Şu ana kadar ihtiyacı olan parasal kaynakları da hizmet akışını da alamadığını kentin birçok yöneticisinin diliyle ortaya koyan Hatay’ın Antakya’sında “Benim adayım bu” diyen AKP liderini dinlerken, karşımda konuşanın, devleti yöneten Cumhurbaşkanı değil, ama devletin kaynaklarını elinde bulunduran bir parti lideri olduğunu anladım! Eldeki devletin de “Eğer benleysen” diyen bir devlet olduğunu!
Deprem kenti Hatay’ın Antakya’sında konuşurken, daha düne kadar helallik isteyip af dilediği depremzedelerle paylaşacağı müjdeli haberleri, sevgi sözcüklerini, devletin babalığı gibi şeyleri bekleyenlere 31 Mart’ın seçim sandıklarını işaret eden Erdoğan, önce Cumhurbaşkanı olarak konuşmuş!
Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa, o şehre herhangi bir şey gelmez! Hatay’a geldi mi ? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı…
Bunu, oldukça saf duygularla, “işbirliği şart” mesajı olarak aldık ama… Ardından, AKP lideri olarak devam etmiş, Erdoğan!
Hatay Büyükşehir’de, Cumhur İttifakı adayı olarak, Mehmet Öntürk kardeşimizi kamuoyumuzla paylaştık…
Şu ana kadar ihtiyacı olan parasal kaynakları da hizmet akışını da alamadığını kentin birçok yöneticisinin diliyle ortaya koyan Hatay’ın Antakya’sında “Benim adayım bu” diyen AKP liderini dinlerken, karşımda konuşanın, devleti yöneten Cumhurbaşkanı değil, ama devletin kaynaklarını elinde bulunduran bir parti lideri olduğunu anladım! Eldeki devletin de “Eğer benleysen” diyen bir devlet olduğunu!
Aynı devlet ve aynı parti lideri, o “eğer benleysen” halini bir kez daha paylaştı geçenlerde… Ordu’da, AKP mitinginde…
Şu anda biz, merkezi yönetimde miyiz ? Bu kardeşiniz bu ülkenin Cumhurbaşkanı mı? Dolayısıyla burada, Mehmet Hilmi Güler ve ilçe belediyelerimiz seçimi kazandığı anda, şunu bileceksiniz… Burada; Cumhurbaşkanı, şu anda Ak Partili Erdoğan, hükümet onda! Dolayısıyla yerel yönetimde de aynı şekilde, burada Ak Partili bir büyükşehir ve ilçe belediyeleri olduğu zaman, artık Ordu’nun kılına zarar gelmez…
Ordu’nun kılına zarar gelmemesi için “Benim adayım kazanmalı” mı?
Anlamı ne bunun ?
“Seni korurum ama” mı ?
“Karşımda durursan…” uyarısı mı ?
Bazen ne dinliyorum, kulaklarım ne duyuyor, inanamıyorum! Aklımı da kalbimi de mantığımı da zorluyorum, beden ve ruh sağlığım için! Bu ülkenin, partili bir cumhurbaşkanını kaldıramayacağının her ispatında, Erdoğan’ın, devlet denene nasıl bir elbise giydirdiğini görüp, bizi daha nelerin beklediğini ise ölesiyle merak ediyorum…
Eldeki devleti ve devletin kaynaklarını “eğer benleysen” diyerek yöneten Erdoğan’ın, artık istisnasız hepimizi korkutan o yönetme biçiminin, biz “ona oy vermeyenlere” düşen son uyarısı ise en ağırı olmuş!
…bizim olmadığımız bir büyükşehir belediyesi, kusura bakmayın, açık konuşuyorum, doğalgazı nasıl getirecek? Biz varsak doğalgaz var, biz yoksak doğalgaz yok!
Soruyorum Barolara, hukukçulara, savcılara, herkese… Devletin parasının, kaynaklarının üzerine, gözümüzün içine baka baka “parti damgası” vuran bu açıklamalar suç değil mi? Anayasa’nın koruduğu vatandaşlık haklarına saldırı değil mi? Hizmetlerden eşit şekilde yararlanma hakkıma bir tehdit değil mi?
Cevap evetse, ne yapmalıyım? Bunu önlemek için ne yapmalıyım?
En çok da tüm bunlar olurken susan, susmakla da kalmayıp pasif muhalefet yapmaktan öteye gidemeyen, Meclis grup toplantılarında birbirlerini alkışlamakla ülkeye talip olduklarını anlatmaya çalışan, sadece “gitsinler” diyen, ama gidenlerin yerine de “alternatif” olmamak için her yolu deneyenlerin olduğu bir ülkede kime oy vermeliyim?
Soruyorum, çünkü bir tanesi açık açık bana yazmış, “Adam koskoca Cumhurbaşkanı, doğalgazımızı keserler mi?” diye! Kesemezler, diyemedim… Sanırım en korkutucusu da bu oldu!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.