Başta Mısır olmak üzere birçok Arap ülkesi İsrail ile diplomatik ilişkileri kesmeyi gündeme getirirken, dünya basınında ve diplomatik çevrelerde iki soru öne çıkmaya başladı: Şaron nereye gidiyor? Filistin yönetiminin alt yapısı çökertilerek intihar eylemleri engellenebilir mi? İsrail’in yüksek tirajlı gazetelerinden Yedioth Aharonoth’un yorumcusu Nahum Barnea’ya göre ikinci soruya olumlu cevap vermek mümkün değil! Çünkü, “Eskiden […]
Başta Mısır olmak üzere birçok Arap ülkesi İsrail ile diplomatik ilişkileri kesmeyi gündeme getirirken, dünya basınında ve diplomatik çevrelerde iki soru öne çıkmaya başladı: Şaron nereye gidiyor? Filistin yönetiminin alt yapısı çökertilerek intihar eylemleri engellenebilir mi?
İsrail’in yüksek tirajlı gazetelerinden Yedioth Aharonoth’un yorumcusu Nahum Barnea’ya göre ikinci soruya olumlu cevap vermek mümkün değil! Çünkü, “Eskiden barış süreci profesyonellerin işiydi. Bugün halk sporu, binlerce Filistinli gencin büyük hayali haline geldi. Profesyonelleri öldürebilir, bölgeden sürebilirsiniz. Ama intihar eylemlerini engellemenin askeri bir yolu yok”. Terörizme karşı politikalar üreten uluslar arası bir enstitünün üst düzey araştırmacılarından Dr. Eli Karmon da Şaron’un politikasının sonuç üretemeyeceğini düşünüyor. Eli Karmon, Jarusalem Post Radyosuna verdiği demeçte, “Bugünkü koşullarda Arafat’ın terörü engellemek için siyasi bir motivasyonu yok. Bu koşullarda bu çatışmaların nasıl sonuçlanacağını kestirmek mümkün değil” dedi. The Guardian’dan Peter Preston da, intihar eylemleri üzerine, “İsrail’in jetleri, tankları, konvansiyonel savaşlarda kullanılmak üzere yapılmış silahları var. Filistinlilerin böyle silahları yok. Kimse yardımlarına da gelmiyor. Ama bu koşullarda İsrail’de olmayan bir silahı geliştirdikleri görülüyor” diyor ve ekliyor: “Bazı savaşlar var ki konvansiyonel silahlarla kazanamazsınız!”
Artık hemen hiç kimse İsrail’in bu savaşı kazanabileceğine inanmıyor. Avrupa Birliği ülkeleri bir süredir benzer bir yaklaşımla İsrail’in bir an önce işgal edilmiş topraklardan çekilmesini istiyorlardı. Pazartesi günü de Le Figaro “Arafat’ın etkisizleştirilmesi saldırıları durdurmaz” başlığıyla verdi gelişmeleri. Ha’aretz’ın aktardığı gibi İsrail ordusunda görev almak istemeyenlerin sayısındaki sürekli artış, bu güvensizliğin halk arasında da yayılmakta olduğunu gösteriyor.
Beyaz Saray’ın da Şaron’a olan güvenini yitirmeye başladığını gösteren işaretler var. Washington Post’un yorumua göre Bush, başından beri Şaron’u destekliyor ama danışmanları arasında İsrail’in stratejisinin sonuç alabileceğinden kuşkulananların sayısı giderek artıyor.
Dünya basınında birçok gözlemcinin üzerinde durduğu bir değer konu da Şaron’la Arafat arasındaki uzun yıllara dayanan kişisel nefretin, gelişmelerin önünde bir engel oluşturmaya başlaması. Ancak Washington Post’un yorumuna göre şimdi iki lider de kapana sıkıştı. Arafat, Şaron tarafından köşeye sıkıştırıldı, hiçbir yere kıpırdayamıyor ve şehit olmayı bekliyor. Şaron ise kendi politikasının kapanına sıkışmış durumda. Bir adım daha atıp Arafat’ın tutuklanmasına veya tasfiye edilmesine yönelik kararı alamıyor. Birçok yorumcuya göre bu nokta da Şaron’un “Aşil topuğu”. Belli ki Şaron da kendi politikasına, mantıki sonuçlarına gidecek kadar güvenmiyor. Çünkü, gerçek şu ki Şaron istediği zaferi elde etse, Netanyahu’nun geçenlerde Jerusalem Post’a verdiği demeçte önerdiği gibi, Arafat’ın öldürülmesi de dahil mutlaka askeri zaferi kazansa bile, İsrail halkının bir soykırım gerçekleştirip Filistin halkından toptan kurtulmadan nasıl güven içinde yaşayabileceği belli değil.
Bu belirsizlik ortamında Arafat’ın Pazar günü “uluslar arası topluluğa” yaptığı “yardıma gelin” çağrısı tek çıkış yolu olarak görülüyor. ABD yönetiminin de bir süredir bölgeye bir barış gücü gönderme projesi üzerinde durduğu biliniyor. Arap ülkelerinin, Cheney’nin gezisi ve Arap zirvesi sırasında ABD’ye yönelik, giderek artan bir tonda dile getirdikleri eleştirilere de bakarak, Filistin-İsrail çatışmasının, bir taraftan uluslararasılaştırılmak, diğer taraftan diğer Arap ülkelerini de kapsayacak bir biçimde geliştirilmek seçenekleri arasına sıkışmaya başladığı söylenebilir.