31 ilde gerçekleştirilen bu yılki 1 Mayıs’ın İstanbul dışında genel olarak beklenen katılım ve biçimlerle oluştuğu gözlendi. Kuşkusuz İstanbul sosyal değişimin en dinamik yeri olarak gözlemlerin oluşmasında belirleyici bir öneme sahip. Bu açıdan bakıldığında, İstanbul, İzmir (hatta Adana) gibi illerde HADEP’in bugüne kadar (örneğin Newroz gibi ele almadığı/alamadığı) daha sınırlı katıldığı 1 Mayıs alanlarına kendisini […]
31 ilde gerçekleştirilen bu yılki 1 Mayıs’ın İstanbul dışında genel olarak beklenen katılım ve biçimlerle oluştuğu gözlendi. Kuşkusuz İstanbul sosyal değişimin en dinamik yeri olarak gözlemlerin oluşmasında belirleyici bir öneme sahip. Bu açıdan bakıldığında, İstanbul, İzmir (hatta Adana) gibi illerde HADEP’in bugüne kadar (örneğin Newroz gibi ele almadığı/alamadığı) daha sınırlı katıldığı 1 Mayıs alanlarına kendisini de aşan bir biçimde katıldığı gözlendi. Burada Kürt muhalefetinin yeni sayfasına etkili bir giriş yapma tercihi çok açık. Ancak bu olgunun yansıttığı bir başka gerçek de Kürt kökenli kent yoksullarının büyük kentlerde sınıfsal zeminlere doğru yaklaştığının ortaya çıkmasıdır ve oynayabilecekleri son derece dinamik rolün açığa çıkmaya başlamasıdır. Zira İstanbul’da HADEP’in geçen yıla göre sağladığı en az 15 bin kişilik artı katılım düşülecek olursa, İstanbul 1 Mayısının aslında diğer unsurlar açısından olağan bir havada geçtiği anlaşılacaktır. İzmir’de HADEP’in geçen yıla göre sağladığı 3 bin kişilik katılım çıkartılacak olursa İzmir’de olağanın altına doğru biz gidiş olduğu görülecektir. Nitekim Kürtlerin etkin bir varlık oluşturamadığı Ankara’da katılımın biraz azaldığı anlaşılmaktadır. Kürtlerin etkin sosyal ve siyasal katılımıyla coşkulu geçen İstanbul 1 Mayıs’ının böylesi bir sembolik önem taşıdığı görülebilir.
Bunun yanısıra yaşanan krize ve kayıplara rağmen, sendikaların cılızlaşmasının doğrudan yansıdığı 1 Mayıs alanları giderek daha fazla kent yoksullarıyla buluşmaya ve toplumsal muhalefetin her tonunun renkliliğiyle çeşitlenmeye başlıyor. Nitekim her ilde geleneksel zeminlerdeki (sendikalar + yasal sol partiler) ruhsuzluk izlenirken, alanlara coşku katanlar bu geleneksel zeminlerin dışından gelenler oldu.
Sonuç olarak, 1 Mayıs Türkiye’de dipten dibe gelişen bir yenilenmenin yansıdığı, hem çözülme hem de çözülenin yerine yenilerinin biriktiği ağır bir değişim tablosunu yaşatarak geçti. Bu durum, kriz atmosferinin soldaki arayışları yoğunlaştırdığının bir göstergesi olmakla beraber, soldaki arayışların henüz geniş halk yığınlarının arayışlarına cevap oluşturabilecek bir olgunluk içermediğini de sergilemektedir.
1 MAYIS – İSTANBUL
Bu yıl İstanbul’da son yılların en kalabalık 1 Mayıs’ı yaşandı. Toplam katılım 1996 1 Mayısı’na (60-70 bin) ulaşamamış olsa da 50 bini aşan sayısıyla umut veren bir gelişmeye işaret etti. Asıl coşkunun Çağlayan tarafında HADEP ve diğer sol grup ve partilerin olduğu tarafta yaşandığı 1 Mayıs nispeten cılızlaşan sendikal zemin karşısında kent yoksullarının alanlara hakim olduğunu kanıtlayan bir şekilde yaşandı. Alana görüntü olarak asıl damgasını vuran tartışmasız HADEP’ti. Yaklaşık alanın 1/3’ünü oluşturan 17-18 bin kişilik kitlesiyle HADEP etkili bir halk görüntüsü çizdi. Ferhat Tunç sahneye çıkınca onu yakından görebilmek ve halaya katılmak için sahne önüne yüklenen bu kitle aynı zamanda kent yoksullarının tüm özelliklerini de yansıtmaktaydı. Ulaşımın engellenmesi çabalarına rağmen HADEP’in böylesi bir kitle gücünü harekete geçirebilmesi önemli bir gelişmeye işaret etmekteydi.
Esas olarak her boydan, her grup ve dernek içerisinde kent yoksullarının siyasete katılma eğiliminin güçlendiğinin açığa çıktığı 1 Mayıs alanında, sendikaların katılımı toplam 12-13 bin civarındaydı. Yani alanın ancak 1/4’ünü oluşturan sendikalı işçi ve kamu çalışanlarının ağırlığının giderek azaldığı iyice belirginleşti. İşçiler arasında 5 bin kişilik kitleyle en kalabalık DİSK’ti. Bunların arasında Genel-İş ve Birleşik Metal başı çekiyordu. 3 bin kişilik katılım sağlayan KESK geçen yıldan daha kalabalıktı. Eğitim-Sen KESK’in en kalabalık kortejini oluşturdu. Türk-İş geçen yıllara göre az olmakla birlikte önemli bir kitleyle alandaydı. Hak-İş’in katılımı ise azdı.
ÖDP ve gençliği 2 bin kişilik bir topluluk oluştururken, hemen arkasından yürüyen ÖDP’den ayrılan gruplar da kayda değer bir katılım sağlamışlardı. Bunlardan SDH ve diğerleri yaklaşık bin kişilik, bir yürüyüş kolu oluşturmaktaydı.
TKP tüm Türkiye’den katılım sağlamasına rağmen 1700 kişiyle beklediği ölçüde kitlesel değildi. EMEP 1200 kişilik katılımıyla geçen yılların altında kaldı. Sol gruplardan HÖP 1500, Atılım 600 kişilik katılımlarıyla dikkat çekti. Pekçok sol grubun canlı bir görüntü sergilemesi dikkate değer bir noktaydı.
Öğrenci katılımının düşük olduğunun gözlendiği mitingde Halkevciler yakın çevreleriyle birlikte 650 kişilik bir kortej oluşturmuşlardı.
CHP yaklaşık 500 kişiyle yürüdü. Ancak alana giremeyen gruplar, dergiler, DKÖ’ler öğrenciler, anarşistler de tüm renkleriyle binlerce insanı 1 Mayıs’a taşımışlardı.
Kitlenin renkliliği (pankartlar, bayraklar, dövizler, balonlar, flamalar, düdükler, önlükler, gösteriler vb.) yürüyüşe canlılık kattı. Sloganlar tema olarak ortaklaşmış bir görüntü oluşturuyordu. Sendikal sloganların yanısıra Filistin, savaş, emperyalizm karşıtlığı belirgindi.
1 Mayıs 2002 İstanbul’a coşku katarak geçti.
1 MAYIS – ANKARA
Bu yıl Ankara’da 1 Mayıs gerek katılım gerekse de coşku açısından son yıllara kıyasla hafif bir düşüş içinde seyretti. Ankara’nın son yılların ortalama katılımının 13-15 bin hareketli dönemlerde ise 18-20 bin olduğu düşünülürse, bu yıl ki 11 bin civarındaki katılımın ortalamanın altına düştüğü görülecektir.
3 gün öncesine kadar ne miting alanının ne de organizasyonun belli olmaması 1 Mayıs’ın bu düşüş seyri içinde geçmesinde kuşkusuz ana nedenlerden biridir. Bir diğer nedeni ise Hak-İş’in sözcülüğünü yürüttüğü Emek Platformunun dağınıklığı idi. KESK’in son derece inisiyatifsiz davrandığı, bu nedenle de Hak-İş’in “bildiği gibi” yürüttüğü hazırlık çalışmaları, Türk-İş’in (mevsimlik işçiler üzerine yürüttüğü pazarlığın bir parçası haline getirerek) merkezi olarak Ankara’ya çağrı çıkartıp bunu bir blöf olarak kullandığı bir biçimde geçti. Miting öncesinde tertip komitesi partiler ile iki kategori içinde toplantı yaparken (“marjinal sol” partiler EMEP, HADEP, TKP vb.) diğer gelişmelere müdahale etmeyen KESK ise, ÖDP’nin SP, AKP, DYP, CHP gibi “kitle” partileriyle birlikte toplantıya çağırılmasında inisiyatif kullandı.
Sağ partilerin birkaç milletvekilleriyle katıldığı Ankara 1 Mayıs’ında alana ilk kez üç koldan yürünürken sendikalar toplam 5500 kişi idi. (DİSK 1500, Türk-İŞ 1750, Hak-İş 600, KESK 1500, Memur-Sen 100)
Sol partilerin cılızlaştığı (ÖDP ve gençliği 400, EMEP ve gençliği 300, HADEP 500) mitinge CHP 200 kişiyle katılırken İP ve gençliği 350 kişiydi.
Öğrenci kortejlerinin de nispeten cılızlaştığının gözlendiği mitinge dinamik bir lise katılımı sağlayan Halkevleri çevresinin 750 kişi olduğu gözlendi. Anarşistlerin, eşcinsellerin, transeksüellerin, İHD’nin ve diğer sol grupların, öğrenci inisiyatifleriyle birlikte Tandoğan Meydanı’na Maltepe’den giriş yapan Halkevleri, ÖDP ve EMEP’in de bulunduğu hattaki yürüyüşçüler mitingin en renkli ve coşkulu parçasını oluşturdular.
1 MAYIS – İZMİR
Her yıl ki olağan kitlesini toplayan İzmir 1 Mayıs’ı yine HADEP’in yoğun katılımıyla renklendi. Toplam 17-18 bin kişilik katılımın 4-5 binini oluşturan
HADEP, İzmir 1 Mayıs’ında etkili bir görüntü oluşturdu. Bugüne dek KESK ve ÖDP’nin etkinliğine tanık olan İzmir 1 Mayıslarında ilk kez tablonun değiştiği ortaya çıktı. ÖDP’nin gençliğiyle birlikte bin kişiyle yürüdüğü mitinge, SDH 600 kişiyle canlı bir şekilde katıldı. Sol grupların hem sayı olarak görece arttığı hem de coşkulu olduklarının gözlendiği mitingde, sayıca az olan öğrenci katılımının içinde çeşitli öğrenci çevrelerinin oluşturduğu ortak platform 400 kişiyle dikkat çekti.
1 MAYIS – İZMİT
İzmit’te 1 Mayıs bu yıl yine yaklaşık olağan kitle katılımı ve atmosferiyle yaşanırken CHP ve özellikle de Halkevlerinin yoğun katılımı dikkat çekti. 3 bin kişilik toplam katılımın yarısını oluşturan iki kortejde CHP 750 Halkevleri çevresi ise 650 kişiyle yürüdü. ÖDP’nin 100, EMEP’in 100, HADEP’in 100 kişiyle yürüdüğü mitingin kalan kitlesini de KESK’in yanısıra ağırlıkla işçi sendikaları oluşturdu.
1 MAYIS – ERZİNCAN
Erzincan’da yıllardan sonra ilk kez gerçekleştirilen 1 Mayıs mitingine katılım 1500 kişi oldu. Henüz 6 ay önce kurulan HADEP il örgütünün en kalabalık bölümünü oluşturduğu mitingin bir diğer etkin katılımını KESK gösterirken, ÖDP ve EMEP de pankart açtı.
Elimize ulaştığı kadarıyla Ülkeden 1 Mayıs izlenimlerini aktardık, sitemizi izleyen dostlarımızdan eksik bıraktığımız illere ilişkin izlenimlerini ve değerlendirmelerini bize ulaştırmasını bekliyoruz [email protected] adresinden bize ulaşabilirsiniz….