Hani siz deprem diyorsunuz ya, bir de İstanbul diye ekliyorsunuz ya, bizler, Hatay’da o depreme her gün yeni depremler ekliyoruz, bunu da biliyor musunuz? “Konu, halkın ekonomisi değil, seçim” diyorsunuz ya, bakın o hiç olmuyor bizler için Sevgili Murat Kurum! Bahse konu o ekonomik gündem içinde kaybolan hayatlarımızı hâlâ bulmaya çalışıyoruz, bunu da çok iyi bilin istiyoruz!
Gazeteci Seçil Özer’in KRT TV’de konuğu olan, AKP’nin İstanbul adayı, ‘Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği’ eski Bakanı Murat Kurum demiş ki, “Seçil Hanım, bir kere biz yerel seçime gidiyoruz…”
Güzel tespit, Sevgili Murat Kurum! Çünkü bunu o kadar sık unutuyoruz ki! Hatta bunu sık sık unutanlardan biri de sizsiniz! O yüzden, bize hatırlattığınız kadar kendinize de hatırlatsanıza bunu…
Bir de demişsiniz ki, “…muhalefet, bugün sürekli bir ekonomik gündemle siyaset yapmaya çalışıyor… Yerel seçimde, biz, ekonomik gündemi oylamayacağız ki…”
Ya ne tesadüf ki, yine haklısınız ama…Siz değil misiniz, “Biz kazanırsak, Gazze’deki mazlumlar sevinecek” diyen?
Siz değil misiniz, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kıbrıs’ın ulaşım sorunu başta olmak üzere, tüm sorunlarına ilişkin, kardeşlerinin yanında olacaktır” diyen?
Konuyu yerelin ötesine, Kıbrıs’tan Gazze’ye taşıyan sizsiniz, ama vatandaşın ekonomik sorunlarının bu seçim sürecinde gündeme taşınmasından rahatsız oluyorsunuz, öyle mi?
Gazze aç, haklısınız!
Gazze, saldırı altında, haklısınız!
Gazzeliler evsiz, haklısınız!
Kıbrıs Türkü de çok yalnız, haklısınız!
Ayakta kalmak için bize ihtiyaçları var, haklısınız!
Ama Türkiye insanı da aç… Türkiye insanı da geçinemiyor. Türkiye insanı da hayatla mücadele ediyor. Türkiye insanının maaşı kirasına bile yetmiyor. Türkiye’nin 10 bin TL maaşlı emeklileri nefes bile alamıyor.
Bunlar, Gazze’den de Kıbrıs Türkünün ulaşım sorunlarından da önemli! Unutmadan, bugün kalkıp diyorsunuz ya, “İstanbul’da tek bir riskli yapı kalmayıncaya kadar vatandaşımızla el ele vereceğiz ve deprem korkusunu bitireceğiz” diye! Yapsaydınız keşke… Bugüne kadar yapsaydınız. 20 senelik iktidarınızda bunu yapsaydınız. Depremi gündemin dışına atsaydınız. Riskli yapıları sıfırlasaydınız. Kim engelledi sizi? Muhalefet mi?
Bugün, Hatay’da, depreme dayanıklı olmadıkları 6 Şubat öncesi yapılan resmi kurumsal yazışmalarla netleşen hastanelerin yıkıntıları arasında yaşamını yitiren çalışanlar da hastalar da bu dediğinizde durup, bugün adalet bekliyor, bunu da biliyor musunuz? Buna dair soruşturma talebinin Hatay Valiliği tarafından haftalarca bekletildiğini de biliyor musunuz? Hakkında soruşturma açılması istenen isimlerin, bugün başka başka şehirlerde ve makam koltuklarında, hayatlarına kaldıkları yerden devam ettiklerini de biliyor musunuz?
Hani siz deprem diyorsunuz ya, bir de İstanbul diye ekliyorsunuz ya, bizler, Hatay’da o depreme her gün yeni depremler ekliyoruz, bunu da biliyor musunuz?
“Konu, halkın ekonomisi değil, seçim” diyorsunuz ya, bakın o hiç olmuyor bizler için Sevgili Murat Kurum! Bahse konu o ekonomik gündem içinde kaybolan hayatlarımızı hâlâ bulmaya çalışıyoruz, bunu da çok iyi bilin istiyoruz!
Muhalefet, en azından halka dair konuşuyor! Siz, Gazze’den Kıbrıs’a dolaşırken, İstanbul için yeni yeni depreme hazırlık nidaları atarken, yerle bir olan Antakya’mızda bizler, depreme hazırlanamamış bir kentin koca bir arsaya dönen halinde, konteyner denen kutuların içinde, yarının derdindeyiz! En çok da, bize yaşatılanlara soruşturma izni vermeyenlere karşı adalet derdinde!
Anlıyor musunuz?
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.