Cumhuriyet tarihinin sahnesinde hiçbir zaman görülmemiş yoğunlukta süren bu kanunlaştırma operasyonlarına, politika arenasından cevap veren siyasi partilerin konumlarını daha da belirginleştiriyor. Mecliste cisimleşen taslakların sokakta ki yansıması genellikle; batılılaşma, çağdaşlaşma, daha etkin hizmet alma, yoksulluğun azaltılması, işsizliğin azaltılması v.b. tartışmalara neden oluyor. Her tasarının başına bir çağdaş kelimesi eklenerek flu olan manzara netleştiriliyor. Parlamento içi- […]
Cumhuriyet tarihinin sahnesinde hiçbir zaman görülmemiş yoğunlukta süren bu kanunlaştırma operasyonlarına, politika arenasından cevap veren siyasi partilerin konumlarını daha da belirginleştiriyor.
Mecliste cisimleşen taslakların sokakta ki yansıması genellikle; batılılaşma, çağdaşlaşma, daha etkin hizmet alma, yoksulluğun azaltılması, işsizliğin azaltılması v.b. tartışmalara neden oluyor. Her tasarının başına bir çağdaş kelimesi eklenerek flu olan manzara netleştiriliyor.
Parlamento içi- dışı ayrımı gözetmeksizin siyasi partilerin yürüttükleri tartışmalar, yayınları, röportajları, sempozyumları dikkatle incelendiğinde ülkeyi yönetme yetersizlikleri ya da adaylıkları konusunda ortaklaşan, ancak sınıfsal konumlanışları açısından ciddi farklılıklar taşıdıklarının altını çizmek gerekiyor.
Yerel Yönetimler Reformu henüz taslak çalışmaları devam eden bir çok kanundan yalnızca biri aslında…Devletin yeniden yapılandırılması tartışması açısından düşünüldüğünde, yerelleşme ekseninde yürütülen bir mihenk taşı…
7. AB Uyum paketinin kısa vadede gerçekleştirilecek reformlarından, Kamu Yönetimi Reformu başlığı altında ele alınacak olan taslağa çok uzun süredir hazırlık yapıyor AKP kurmayları. AKP’ nin yerel yönetimler stratejisini ve şu anda hükümet ediyor olmasını düşünerek , AKP ‘ nin konumlanışına bakalım.
AKP Yerel Yönetimler Seçiminde %50 Oy Almayı Hedefliyor… ( Zaman Gazetesi. 27 Haziran 2003 )
28 Şubat sistem içine alma operasyonuna hızlı ve doğru yanıtlar vermeye çalışan AKP’ si, merkez sağda( DYP- MHP- GP ) Erdoğan- sağda Erbakan formülüyle, merkezdeki yönetme erkini yerel yönetimlere kaydıracağını uzun süredir tekrarlıyor. Çünkü, merkez sağa hazırlanan diğer partileri ve bu ülkede hükümet etmenin yıpratma payını iyi hesap edebiliyor.
AKP’ nin kendi programı dışında, hazırlanan yeniden yapılanma sürecine, Dünya Bankasının toplam tutarı 2 milyar 450 milyon dolarlık Program Amaçlı Mali ve Kamu Yönetimi kredisi desteği eklenince işler daha kolay ilerliyor AKP açısından.
Ülkede ki bürokrasinin gözle görülür bir biçimde azalacağını söyleyen AKP, yerel yönetimlerde güç yığmanın planlarının ne kadar önem taşıdığının da fazlasıyla farkında.
Mayıs ayının son günlerinde, Gölbaşı’ nda yapılan toplantıda yerel yönetimler yasa tasarısına son şeklini vermeyi amaçlayan AKP kurmayları, Başbakan yardımcısından, il- ilçe başkanlarına ve muhtarlara kadar AKP’ li çok sayıda yerel yönetimciyi kampa aldı. Ve 3 Büyükşehir Belediyesinin önemini tartışan katılımcılar, toplantıdan Ankara, İzmir, İstanbul dışında Büyükşehir statüsünün kaldırılması karıyla çıktılar. Toplam 16 olan Büyükşehir Belediyesi sayısı, 3′ e indiriliyordu. Mevcut sistemin, kentler arasında dengesizlikler oluşturduğu iddiasıyla yapılan çalışmaların aslında dengesizlikleri arttıracağını söylemek erken olmaz.
Parlamento İçi Muhalefetten Tepkiler: CHP: Batılı Olmak İçin Küçülmek Gerekmez ( 28 Mayıs 2003- Cumhuriyet Gazetesi )
Parlamentonun tek ve inatçı görünen partisi CHP mecliste görüşülen ve emekçileri, işçi sınıfını doğrudan ilgilendiren yasalara muhalefet ederken çok özel bir çalışma yapıyor.
Taslakları; eski sendika yöneticilerine, uzmanlarına, üniversitelerden akademisyenlere incelettiriyor ve ulusalcı yaklaşımını toplumsal kabulü güçlü ve eski örgütlerini de etki altına alabilen muhalif ( ! ) danışmanlara yaptırıyor. Üstelik bu muhalefet tarzı, meclisten çok hükümet dışı organizasyonları, yani sendikaları, odaları, birlikleri, dernekleri etkiliyor. Çünkü, CHP ‘ ye danışmanlık yapanlar, alternatif yasa hazırlayanlar; başta KESK olmak üzere bir çok örgütte eğitim çalışması, panel ve söyleşi de yapıyorlar. Dolayısıyla, parlamento içi ve dışında gerçekleşen muhalefet aynı kanala akıyor.
Yerel Yönetimler Yasa Taslağına CHP’ nin muhalefeti, temelde ulusalcı ve kamucu bir çizgide somutlanıyor. Ancak, Anayasa Mahkemesi’ nce iptalinin kaçınılmaz olduğu maddeler bulunduğu, devletin ekonomi içinde ki payının % 10′ lara çekilmesinin gerekmediği ve Avrupa ülkelerinde örneklerin AKP’ nin açıklamalarında yer aldığı gibi olmadığını belirten aydınlatma amaçlı bilgiler dışında çok belirgin bir muhalefeti yok.
Yerel Yönetimlerde oy şansı giderek zayıflayan CHP açısından bugün ki konumunu korumak önemli. Merkezde ciddi yer tutamayacağını anlamış bir CHP açısından, parlamento içi muhalefet konumunu korumak ve yerelde güç biriktirmek gerekiyor.
DYP, MHP, GP, SP, ANAP, DSP, BBP : Henüz bu cephede yasa taslaklarına yönelik belirgin bir açıklama yok. Ancak, Genç Partinin İzmir, Adapazarı gibi bazı illerde belediye seçimlerine uzun süredir yaptığı yatırımlar biliniyor. Adı geçen partilerin merkezle kurdukları ilişkinin çözümlenmesi noktasında, yerele de etkilerinin olacağı aşikardır.
Daha önce hükümet etmiş, 3 Kasım’ da yenilmiş partiler açısından, yerel yönetimler reformu önceki hükümetlerin de gündemine geldiği için biliyoruz ki; reformu destekler pozisyon taşıyorlar.
Ayrıca, tamamı için parti programlarında merkezi idarenin bazı görevlerinin yerele devredilmesi, yerele daha fazla kaynak aktarılması konusunda benzerlikler taşıdıkları söylenebilir.Pastadan pay kapmak bu partiler için de önemlidir.
DEHAP : Yerel Yönetimler meselesi solda ki bir çok parti açısından DEHAP’ sini daha farklı kılıyor. Özellikle 30′ un üzerinde il- ilçe belediyesinde çalışan DEHAP, kürt kimliğinin tanınması, kültürel haklar, anadilde eğitim v.b. konularda aldığı konumun benzeri bir pozisyonu sürdürüyor.
Ülke içinde gerçekleşecek bir demokratik ortamın, AB projesi ile direkt bağlantılı olduğu ve kürtler açısından kazanımları da beraberinde getireceği fikri giderek DEHAP’ nin etki alanında ki emekçileri de kapsıyor.
Türkiye’ de yaşayanların % 80′ nin AB’ ne girmek konusunda ki kararlılığı da göz önüne alındığında, bir başka sonuç gözden kaçırılmış oluyor. Anket sonuçlarının bize sunduğu bu rakam , aynı zamanda ülkede yaşamaktan hoşnut olmayan toplamı ifade etmektedir. AB’ ne girerek demokratikleşme sağlanacağının savunusu ise başka bir yanılgıdır.
Kendi ülkenizde ve koşullarında yorgun düştükçe, geriye giderek rıza göstermek, aynı zamanda pazarlık ortamının meşrulaşmasını arttırır.
DEHAP’ nin son seçimlerde birlikte çalıştığı Emek Barış ve Demokrasi Bloğunun içinde AB karşıtları olmasına rağmen, henüz sorun yokmuş gibi gözükmektedir.
Yerel Yönetimler Reformu açısından, DEHAP’ nin Batman’ da düzenlediği Yerel Yönetimler Sempozyumu Sonuç Bildirgesi dışında henüz netleşmiş bir pozisyonu yoktur. Sempozyumda daha çok, feodal ilişkilerin yerleşikliğinin aşılması, sosyal ve kültürel yaklaşımlar ve belediyelerin sorunları tartışılmıştır. Taslağa cepheden bir karşı duruş ya da yanında yer alış pozisyonu gözükmemektedir. Blok içinde EMEP’ nin taslağın tehlikelerini anlatan yazıları Evrensel gazetesinde zaman zaman yer almaktadır.
Dolayısıyla, genel olarak net bir duruşun olmadığını DEHAP için söyleyebiliriz. Burada ki önemli nokta ise, yerel yönetimlerde güç sahibi olan bir partinin neden belirsizlik taşıdığı tartışmasını yapabilmek, genel pozisyonu kavrayabilmek açısından kıymetli olacaktır.