Ekonomik krizin etkisinden kurtulamayan Almanya’da, uluslar arası rekabete direnme gerekçesiyle haftalık çalışma süresini önce 40 saat ve daha sonra da bunun üzerine çıkarma çabaları yoğunlaştı. Hükümetteki SPD ve Yeşiller Koalisyonu ile muhalefetteki Hristiyan Demokratlar ve Libarellerin bu konuda önemli görüş ayrılığı içinde bulunmaması dikkat çekerken, sendika üst yönetimlerinin tabandan gelen baskılara karşı şimdiden önlem almaya […]
Ekonomik krizin etkisinden kurtulamayan Almanya’da, uluslar arası rekabete direnme gerekçesiyle haftalık çalışma süresini önce 40 saat ve daha sonra da bunun üzerine çıkarma çabaları yoğunlaştı.
Hükümetteki SPD ve Yeşiller Koalisyonu ile muhalefetteki Hristiyan Demokratlar ve Libarellerin bu konuda önemli görüş ayrılığı içinde bulunmaması dikkat çekerken, sendika üst yönetimlerinin tabandan gelen baskılara karşı şimdiden önlem almaya çalıştığı saptandı.
Bir süre önce Siemens ile sendikalar arasında varılan anlaşmayla 35 saatlik haftalık çalışma süresinin en azından ekonominin bir kesiminde tarihe karışması, sendikaların “Bu sadece istisnadır, kesinlikle bir yol olmamalı” şeklindeki uyarısıyla karşılaştı.
Federal hükümetin SPD’li Ekonomi Bakanı Wolfgang Clement, yeni koşullarda alınan bu kararın “kesinlikle çok doğru” olduğunu söyledi. 2002 seçimlerinde Hristiyan Demokratların adayı olarak kıl payı farkla başbakanlığı Gerhard Schröder’e kaptıran CSU Başkanı Edmund Stoiber, Almanya’da artık daha çok çalışılması gerektiğinin altını çizdi. Stoiber, “Ancak bir parça daha fazla çalışırsak tekrar rekabet edebilir düzeye gelebiliriz” görüşünü savundu.
4 milyon kişiye işbulunur!
Haftalık Der Spiegel dergisinin de son sayısında kapak konusu olarak işlenen tartışmalar, sanayicilerin 50 saatlik çalışma haftası önerileriyle yeni bir aşamaya yükseldi.
Neoliberal çözümlerdeki ısrarıyla ünlü ekonomik araştırmalar kurumu Ifo-Institut Başkanı Prof. Hans-Werner Sinn “Eğer ücretler genel düzeyinde yüzde 10’luk bir gerileme olursa, Almanya’da 4 milyon kişiye iş bulunur” dedi.
Kamu çalışanlarını bünyesinde toplayan Verdi sendikasının bu gelişmeyi sineye çekmeyeceği ortya çıkarken, imalat sanayinin öncü ve büyük sendikası IG Metall’de toplumdaki “İşyerimizi koruyacaksak daha fazla çalışır ve ücretlerimizden de fedakarlık ederiz” anlayışına karşı önlemler almak üzere harekete geçildi. IG Metall Başkanı Jürgen Peters, “istisnai” çözümlerin genellenemeyeceğini, buna izin vermeyeceklerini söyledi.
Öte yandan Alman iş dünyasının temsilcileri, haftalık çalışma süresinin uzatılması ile yetinilmeyeceğini, ayrıca izin süresinin ve resmi tatillerin sayısının da fazla uzun olduğunu ileri sürmeye başladılar. Alman Sanayi Birliği (BDI) Başkanı Michael Rogowski, “Almanya, izin ve resmi yada dini tatillerle yılda 42 gün ile dünyanın öncüsü konumunda. Yıllı iznin bir hafta kısalması aşırı bir talep sayılmaz” dedi.
Bu arada Alman sanayicilerin, çalışanların kazanımları aleyhine birçok yeni düzenlemeyi “çağın gereği” olarak daha sık vurgulamaları da dikkat çekti.
Geri Dönüş
Alman Sendikalar Birliği, 1995’te haftada 5 gün ve toplam 40 saat çalışılması için çağrıda bulunmuştu. 1967’de metal işkolunda haftalık çalışma saati 40’a indi. 1984’te haftalık çalışma süresini 35 saate geriletmek üzere harekete geçen sektörün en büyük sendikalarından IG Metall, bu hedefine 1995 yılında madeni eşya ve matbaacılıkta toplu sözleşmelere giren madde düzeyinde ulaştı. 2004 yılında Alman sendikalar Birliği’ne bağlı sendikalar “işyerini korumak ve dış rekabete direnebilmek için” daha uzun süre çalışmayı kabul ediyor.
AB’de 37.9 saat
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde, madeni eşya üretimi endüstrisinde toplu sözleşmelerle saptanmış haftalık çalışma süreleri birbirinden farklı. AB ülkelerindeki ortalama 37.9 saat saptanırken, İsveç ve Portekiz’de sektörel çalışma süresi 40. Bu rakam İrlanda’da 39, İngiltere’deyse 37.3 saat. Fransa ve Almanya’da ise metal işkolunda işçilerin ortalama çalışma süresi 35 saat.
Kaynak: Osman Çutsay -12 Temmuz 2004- Cumhuriyet Gazetesi