2004 yılında ilaç verilmeme cezasının kaldırılıp bize ilaç verilmesine ve kanser ilaçları dışında SSK hastanelerinin ilaç alım ihalelerine katılmamıza müsadenizi arz ederiz(…)
Milliyet-10/08/2004