Çerçeve Çizildi: Geleneksel Siyasette Israr!

ABD’nin kararı kesin, ABD’li savaş tanrılarının Irak’a ve bu saldırının ardından oluşacak ortama ve siyasal-ekonomik getirilere ekmek ve su kadar ihtiyacı var.Öyle ki savaşı ancak bir şey durdurabilir. Saddam’ın Irak’ın anahtarlarını ABD’nin avuçlarına kayıtsız şartsız terk etmesi!..

Ulusa Sesleniş konuşmasının ardından Bush’un ve ABD’deki şahinler cephesinin eli biraz kuvvetlenmekle birlikte yine bu hafta atılacak ‘delil açıklama’ adımıyla bu hamle daha da bir geliştirilmeye çalışılacak. Almanya-Fransa birlikteliğinin savaş karşıtı bir deklarasyon yayınlamasının ardından ABD de boş durmayarak geçen hafta AB içerisinde hafife alnmayacak bir destek grubunu yanına aldı. Bu durum ABD’nin sadece kanıtlarla ve propaganda ile değil daha başka yöntem ve argümanlarla da savaş politikasını güçlendirmeye çalıştığını ve bunda da nispeten başarılı olmaya başladığını gösteriyor.

Türkiye ise sallanan siyasi tavrını geçen haftaki MGK toplantısıyla bir çerçeveye oturtmaya başladı. Adı konmamış bir şekilde fiili olarak kabul edilen ve destek verilen saldırıya karşı hükümetin meclisten asker yollama kararı çıkarmasının ‘tavsiye’ edilmesi ABD ve savaş yanlısı politikanın ilanı anlamına geliyor. Her ne kadar bu durum sadece sınırların korunması ve mülteci akınlarına karşı önlem gibi sunulmaya çalışılsa da bununla sınırlı kalmayacağı gün gibi aşikar…Irak sınırına haftalardır yapılan askeri sevkıyat elbetteki sadece silahsız mültecilere baraj kurmakla yetinmeyecek! Aynı zamanda MGK kararlarında dikkati çeken bir başka başlık da Kıbrıs konusu olarak görüldü. Kıbrıs’ta Denktaş’a tam destek verilmesi ve Erdoğan’ın çıkışlarının ad vermeden mahkum edilmesi geleneksel Kıbrıs politikasında ısrarcı olunacağının ve statükodan öyle kolay kolay vaz geçilmeyeceğini ifade etti. Zira bu toplantının hemen ardından apar topar bir Denktaş’a destek mitingi düzenlenmesi de bu işin ‘sosu’ olarak gözlerden kaçmadı.

Bir kararsız denge olarak görünen politik tavrın geçen haftayla birlikte netleşmeye başlaması Irak ve Kıbrıs gibi iki kritik konudaki nihai açıklamaların aynı anda yapılmasıyla sonuçlandı. Geleneksel siyasetini Irak konusundaki tavizle dengeleme imkanını bulan rejim Kıbrıs konusunda da ABD’ye sırtını dayayarak daha da bir angaje olma durumunun ilk sinyallerini vermeye başladı. Ve aynı zamanda da son MGK toplantısı hükümetin siyaset yapma çerçevesini de çizen bir nitelikte gerçekleşti. Önümüzdeki haftaların siyasi kompozisyonunun bu çizilen çerçevede seyredeceği kuvvetle muhtemeldir.

Sendika.Org'u destekle

Okurlarından başka destekçisi yoktur