Sonunda Bolivya’yı yaklaşık bir aydır sarsmakta olan kitlesel ayaklanma bilinen ismiyle gringo Goni’yi devirmeyi başardı. 80’den fazla ölüme yolaçan zalimce baskılara karşın güçlenen kitlesel ayaklanma karşısında, ABD elçiliği nihayet kuklasının arkasındaki desteğini geri çekti. Perşembe akşamı ABD büyük elçisi David Greenlee eski başkan yardımcısı Carlos Mesa ile görüşerek “krize anayasal bir çözüm bulunması” konusunda bir […]
Sonunda Bolivya’yı yaklaşık bir aydır sarsmakta olan kitlesel ayaklanma bilinen ismiyle gringo Goni’yi devirmeyi başardı. 80’den fazla ölüme yolaçan zalimce baskılara karşın güçlenen kitlesel ayaklanma karşısında, ABD elçiliği nihayet kuklasının arkasındaki desteğini geri çekti. Perşembe akşamı ABD büyük elçisi David Greenlee eski başkan yardımcısı Carlos Mesa ile görüşerek “krize anayasal bir çözüm bulunması” konusunda bir anlaşma yaptı; bu da tüm binanın devrilmesini engellemeye yönelik bir yöntem değişikliği anlamına geliyordu.
Bolivya İşçileri Sendikası COB tarafından 29 Eylül’den bu yana ilan edilmiş olan genel grevle felç olan başkentin ve ülkenin tüm büyük kentlerinin sokaklarında toplanan kitleler, nefret edilen başkanın kaçışını coşku ve öfkeyle kutladılar. Bir kez daha nefret edilen bir burjuva başkan işçilerin ve köylülerin gazabından kurtulmak için helikopterle kaçmak zorunda kalmıştı. Sanchez de Lozada işçilerin ve köylülerin kapitalist kemer sıkma politikalarına karşı başlattıkları kitlesel hareketlerin bir sonucu olarak düşen uzun Latin Amerikalı başkanlar listesine eklendi.
Sanchez de Lozada’nın istifası son anda geldi. İstifayı birkaç saat daha geciktirmesi halinde neler olabileceği belli değil. Aslında, çarşamba gününden itibaren iktidarın işçiler ve köylüler tarafından alınmasının tüm koşullarının olgunlaşmakta olduğu görülüyordu. Sadece kitle önderlerinin cesaretsizliği yönetici sınıflara bir değişimi örgütleme aralığı yarattı.
Genel grev büyüyor ve ülke çapında yayılıyordu, ikili iktidarın ilk öğeleri ortaya çıkmaya başlamış, kitleler sonuna kadar gitmeye hazırlanmış, ordu ve polis saflarındaki bölünmeler daha açıkça görülür hale gelmeye başlamıştı, orta sınıf gösterilere katılıyor ve işçiler öz-savunma komitelerini örgütlemeye başlıyorlardı.
Örneğin perşembe günü, El Alto’daki Mahalle Birlikleri Federasyonu (FEJUVE), 1 milyon sakinin yaşadığı bu kentin işçilerinin ve halkının demokratik iktidarını temsil eden örgütlenme, üyelerine “Silahlı Öz-Savunma Müfrezeleri” kurma çağrısında bulundu. FEJUVE politik komitesinin kararında 562 mahalle birliğinin önderlerine hükümet kuvvetlerinin saldırıları nedeniyle karşılaştıkları zarar ve cinayetlere karşı durmak için öz savunma müfrezeleri oluşturma emri verildi. “Müfrezeler gönüllülerden oluşacak ve molotof kokteyli ile patlayıcı imal edeceklerdi”.
Öte yandan, Huanani’den dinamit kalıplarıyla silahlanmış olan binlerce maden işçisinin gelişi, egemen sınıfların ve ABD elçiliğinin manevralarını boşa çıkardı. Madenciler perşembe günü Patacamaya’da ordu tarafından durduruldular ve buradaki çatışmalarda üç maden işçisi öldürüldü. Ama cuma günü, Patacamaya’da önleri kesilen maden işçileri, sendikacılar ve köylüler kesin bir karar aldılar: “Ölü ya da diri devam edeceğiz, gringoyu defetmek için La Paz’a gidiyoruz.” Çoğu tepeleri aşarak La Paz’a ulaştı ve sonunda ordu, 58 kamyondan oluşan ana kortejin kente girmesine izin verdi.
San Francisco Meydanı çoktan başkanın istifası haberleriyle çalkalanırken, madenciler ellerindeki dinamit kalıplarıyla kente girdiler. Bir görgü tanığı olayı şöyle anlatıyor: “Madenciler La Paz’a yürüdükleri sırada, El Alto kenti de tamamen boşalmıştı. Binlerce insan karayolundan başkente yürüdü. Kent boşalmıştı, köprüler imha edilmişti, yol boyunca tren vagonlarından oluşturulan barikatlar her yeri kaplamıştı.”
” Aşağıda, La Paz’da, Meydan tamamen dolmuştu. Etraf en az bir gün önceki kadar kalabalıktı ve biz tam Goni’nin istifa etmek üzere olduğu haberi geldiğinde meydana girdik. İnsanlar sanki bir bombanın patlaması gibi Murillo Sarayı’na doğru harekete geçtiler. İlk polis kordonu eridi ve polisler halka el sallamaya başladılar. Ama arkalarındaki tanklar kıpırdamıyordu ve silahsız halk daha fazla ilerleyemedi.
“(…) sonra madenciler geldiler, El Alto’dan geçerek. Bunlar madenlerin derinliklerinden gelen, başlıklı, dinamitli yüzlerdi, gruplar halinde örgütlenmişlerdi ve koka yapraklarıyla battaniyelerini de yanlarında getirmişlerdi. “Goni, haydut, madenciler geldi”, patlayan dinamitlerin sesi madenciler görülmeden önce bile duyuluyordu. Kitleler onları selamladı, onlarla birlikte şarkılar söylediler, onları kucakladılar, onlara içecek birşeyler verdiler.”
“Öğleden sonra saat 4’de muzaffer bir yürüyüş başlamıştı. “Başardık!”, “Namlular ve kurşunlar halkı durduramayacak.” Dinamitler artık savunma amacıyla değil başkanın kaçmak üzere olmasını kutlamak için kullanılıyordu.”
Ancak kutlamalar yine de hareketin mücadelenin hedeflerinin hala elde edilmemiş olmasının bilincinde olduğunu gizlemiyor. Doğalgaz ve petrol satışının önlenmesi, tarım reformu, yerli haklarına saygı, koka yaprağı yetiştiricilerinin uğradıkları baskılara son verilmesi vb.
COB Carlos Mesa hükümetine hiçbir biçimde güvenmeme kararı aldı ve yeni hükümet “doğal gazı ne Şili ne de Peru üzerinden satmama ve doğal gaz ve petrol yasasını geri çekme” konusunda açık bir karar ilan edene kadar sınırsız grev yapma çağırısında bulundu. COB’un dışardaki binlerce göstericinin sesleri arasında toplanan genişletilmiş ulusal toplantısında, yeni başkanın uyması istenen bir temel talepler programı açıklanmasına karar verildi. Bolpress.com bu talepleri şöyle sıraladı:
İşçi Sendikaları yeni hükümeti desteklememe kararı almıştır çünkü Gonzalo Sanchez de Lozada’nın istifası ekonomik modelin değişmesi değil sadece bir kişinin değişmesidir. Sendika aynı zamanda “sınıfsal bağımsızlığını” koruma, yani “işçi sınıfını temsil etmeyen bir hükümetle anlaşma yapmama”yı tercih etmektedir. COB programı aşağıdaki taleplerden oluşmaktadır: “Kongre’de petrolün, madenlerin ve devlet mülkiyetindeki kurumların özelleştirilmeleri ya da kısmen özelleştirilmeleriyle ilgili tüm anlaşmaların incelenmesi”, “Toprak yasasının iptali ve toprağın köylülere dağıtılması, yerlilerin toprak üzerindeki mülkiyet haklarına saygı gösterilmesi”, “işçi haklarını ihlal eden tüm yasaların iptal edilmesi”, “işten çıkarma hakkının hemen iptal edilmesi”, “ALCA’da tanımlanan biçimiyle serbest ticaretin rededilmesi ve ulusal sanayinin yeniden inşa edilmesi”. Son olarak “Bolivya halkının katledilmesinden sorumlu olanların yargılanması.”
COB genişletilmiş ulusal toplantısının açıklaması şöyle bir uyarı ile son buluyor: “Hangi hükümet başta olursa olsun, halkın taleplerini yerine getirmek zorundadır. Böyle olmazsa, ülkemizin yolları ve sokakları yeniden barikatlarımızla kesilecektir.”
Mesa hükümeti sınırsız vaatlerde bulundu. Belirli bir sosyal taban elde etmeye çalıştığından başka türlü yapması da beklenemezdi. Sadece ordunun, ABD elçiliğinin ve bir avuç kapitalistle toprak sahibinin tehlikeli desteğinden başka desteğe de sahip değil. Böylece yeni hükümet doğal gazın satışını referanduma sunmak, El Alto kentine ekonomik destekte bulunmak, kurucu bir meclis oluşturmak ya da erken seçime gitmek konusunda vaatlerde bulundu.
COB açıklaması ise Mesa’nın vakit kazanma çabalarına karşı bir uyarı niteliği taşıyor: “Kanlarını ülkemiz için döken 140 insanı sokaklarda yitirdik, gücümüz sayesinde, demokrasi giysisi içindeki diktatörlüğü yıkabileceğimizi gösterdik. Hükümetler, en zalim ve kanlı olanları bile, halkın hedefini bulan mücadelesi ile devrilebilirler. Artık biliyoruz ki örgütlülüğümüz v
e mücadelemizle yeni liberalizmi yenebiliriz ve yenmeliyiz.”