AKP hükümetinin Anayasa’da “pozitif ayrımcılık” ilkesinin yer almasını engellediği, TCK’nın “namus cinayetlerine” indirim uygulamasının sürdüğü, gözaltında taciz tecavüz ve politik kadınlara yönelik kaçırma eylemlerinin devam ettiği ve hemen her ay yeni bir kadının “namus” gerekçesiyle aile üyeleri tarafından öldürüldüğü Türkiye’de, çeşitli kadın örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve partilere üye kadınlar ve bağımsız kadın çevreleri tarafından […]
AKP hükümetinin Anayasa’da “pozitif ayrımcılık” ilkesinin yer almasını engellediği, TCK’nın “namus cinayetlerine” indirim uygulamasının sürdüğü, gözaltında taciz tecavüz ve politik kadınlara yönelik kaçırma eylemlerinin devam ettiği ve hemen her ay yeni bir kadının “namus” gerekçesiyle aile üyeleri tarafından öldürüldüğü Türkiye’de, çeşitli kadın örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve partilere üye kadınlar ve bağımsız kadın çevreleri tarafından oluşturulan Kadına Yönelik Şiddete Karşı Platform, 9 Mayıs Pazar günü Saat: 12.00’de Beşiktaş’taki Barbaros Anıtı önünde namus cinayetlerine, tacize ve tecavüze karşı ortak bir kadın eylemi düzenleyecek.
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Platform, 7 Mayıs Cuma günü de Taksim metro çıkışı önünde düzenlediği eylemde Irak’ta tecavüzle süren ABD işgalini ve 2000’den fazla Iraklı kadının kaybolmasına neden olan insanlık suçlarını lanetledi. “Öfkeliyiz” ve “Irak’ta işgal tecavüzle sürüyor” vurgusuyla yapılan oturma eyleminden sonra yapılan basın açıklamasında savaşın kadınlar için tecavüz anlamına geldiği vurgulandı ve kadınların 27-28 Haziran’da İstanbul’da yapılacak NATO zirvesinde toplanacak olan “tecavüzcü başlarına” karşı öfkesi dile getirildi. Eylem “Tecavüzcü ABD Ortadoğu’dan Defol!”, “Iraklı Kadınlar Yalnız Değildir”, “Yaşasın Kadın Dayanışması” sloganlarıyla sona erdi.
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Platform tüm kadınları 9 Mayıs Pazar günü namus cinayetlerine, tacize ve tecavüze karşı yapılacak ortak eylemde yer almaya çağırıyor.
Namus cinayetleri, Taciz, Tecavüz…
Anneler Gününü Kutlamıyoruz!
Biz kadınlar öncelikle “annelik” kimliğimizle tanımlanırız.
Bizden “iyi anne”, “sadık eş”, şefkatli ve itaatkar kadın olmamız beklenir hep.
Emeğimize, bedenimize, kimliğimize sahip çıkmamız yasayla, dinle, töreyle… Yani erkek egemen sistemle engellenir hep… Bizler biz kadınlara dayatılan annelik kimliğine isyan ediyoruz… Kimsenin namusu olmak istemiyoruz…
Namus yüzünden dövülüyoruz, tek tek öldürülüyoruz, kaçırılarak gözaltına alınıyor, taciz ve tecavüze uğruyoruz.
Şemse, Kadriye, Güldünya, Nuran… daha kaç kadın öldürülecek…
“Kutsallık” ve “dokunulmazlık” yalanlarıyla yüceltilen annelik, konu “namus” olunca nasıl da yok sayılır.
Biz ne kutsanmak, ne de yok edilmek istiyoruz.
TCK hemen şimdi değişsin.
Namus cinayetleri “nitelikli insan öldürme” olarak tanımlansın.
Namus cinayetleri haksız tahrik indiriminden yararlandırılmasın.
Taciz ve tecavüz failleri bulunup yargılansın.
Belediyeler Kadın Sığınaklarını hemen şimdi açsın.
Emeğimiz Bizim Bedenimiz Bizim Kimliğimiz Bizim
Kadına yönelik şiddete karşı platform