Bugün üniversiteler üzerinde oynanan iktidar oyunun da öğrenciler için söylenen ise yine aynı nakaratlardır, üzücü olan bu nakaratların hala öğrenciler ve öğrenci örgütleri tarafından da söyleniyor olmasıdır. Oysa üniversiteler ile ilgili bugün yapılacak temel tespit apolitikliğin ortadan kalktığı ve küreselleşme süreci ile birlikte dünya ölçeğinde oluşan yeni politikleşme dalgasından Türkiye üniversite gençliğinin payına düşeni aldığıdır. […]
Bugün üniversiteler üzerinde oynanan iktidar oyunun da öğrenciler için söylenen ise yine aynı nakaratlardır, üzücü olan bu nakaratların hala öğrenciler ve öğrenci örgütleri tarafından da söyleniyor olmasıdır. Oysa üniversiteler ile ilgili bugün yapılacak temel tespit apolitikliğin ortadan kalktığı ve küreselleşme süreci ile birlikte dünya ölçeğinde oluşan yeni politikleşme dalgasından Türkiye üniversite gençliğinin payına düşeni aldığıdır. Bu tespitten hareketle de önümüzdeki dönem bu politikleşme görülüp doğru bir tarzda örgütlendiğinde önemli bir genclik muhalefetinin olusacağıdır. AKP ve YÖK kavgasında öğrencilerin alternatif olarak ortaya çıkamamasının nedeni aynı nakaratı tekrarlıyor olması ve yeni oluşan politikleşme sürecine uygun politika ve dil geliştirememesidir.
Bugün üniversitelerde tüketim kültürü ile şekillenen ‘mcgenclik’, ‘pop gençlik’ olarak tanımlanabilecek gençlik kesimi ile yukarıda bahsedilen yeni politikleşme dalgası ile şekillenen gençlik arasında -genel olarak kültürel alanda başka bir deyişle ‘yeniden üretim’ alanında- bir çatışma yaşanmaktadır. Bu çatışma giyimden, saç kesimine, dinlenen müziğe, tercih edilen mekanlara, yaşamda benimsenen değerlere ve genel olarak hayata bakışa kadar bütün alanlarda ifade bulmaktadır. Solun verili olarak ‘mcgençlik’ eleştirisi ve yabancılaşma üzerine tespitleri olsa da pratikte yaşanan bu çatışmada taraf olarak yer alamamaktadır. Solun etkisizliği nedeniyle, bu alanda yaşanan çatışma ve muhalefetin sistemle ilişkisi doğru bir düzeyden kurulmamakta ve muhalefet küreselleşme karşıtı eylemlerde olduğu gibi ‘orta sınıf eğlencesine” dönüşmüktedir. Sistemle ilişkisi kurulamayan muhalefet kendisini giyim şekliyle ya da eylemlerde ‘ampül tayyip’, gibi sloganlarla ifade etmektedir.
McGENÇLİK
’80 faşist darbesi ile birlikte Türkiye dünya ölçeğinde yaşanan altüst oluşa dahil olmuştur. Yeni iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte kapitalizmin kültürel formları kolaylıkla her yerde yayılma imkanı bulmuştur. Bu yayılma ile birlikte dünya ölçeğinde benzer giyinen, benzer müzik dinleyen, benzer amaçlara sahip olan bir gençlik yaratılmaya başlanmıştır. Bu gençlik kesimi kendisini daha fazla tüketmek üzerinden kurarken, cep telefonu, araba, pantolan markası üzerinden kimliği tanımlamıştır. Bu ortak kimlik tanımlamasına aynı zamanda milliyetçilik ve din ideolojisi de poplaştırılmış bir şekilde – tıpkı McDonalds’ın Türk menüsü – gibi dahil edilmiştir. Bu gençlik kesimi yaşamını daha fazla tüketmek, çok para kazanmak ve eğlenmek üzerine kurmaktadır. Tüketimin bütün olanaklarından yararlanamayan, daha alt gelir düzeyine sahip gençler de tüketim kültürüne farklı boyutlardan dahil olmaktadır. Dahil olma süreci sahte markalı ürenlerle, saç modelleriyle ve yine buna eklemlenen milliyetçilikle yaşanmaktadır. Sonuç olarak kimlik arayışında yönsüz kalan gençler, televizyonlarda sunulan gençlik kimliğini kolayca giymekte ve kendisini farklı düzeylerde de olsa bu şekilde ifade etmektedir.
MUHALİF GENÇLİK
Muhalif gençliğin ifade bulduğu alan küreselleşme karşıtı eylemlerdir. Küreselleşme ile birlikte özellikle ileri kapitalist ülkelerde bir karşı çıkış yaşanmaya başlamıştır. Seaatle ile birlikte dünya ölçeğinde duyulan ve etki yaratan bu karşı çıkış, daha sonra sosyal forumlarla desteklenerek ‘alternatif küreselleşme’ yarıtılma projesine dönüşmüştür. Küreselleşme karşıtı eylemler, dünya ölceğinde muhalefetin silik olduğu, ideolojilerin öldüğü yalanının dört yanda dolaştığı dönemde ortaya çıkarak bu yalanı yalanlamış ve yeni bir politikleşme süreci başlatmıştır. Türkiye’de bugün oluşan muhalif gençlik potansiyili de bu etkiyle harekete geçmiştir. Bu eylemlerde geliştirilen muhalefet temelde ‘kültürel alanda’ yapılmaktadır. ’80 sonrası dünyada oluşturulan mcgençliğe karşı, kendisini sistemin tanımladığı bu gençliğin dışında, bunun karşıtında tanımlayan, yaşamını piyasa dolayımıyla kurmayan, piyasaya olmamış müzikten, giyimden hoşlanan, piyasa olmamış mekanları tercih eden bir gençliktir. Geliştirilen bu muhalif hareket önemli bir potansiyel taşımakla birlikte sistemle bağını doğru bir düzeyden kurmadığından geçici bir nitelik taşımakta ve kendi otonom alanlarının dışında bir etkinlik yaratamadan erimektedir. Örneğin, bir muhalefet tarzı olarak farklı giyinen gençlik kesimi, bu giyim biçimini kendisini ifade etmek için yeterli bulmakta, sisteme olan tepkisini böyle dışarı vurmaktadır. Bu dışavurum zaman içerisinde sistemin kar alanı haline gelmekte, farklı kimlikleri tanımlayan giysiler sistem tarafından üretilmektedir. Sonuç olarak kısa dönemli bir etkiye sahip olsada salt kültürel alandaki mücadeliyi benimseyen bu muhalefet sistem tarafından içselleştirilmekte ve etkisizleştirilmektedir.
Muhalif Gençlik Potansiyeli ve Sol
Bugün bir bütün olarak sol ya da özelde gençlik muhalefeti etkisiz ve silik bir konumdadır. Gençlik muhalefeti ortada duran muhalif gençlik potansiyelini örgütleyecek bir projeye ve dile sahip değildir. Solun ortada duran bu tepkiyi kapsayamadığı noktada, sistem tarafından icselleştirilmektedir. Piyasa dolayımı olmadan yaşama derdinde olan gençlik potansiyeli piyasanın her gün biraz daha derinleşmesi ve yaşamın bütün alanlarına nüfuz etmesi nedeniyle yok olmaktadır. Solun bu potansiyelle buluşması, söylediklerinin onlarla kesişmesi ile mümkün olacaktır. Bu kesişme aynı zamanda mcgençlik olarak tanımlanan gençlik için de tüketim dışında kimliğini kurabileceği bir alan olacaktır. Sol birlikte olmaya değil, birlikte yapmaya, birlikte oluşturmaya çağırdığı takdirde, çağrısı cevap bulacak, gençler kendisini ifade edeceği alanı kendi dilleriyle inşa edecektir. Böyle bir kesişme sağlanabildiği takdirde, kendisini onlar gibi olmayan, anti olarak tanımlayan gençlik için, ‘nasıl bir dünya’ sorusunun cevabı da aranmaya başlayacaktır.