“Bizler emeği ile geçinenler olarak, emek gücümüzün değeri karşılığında bir ücret talep ederiz. Emek gücünün değeri, emekçinin yeniden üretimi için gerekli olan ve ertesi gün işe yine aynı potansiyel ile gitmesini sağlayacak geçim araçlarının kitlesi ile ölçülür. Emeğimiz karşılığında aldığımız ücretin alt sınırını zorunlu yaşam gereksinimlerimiz; üst sınırını ise sınıf mücadelesi belirler”
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçilerinin ücret rejiminin nasıl olması gerektiğine dair bir rapor yayımladı.
Emek güçlerinin değeri karşılığında bir ücret talep ettiklerini belirten SES şunları söyledi:
Emek gücünün değeri, emekçinin yeniden üretimi için gerekli olan ve ertesi gün işe yine aynı potansiyel ile gitmesini sağlayacak geçim araçlarının kitlesi ile ölçülür. Emeğimiz karşılığında aldığımız ücretin alt sınırını zorunlu yaşam gereksinimlerimiz; üst sınırını ise sınıf mücadelesi belirler.
Raporda Anayasal dayanaklara değinen SES, istedikleri ücret rejiminin çalışırken ve emeklilikte insanca yaşam koşullarına yetecek ücret uygulaması olduğunu belirtti. Özlük hakları, sosyal haklar, demokratik hakların tamamının toplu sözleşme masasında belirlenmesi gerektiğini vurgulayan SES, mevcut durumda toplu sözleşme masalarının göstermelik bir hâl aldığını belirtti.
TİS masalarında hükümet ne öneriyorsa hatta bazen hükümetin önerdiğinden bile daha düşük zamlara bu sendikalar imza atmaktadır.
TİS masalarında hükümetin önerdiği ve hatta bazen hükümetin önerdiğinden bile daha düşük zamlara imza atıldığının altını çizen SES, “Cumhurbaşkanının iki dudağı arasından çıkan lütuf” ile ücret artışları belirlendiğini söyledi. Enflasyon, hayat pahalılığı ve olağanüstü dönemlerde toplu sözleşme masasının taraflarının tekrar bir araya gelmesi ve yeni bir pazarlık süreci işletmesi gerektiğini vurgulayan SES, 4688 sayılı sendika yasasının da özgür pazarlığı içerecek tarzda değiştirilmesi gerektiğini belirtti.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Sendika.Org