Oysa, Enron, Xerox, WorldCom gibi firmaların birbiri üstüne yıkılışı… ABD’nin arka bahçesindeki Arjantin, Brezilya ekonomilerinin çöküşü yeni bir kriz dalgasının yükseldiğini göstermekteydi. Rusya’nın güçlü bir müttefik kabul edilerek “gelişmişler” safına alınmasını da bu doğrultuda değerlendirmek gerekir. Zira, her ne kadar ABD ekonomisinde resesyondan çıkış yönünde eğilimler varsa da işsizlik oranlarında gerileme henüz başlamamıştır. Dahası, çöküş […]
Oysa, Enron, Xerox, WorldCom gibi firmaların birbiri üstüne yıkılışı… ABD’nin arka bahçesindeki Arjantin, Brezilya ekonomilerinin çöküşü yeni bir kriz dalgasının yükseldiğini göstermekteydi. Rusya’nın güçlü bir müttefik kabul edilerek “gelişmişler” safına alınmasını da bu doğrultuda değerlendirmek gerekir. Zira, her ne kadar ABD ekonomisinde resesyondan çıkış yönünde eğilimler varsa da işsizlik oranlarında gerileme henüz başlamamıştır. Dahası, çöküş hizmet sektörünün üstüne oturduğu bilgi işlem ve iletişim sektöründe başlamıştır. Yüksek ücret hadlerinin geçerli olduğu sektörde, işsizliğin artarak diğer sektörler üzerinde domino etkisi yapması halinde ABD ekonomisi yeniden ressesyona girebilir. Kısacası, George Soros “Önümüzdeki yıllarda dolar üçte bir oranında değer kaybedecek” derken kehanette bulunmamakta!
George Soros’un “çift dipli ressesyon” olarak tanımladığı bu senaryo sadece ABD’lileri değil, hepimizi ilgilendiriyor. Özellikle de aynı Soros’un aylar önceki Türkiye gezisinde asker ihraç etmemiz gereğinden bahsettiği hatırlanırsa!
Gelin görün ki Türkiye, şu sıralar futbol heyecanına tutulmuş durumda. Ne global kriz umurunda, ne hükümetin üst üste yaptığı zamlar ve kamudaki küçülme! Varsa yoksa futboldaki dünya üçüncülüğü. Milli bayramlarda evlerine bayrak asmayanların bayraklara sarınıp dolanmalarına, gazetelerin birinci sayfa önceliklerine bakınca aklıma beş yıl önceki G. Asya krizi geliyor. O günlerde de George Soros, krize yönelik manüpülasyonlarda bulunmuştu. Ne var ki, REFAHYOL’u devirip yeni bir hükümet telaşına düşen Türkiye krizi pek önemsememiş… Kriz, Güney Asya’dan okyanus dalgaları gibi birbiri üstüne kırıla kırıla geldiğinde ise piyasaların etkilenmeyeceği, ekonomideki sancıların iç siyasetteki dengelerin oturmamasından kaynaklandığı ileri sürülmüştü!!!
Bugünkü yorumlar da beş yıl öncesinden pek farklı değil. Para ve sermaye piyasaları bu kez de Bülent Bey’in kemik kırıkları, Kemal Derviş’in siyasi parti tercihi, Devlet Bahçeli’nin idam yandaşlığıyla ilgili haberlere göre makyajlanıyor. Makyajın altında ise globalizmin yasaları ve bu yasalara uyum yapmanın sancılarını yaşayan bir Türkiye var. Bu:
sermayenin yerli küçük-orta ölçekliden yerli büyük ölçekliye, yerli büyük ölçekliden u1us ötesi sermayeye doğru hızla el değiştirdiği..
emeğin niteliği artarken satınalma gücünün düştüğü..
devletin küçülmesiyle birlikte gelir grupları arasındaki farklılıkların keskinleştiği..
orta gelir gruplarında satınalma gücüyle birlikte yaşam standartlarının alt gelir grubu seviyesine düştüğü.. bir Türkiye! Erken seçim olsa da olmasa da önündeki 3-4 yılda da bu tablo aynı şekilde devam edecek.
Niye 3-4 yıl derseniz… Globalizmin temel yasaları ve bunların karayollarından tütüne sektörel uzantıları o tarihler itibarıyla uygulanmaya başlanacağı için. Hükümetin bu yasaları TBMM’den geçirmeme olasılığı ise IMF’nin birkaç milyar dolarlık kredi dilimleriyle nefes alan bir ülke için yok!
Kemal Derviş’in ”Erken seçim olsa da programda sapma olmayacak!”diye ısrar edebilmesi zaten başka nasıl açıklanabilir ki! George Soros’un yeni bir kriz dalgası için ”önümüzdeki birkaç yıl”ı hedef olarak belirlemesine gelince… Bunda globalizmin yasaları kadar Rusya’nın bir umut gibi gelişmişler sahnesine sokulması da var. Hatırlarsanız, 1998 Haziranı’nda yeni bir kriz dalgası beklentisi doğmuş… Bu yeni dalganın G. Asya örneğinde olduğu gibi belli bir bölgeden değil, Rusya ve Latin Amerika gibi iki farklı bölgeden birbirine yakın zamanlarda çıkacağı beklentisi ağır basmıştı.
Arjantin ve Brezilya örnekleri krizin Latin Amerika faslının gerçekleştiğini ortaya koymakta. Her ne kadar Rusya artık ”G” ailesinin bir üyesiyse de uyum sürecinin çıkaracağı sorunlar olabilir. Ne de olsa adı kapitalizm ve krizlerle beslenmeye alışık. Soros da onun kahini değil, tüm karın ağrılarını iyi bilen kapitalisti!