Bilindiği gibi, AKP iktidarı tarafından hazırlanarak TBMM’ye sevk edilen Yükseköğretim Yasası’yla ilgili 11 maddelik değişiklik, Genel Kurul’da kabul edilmiştir. Yasa değişikliği Cumhurbaşkanlığı’nın onayına sunulacak ve kesinleşip kesinleşmeyeceği belli olacaktır. Kamuoyunun beklentisi; Cumhurbaşkanı’nın yasa değişikliğini onaylamayacağı ya da yeniden kabul edilmesi durumunda konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götüreceği yönündedir. Yasa değişikliğinin akıbeti ne olursa olsun, başta üniversiteler olmak […]
Bilindiği gibi, AKP iktidarı tarafından hazırlanarak TBMM’ye sevk edilen Yükseköğretim Yasası’yla ilgili 11 maddelik değişiklik, Genel Kurul’da kabul edilmiştir. Yasa değişikliği Cumhurbaşkanlığı’nın onayına sunulacak ve kesinleşip kesinleşmeyeceği belli olacaktır. Kamuoyunun beklentisi; Cumhurbaşkanı’nın yasa değişikliğini onaylamayacağı ya da yeniden kabul edilmesi durumunda konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götüreceği yönündedir.
Yasa değişikliğinin akıbeti ne olursa olsun, başta üniversiteler olmak üzere eğitimin tüm kademelerinin, bir bütün olarak eğitim sistemimizin sorunlar, sıkıntılar yumağı içinde bulunduğu gerçeği değişmeyecek, eğitim sorunlarının yol açtığı tartışmalar kendisine ülke gündeminde her zaman önemli bir yer bulacaktır. Çünkü eğitim, bir ülkenin yarınlarının nasıl şekilleneceğinin en önemli göstergesidir. Gelecekte nasıl bir toplumsal yaşam tasavvur ediliyorsa, bunun ilk adımlarının bugün eğitim zemininde atılacağı bilinmektedir.
AKP’nin iktidar olmasından bu yana eğitim, ülkenin yumuşak karnı haline getirilmiştir. Sorunlar tespit edilip çözüleceği yerde, iktidar partisi kendi ideolojik-politik yaklaşıma uygun olarak eğitim zeminini yeniden düzenleme girişimlerini başlatmıştır. Eğitimin kilit noktalarından başlayarak okul müdür ve yardımcılarına kadar uzanan kadrolaşma girişimleri, yasa, tüzük ve yönetmeliklerde yapılan değişiklikler ne yazık ki, eğitim tartışmalarının belirleyicisi olmuştur. Açıkçası, olmazsa olmaz ilkelerimiz arasında yer alan bilimsel, nitelikli, kamusal, demokratik eğitim hakkı daha da zayıflatılmıştır.
Bizler aşağıda imzası olan kurum ve kuruluşlar, Yükseköğretim Yasası’nda yapılan değişiklikleri bu yaklaşımın bir devamı olarak değerlendiriyor, AKP iktidarının TBMM’deki ‘mutlak hakimiyetine’ dayanarak bir yönetim tarzı haline getirdiği antidemokratik uygulamaların tipik bir örneği olarak algılıyoruz.
Eğitim sistemimiz, üniversiteye geçiş de dahil olmak üzere tel tel dökülmekte, ancak ne ilginç ki eğitim sorunları, AKP iktidarının ilgi odağında yer almamaktadır. Üniversiteye girişte uygulanan katsayı değişikliğinin tartışılmasını ya da tartışmanın bu noktaya odaklanmasını başta eğitim olmak üzere tüm kamusal alanın sorunlarını gizleme yolunda atılmış bir adım olarak görüyoruz.
Bugün üniversiteler, üniversite çalışanları ve öğrenciler sermaye iktidarının tam bir kuşatması altındadır. Bir tarafta, 12 Eylül döneminin ürünü olan ve üniversitelerin bugün yaşadığı sorunların en önemli nedenlerinden birisi olan YÖK ve onun temsil ettiği anlayış, diğer tarafta üniversiteleri kendi siyasal anlayışına göre düzenlemeyi, son 3-4 yıldır ciddi anlamda prestij kaybeden ve ilgi odağı olmaktan uzaklaşan İmam Hatip Liselerinin yeniden gözde okullar haline gelmesini asli hedef olarak belirleyen AKP, üniversiteleri içinden çıkılmaz bir batağın içine çekmeye çalışmaktadır.
AKP ile YÖK arasında başlayan, son değişlikle iyice alevlenen tartışmalar özünde üniversiteye kimin hakim olacağından başka bir anlam taşımamaktadır. Açık ki, hakimiyet kavgası sorunları çözmekten uzaktır; her ne şekilde sonlanırsa sonlansın üniversitenin, üniversite çalışanlarının ve öğrencilerin zarar göreceği, özgür bilim, özerk, demokratik ve kamusal eğitim hakkının daha da gerileyeceği ortadadır.
Bizler, üniversiteyi dinin, devletin, sermayenin güdümüne sokmaya çalışan anlayışların dışında bir başka üniversitenin mümkün olduğuna inanıyor ve bunun için ortak hareket etme kararımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Çağrımız açık ve nettir: YÖK ve siyasal iktidarın temsil ettiği anlayışlar ellerini üniversiteden çekmeli, özgür bilim ve sanat, demokratik ve katılımcı yönetim, özerk üniversiteye hayat verecek bir süreç başlatılmalıdır. Üniversiteler yeniden demokratik işleyişin ve bilimin üretildiği kurumlar olmalıdır. Üniversitenin YÖK’ün ya da siyasi iktidarın vesayeti altına alınmasına karşı çıkılmalıdır.
Yasanın, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanmayacağı inancıyla, bütün kişi, kurum ve kuruluşları bilimi ve özgürlüğü odağına alan bir yüksek öğrenim yaratılması için ortak çalışmaya çağırıyoruz.
EĞİTİM SEN, EĞİT-DER, ÖV-DER, MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ, TMMOB, TTB, ALEVİ BEKTAŞİ KURULUŞLARI BİRLİĞİ FEDERASYONU, ÇGD, İHD, HALKEVLERİ, PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ, DİVRİĞİ KÜLTÜR DERNEĞİ, HACI BEKTAŞ VELİ KÜLTÜR VE TANITMA DERNEKLERİ GENEL MERKEZİ