30 Haziran günü yıkım ekiplerinin mahalleye doğru harekete geçtiği haberini alan Ertuğrulgazi (Aydos) Mahallesi halkı, yıkım kararı verilen evlere çıkan sokakları ve ekiplerin geçeceği ana caddeyi otomobil lastikleri, çöp konteynerleri, odun ve beton parçalarından barikatlar kurarak trafiğe kapattı. Çevre gecekondu semtlerinden, haberi alır almaz gelenlerin de katılmasıyla barikatların ardında toplanan 500 kişi yıkım ekiplerini ellerinde […]
30 Haziran günü yıkım ekiplerinin mahalleye doğru harekete geçtiği haberini alan Ertuğrulgazi (Aydos) Mahallesi halkı, yıkım kararı verilen evlere çıkan sokakları ve ekiplerin geçeceği ana caddeyi otomobil lastikleri, çöp konteynerleri, odun ve beton parçalarından barikatlar kurarak trafiğe kapattı. Çevre gecekondu semtlerinden, haberi alır almaz gelenlerin de katılmasıyla barikatların ardında toplanan 500 kişi yıkım ekiplerini ellerinde sopalar, “evlerimizi yıktırmayacağız” diye slogan atarak bekledi. O gün mahalle çevresine gelen polis ekipleri herhangi bir müdahale yapamadan geri çekildi.
“Burası Aydos, Yıkıma Paydos”
2 Temmuz günü yıkım ekipleri ve polisin tekrar Aydos’a yöneldiği haberini alan mahalle halkı sabah saatlerinde yine barikatlar kurarak beklemeye başladı. Barikatların ateşe verilmesi ve bir mahallelinin camiye girip hoparlörden anons yapmasıyla haberdar olan yüzlerce kişi ellerinde sopalar ve molotof kokteylleriyle barikatların kurulduğu bölgeye geldi. Mahalle içinde yürüyen kitle, seçimlerde AKP’nin irtibat bürosu olarak kullandığı binayı da tahrip etti. Kadınların en önde durduğu barikatlarda sık sık AKP ve AKP’li Pendik Belediye Başkanı Erol Kaya aleyhine sloganlar atılırken, barikatın önünde AKP afişleri yakıldı. Yıkım kararı verilen bölgede oturanların çoğunluğunu oluşturduğu 1500 AKP üyesinin bulunduğu mahallede eylemler sırasında AKP üyelik kartları da yakıldı.
Evlerini yıktırmamak için bir araya gelen mahalleliler, mücadelelerini daha örgütlü bir şekilde sürdürmek için kitle örgütü ve mahalle derneklerinden oluşan bir komitenin organizasyonuyla halk toplantıları da organize ediyor. En son 300 mahallelinin katılımıyla yapılan bir toplantının ardından mahalleli AKP üyeleri toplu istifa kararı alırken, 13 Temmuz’da Pendik AKP önünde bir basın açıklaması yapma kararı aldılar.
Bu arada yıkım kararı çıkan evlerde oturanların yürütmeyi durdurma istemiyle açtığı dava için mahkeme 5 Temmuz tarihli kararında, yürütmenin durdurulması isteminin 20 Temmuz tarihine kadar karara bağlanacağını bildirdi.
“AKP’nin Tüccarı Kaça Sattın Bu Halkı “
13 Temmuz’da Pendik AKP ilçe binası önündeki basın açıklamasına yoğun polis ablukası altında, yaklaşık 100 kişi katılırken, mahalleden 15 AKP üyesi de istifasını açıkladı. Yıkıma, Erol Kaya’ya ve AKP’ye karşı sloganların yazılı olduğu döviz ve pankartlar taşıyan mahallelilerin açıklaması çevreden de ilgi gördü. Çeşitli sol platformlar ve kitle örgütlerinin de destek verdiği açıklamada, 1988’de evleriyle birlikte, okulunu, sağlık ocağını da kendi elleriyle yaparak kurdukları mahallenin, mahallenin yanı başında kurulan villalar yüzünden yıkılmak istendiğini; belediye başkanı Erol Kaya’nın gecekondulara tapu verileceğini vaat ederek oyunu aldığı insanları rant yüzünden evlerinden etmek istediğini söylediler. Kararlı olduklarını söyleyen mahalleliler yıkıma izin vermeyeceklerini ve yıkılan her gecekonduya karşı bir villa yıkacaklarını belirttiler.
Sık sık AKP aleyhine slogan atan mahalleliler açıklamanın ardından toplu halde Aydos’a döndüler.
Mahkeme kararının açıklanacağı 20 Temmuz gününü bekleyen mahalleliler, önümüzdeki günlerde bir program çıkararak eylemlerine devam edecekler.
“Gelecekleri Varsa, Görecekleri de Var”
2 Temmuzun ardından yıkım ekiplerinin uğramadığı mahalleye polis de giremiyor. Bir ekip otosu barikatların kurulduğu bölgeye girince, sokakta bulunan kadınlar tarafından taşla kovalanmış.
Barikatlar da, trafiğin akışı için şimdilik yol kenarına çekilmiş ama bir müdahale halinde anında kurulabilmesi için hazırlıklar tamam.
Hepimiz Gecekonduluyuz
Bu yaşananlardan sonra yıkım yapılmasına ihtimal vermeyen mahalle halkı, “ola ki yıkım gerçekleşirse ne yapılacağı” sorusuna karşılık villaları gösteriyorlar; bir gecekonduya karşı bir villa.
Sadece 14 ev için çıkan yıkım kararına diğer mahallelerden bile gelip destek verenlerin çıkmasını, bu şaşırtan dayanışmayı da, “Hepimiz gecekonduluyuz, herkes bugün birineyse yarın kendisine de sıra geleceğini çok iyi biliyor” diyor.
Mahallelinin destekçileri sadece komşu gecekondulular değil; çeşitli yapılardan devrimciler de oldukça etkin bir şeklide sürece katılmış. AKP, SP ve MHP’nin mahalle içi örgütlenmeleri olmasına rağmen, kendilerine oy verenlere bu süreçte herhangi bir şey sunamamışlar. Bu yüzden sağ eğilimliler de dahil tüm mahalleliler, mücadelelerinde yanlarında olan devrimcileri sahiplenmişler, ve onlara “bizim gençler” diyorlar.
Gözle görünür bir örgütlü müdahale olmaksızın harekete geçen mahallelinin dayanışma bilinci aslında yirmi yıl boyunca yaşananların getirdiği bir zorunluluk. Dayanışmayla kurulan mahallede, gecekondu yıkımı hep gündemde olmuş. Gelir düzeyi oldukça düşük olan mahalleli içinse şu anda oturdukları evleri kaybetmeleri, zar zor sürdürdükleri yaşamın alt üst olması demek. İşte bu noktada etnik, mezhepsel ayrımlar önemini yitiriyor. Tek bir şey kalıyor geriye, o da barikatın ardında yoksulların mücadelesi.
sendika.org