Dış Siyasette Tıkanıklık ve Kararsızlık BM silah denetçilerinin geçen hafa içinde Irak’ta kitle imha silahı bulunduğuna dair bir kanıta rastlamadıklarını açıklaması, ABD’nin silah yığınağını durdurmasını etkilemesi bir yana, daha da sert söylemler geliştirmesine yol açtı. Saddam Hüseyin’in sürgün seçeneklerinin de tartışıldığı bir durumda bütün gelişmeler ABD’nin aleyhine seyrediyor gibi bir hava kendini hissettiriyor. Ama BM’nin […]
Dış Siyasette Tıkanıklık ve Kararsızlık
BM silah denetçilerinin geçen hafa içinde Irak’ta kitle imha silahı bulunduğuna dair bir kanıta rastlamadıklarını açıklaması, ABD’nin silah yığınağını durdurmasını etkilemesi bir yana, daha da sert söylemler geliştirmesine yol açtı. Saddam Hüseyin’in sürgün seçeneklerinin de tartışıldığı bir durumda bütün gelişmeler ABD’nin aleyhine seyrediyor gibi bir hava kendini hissettiriyor. Ama BM’nin ilk açıklamalarının ardından ABD’nin sert cevabıyla, BM denetçilerinin sözcüsünün ‘ama ipucunun olmaması, silah olmadığı anlamına gelmez’ şeklindeki ikinci açıklaması aslında sadece ABD’nin Irak’a saldırmaktaki kararlılığını teyit eden bir açıklamaydı. İngiltere’nin, ülkedeki muhalefetin bastırmasının etkisiyle olduğu düşünülen aslında savaş için vakit erken gibi açıklamalarla ayak sürümeye başlaması işlerin umulduğu gibi gitmeyeceğinin bir işareti…Türkiye’nin ise bir yandan Gül aracılığı ile ‘barış turları’ düzenlerken, diğer yandan ABD’ye neredeyse talep edilen tüm liman ve üslerini açması içinde bulunulan açmazı gösteriyor. Herkes barıştan söz eder, kamuoyu bu yönde manipüle edilirken ipin ucunu kaçırmamak için de gerekli özen gösteriliyor. Körfez savaşında Özal Irak’a girilmesini hararetle savunur ve işin daha da içindeyken her Cuma namazı sonrası protesto gösterileri yapıldığı hatırlanırsa, bugün herkes ‘barıştan yana’, ama ‘savaşa hayır’ diyen pek yok!.. İşte bu durum rejimin içinde bulunduğu koşulları ve politik manevra kabiliyetinin iyice daraldığını gösteriyor. Kıbırs’ta da sürenin daralmasıyla birlikte politika üretmekte zorlanan geleneksel Türk dış politikası, geleneksel Kıbrıs politikasının değiştiğini açıklayıverdi. Ancak Kıbrıs politikasının ne yönde değiştiğini -az çok tahmin etmekle- birlikte pek fazla bilen yok!
‘Cicim Ayları’ Sona Eriyor!
Ekonomik göstergeler konusunda oldukça iyimser tahminlerin yapılır, oldukça umutvar rakamların açıklanırken, yine de ekonomiye ilişkin belirsizlikler devam ediyor. Savaşın gerçekleşmesi ihtimalinde, tüm hesapların gelecek düşük faizli ABD kredileri (yardım değil kredi!) üzerine yapılması belirsizliği artırıyor. Ancak bu tabloya rağmen hükümet kendi kitlesine de selam göndermeyi ihmal etmiyor. Nemalar üzerine yapılan onca spekülasyonun ardından, kimseyi memnun etmeyen bir ödeme takviminin açıklanmasının ardından, emeklilere yapılan zamlarla bir özür dilenmeye çalışılıyor. Ancak son yılların en yüksek Tekel zammıyla da hemen durum kurtarılmaya çalışılıyor. Ayrıca çıkarılan vergi affıyla da tabana jest yapılmaya çalışılıyor. Seçimlerden önce verilen sözlerin gelenekselleşiği üzre birer birer unutulmasını ise yine durumun ciddiyetine varılmasıyla ilgili olduğunu düşünmek mümkün.
Tüm bunlar olurken Yüksek Askeri Şura’da ordudan asker atılmasına karşı yargı yolunun açılması doğrultusunda konuşan şerh ise, yine ordunun ayağına basıldığının anlaşılmasıyla sonuçlandı. Genelkurmay’ın Basın Kokteyli sırasında bu konu üzerinden yine hükümetin kulağı çekilirken kibar bir dille içinde bulunulan durumun şimdilik hesaplaşmayı ertelediği söylenmiş oldu. Tüm bunlar uluslararası arenadaki gelişmelerin rayına oturmasıyla birlikte yeniden alevlenecek gerilimlerin birikimlerini oluşturduğu unutulmamalıdır. Ayrıca Siirtt seçimlerinin iptaliyle bir rejimin hükümetle bir uzlaşma zemini aradığı düşünülürken Yargıtay Başsavcı Kanadoğlu’nun Erdoğan’ın adaylığı ile ilgili olumsuz görüş beyan ederek itiraz başvurusunda bulunacağını belli etmesi Erdoğan konusun da rejim açısından bir kararsızlık, belirsizlik olduğuna işaret olarak görülebilir.
İşte bu tablo ortasında emek cephesi ise seçimlerin ardından oluşan yeni dengelere ve koşullara henüz adapte olamamış bir hava içerisinde görünüyor. Savaşın kapıda olduğu koşullarda, savaş karşıtı güçlü bir ses bugün emek cephesinin gündeminin üst sıralarına taşınmalıdır.