Uzun yıllar apartmanlarda merdiven silen, evlere temizliğe giden, fabrikalarda meyve ve sebze paketleyen bir grup ev kadını, örgütlenerek iş hayatına atılınca hayatları birden değişti. 2000 yılında ‘Halkevleri’ çatısı altında toplanan 10 kadın, evlerinde pişirdikleri tandır ekmeklerini satmaya başladı. Kadınların bu dayanışması, iki yıl sonra ‘Kadının Sosyal ve Ekonomik Gelişimi İçin Dayanışma ve İşletme Kooperatifi’ne dönüşünce, […]
Uzun yıllar apartmanlarda merdiven silen, evlere temizliğe giden, fabrikalarda meyve ve sebze paketleyen bir grup ev kadını, örgütlenerek iş hayatına atılınca hayatları birden değişti. 2000 yılında ‘Halkevleri’ çatısı altında toplanan 10 kadın, evlerinde pişirdikleri tandır ekmeklerini satmaya başladı. Kadınların bu dayanışması, iki yıl sonra ‘Kadının Sosyal ve Ekonomik Gelişimi İçin Dayanışma ve İşletme Kooperatifi’ne dönüşünce, bir yemek fabrikası açtılar. İşsizlikten fabrika sahipliğine yükselen kadınlar, yalnızca yemek değil, merdiven silen, tarlasındaki ürünü satamayan ve tekstil atölyelerinde ter döken hemcinsleri için projeler de üretiyor.
İlk deneme beş ay sürdü
10 kadının, ‘üretip, paylaşmak’ için kurduğu kooperatifin temeli, 1999’daki Marmara depreminden sonra oluşturulan ‘tandır ekmeği dayanışması’ ile atıldı. Halkevleri’nin öncülük ettiği dayanışma sayesinde, gecekonduların olduğu Esentepe Mahallesi’nde sebze ve meyve paketleyen kadınlar, evde pişirdikleri tandır ekmeklerini satmaya başladı.
Mahalledeki işsiz gençler satış noktaları kurdu, fırın ve lokantalardan siparişler alındı. Yoksul kadınlar için ‘ekonomik bağımsızlık ve özgüven’ anlamına gelen dayanışma, beş ay sürdü.
Proje hazırlayıp kredi aldılar
Ardından, ‘Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi’nin (WALD) 2000’de İzmit Kadın Merkezi’nde başlattığı, ‘Kendi İşini Kendin Kur’ seminerine katılan kadınlar, işin teorisini öğrendi. 10 kadın arasında bulunan Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği öğrencisi Eser Özdemir, iki aylık eğitimden sonra, ‘Kadın Mutfağı Projesi’ni hazırlayarak WALD’a sundu. WALD, Özdemir’in, 15 milyar lira karşılığında yaşama geçirilebileceğini öngördüğü projeye iki yıl sonra onay verdi.
Bunun üzerine 10 kadın, Ocak 2002′ de Çukurba Mahallesi’ndeki eski aşevi binasında, ‘Kadının Sosyal ve Ekonomik Gelişimi İçin Dayanışma ve İşletme Kooperatifi’ni kurdu. Kooperatif, Ocak 2003 tarihinde bir yemek fabrikası açtı.
Kaymakamlık da müşterileri
‘Dayanışma Kooperatifi’ adı verilen fabrikada, biri uzman aşçı, 10 kadın vardiyalı olarak çalışıyor. Günlük 150 kişilik yemek çıkarılan fabrikanın en önemli müşterileri, Körfez Kaymakamlığı, Diyaliz Hastanesi ve 10’a yakın ilköğretim okulu. Fabrika, kazancının önemli bir bölümüyle, WALD’dan aldığı 15 milyar liralık kredinin taksitlerini ödüyor. Bugüne kadar dört taksit ödeyen fabrikanın önünde beş taksidi daha var.
Kooperatif, Esentepe Mahallesi’ne de bir şube açtı. Burada kadınlara yönelik olarak dikiş-nakış ve okuma-yazma kursları veriliyor. Ayrıca, önümüzdeki aylarda, Erzurum, Körfez ve Çamlıtepe mahallelerinde birer şube daha açılacak.
Üç proje daha var
Kooperatifin ‘fikir annesi’ ve başkan yardımcısı Özdemir, taksitler bittikten sonra üç projeye daha başlayacaklarını açıkladı. Özdemir, şunları söyledi:
“Öncelikle, merdiven silen kadınları bir sendika etrafında toplayarak, çalışma saatleri ve saat başı ücretlerini belirleyeceğiz. Bunun altyapısı hazır. Ardından, İzmit’in köylerinde kendi toprağını eken, ancak ürününü satamayan kadınların bir kooperatif bünyesinde örgütlenmesini sağlayacağız.
Son olarak da, dikiş-nakış kurslarını yaygınlaştırarak, tekstil sektöründeki sömürüyü paylaşıma dönüştüreceğiz.”
Eşleri işsiz, ama onlar fabrikatör!
Zozan Çelik (47): “Eşim inşaat işçisi, ama uzun süredir iş bulamıyor. Oğlum da askerden yeni geldi. Babası gibi o da evde iş bekliyor. Bundan önce sebze ve meyve paketleme işinde çalışıyordum. 4-5 milyon lira karşılığında 12 saat çalıştığım paketleme günlerini hatırlıyorum da, şimdi o çileyi çekmektense kendi işimizi kurmanın ne güzel olduğunu anlıyorum.”
Serap Ünye (30): “1989’da Diyarbakır’dan İzmit’e göçtük. Eşim asgari ücretle çalışıyor. İki çocuğumun okul masraflarını karşılayamadığımız için çalışmaya başladım. Kooperatifte aşçılık yapıyorum. Çok olmasa bile kazandığımızı bölüşüyor, kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya çalışıyoruz.”
Hazal Annar (23): “Muşluyum. Sekiz yıllık evliyim. Babam beni ilkokul birinci sınıfı bitiremeden okuldan aldığı için okuma-yazma da öğrenemedim. Eşim işsiz. Kooperatifte bulaşık yıkıyorum. Fabrikamızın borçları bittiğinde kazancımızın çoğu bizde kalacak. Bir de, gelecek ay okuma-yazma kursları başlayacak.”
Kadriye Kurt (44): “Eşim boyacıydı, şimdi bir süredir işsiz. Daha önce meyve ve sebze paketlemeye, merdiven silmeye gidiyordum. Fabrikamızda aşçı yardımcısı ve bulaşıkçıyım. ‘Ekonomik özgürlük’ dedikleri bu olsa gerek.”