“Bizler, yaşamımızın her alanında şiddet ve taciz ile karşı karşıya kalmaktan usandık. Her gün basında sosyal medyada öldürülen kadınların fotoğraflarını görmekten, işyerlerinde şiddet ve taciz haberlerini duymaktan, şiddete, tacize ve mobbinge maruz kalmaktan, sokakta kaygı içinde yürümekten, ara sokaklara, karanlık sokaklara girmeye korkmaktan, savaş çığırtkanlığından bıktık”
Birleşik Metal İş Kadın Komisyonu’nun çağrısıyla bugün (24 Kasım) “Erkek egemen sömürü düzeni; şiddet, taciz ve savaş demek. Değiştireceğiz!” yazılı pankartla saat 18.00’de bir yürüyüş yaparak Gebze Kent Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar açıklama düzenledi.
Birleşik Metal İş Kadın Komisyonu’nun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla eylem yaptı.
Kadınlar rengarenk kartonlara “Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadın yaşam özgürlük”, “Yıkılsın siyonist İsrail devleti”, “Nehirden denize özgür Filistin”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “6284 uygulansın”, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz”, “Şiddete karşı metal işçisi kadınlar en öne”, “Eşit işe eşit ücret”, “Her kadına iş, her işyerine kreş”, “Şiddete karşı özsavunma örgütlenmeleri kuralım”, “Haksız tahrik yok kadın katliamı var”, “ILO 190 onaylansın” ve “Yaşamak istiyoruz” şeklinde yazılı dövizler taşıdı. Eylemde bir de Filistin bayrağı taşındı. Eylemde sık sık “Yaşasın kadın dayanışması”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Boşanmayı değil cinayeti engelle” ve “Nehirden denize özgür Filistin” sloganları atıldı.
Atatürk Caddesi üzerinde bir araya gelen kadınlar pankartlarıyla dövizleriyle sloganlarıyla Gebze Kent Meydanı’na kadar ses çıkartarak yürüdü. Gebze Kent Meydanı’na ulaştıklarında burada bir basın açıklaması yaptılar. Açıklamada erkek egemen düzenin, kadını yaşamın her alanında ikincilleştirdiği, emeğini değersiz kıldığını söyleyen kadınlar aileye hapsolmak istemediklerini belirtti. Makbul kadın ve makbul olmayan kadın algısı yaratan düzenin eşitlik isteyen kadınları hedef gösterdiği söylendi. Açıklama taleplerin okunmasıyla sona erdi.
Açıklamada şunlar söylendi:
Bizler, dört bir yanımız şiddet ve taciz ile sarmalanmış şekilde yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Evin içinde, sokakta, işyerlerinde şiddet ve cinsel taciz ile yüz yüzeyiz.
Giderek dünyayı saran savaşlardan, işgallerden en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor.
Çalışma yaşamı boyunca kadınların en yüzde 90’ı şiddet ve tacize maruz kalıyor. Kadınların yarısından fazlası hali hazırda çalıştığı işyerinde şiddet ve tacize uğruyor.
Kadınlar hastanelerde, adliyelerde, okullarda, fabrikalarda erkek şiddetinin ve tacizinin hedefindeler. Kadın işçiler çalışma yaşamında fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz riskiyle yüz yüze çalışmaya devam ediyor. Dahası öldürülüyoruz! Son 3 yılda kadın cinayetlerinde en az 1000 can kaybettik.
Camdan atılıyoruz, yolda kurşunlanıyoruz, bıçaklanıyoruz. Can güvenliğimizi sağlamakla yükümlü devlet ve kurumları, kadın cinayetlerini seyrediyor. Yasaları uygulamayarak, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak, kadınları koruyacak yasal düzenlemeleri tartıştırarak, cinsiyetçi iyi hal indirimleri uygulayarak kadın cinayetlerini teşvik ediyor.
Temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ataerkil ilişkiler olan, kadına yönelik erkek şiddeti erkek egemen düzenin tüm kurumları tarafından besleniyor. Kadın bedenini, cinselliğini, yaşamını denetimi altına almaya ve tutmaya çalışıyor.
Erkek egemen düzen, kadını yaşamın her alanında ikincilleştiriyor, emeğini değersiz kılıyor, kadını sosyal yaşamdan uzaklaştırmak istiyor. Kadını aile ile özdeştirerek, bir birey olduğumuzu unutturmak istiyor.
Makbul ya da makbul olmayan kadın algısı yaratarak eşitlik isteyen kadınları hedef gösteriyor.
Dünyayı saran savaş çığırtkanlığı, devletler arası güç gösterileri en çok kadınlar ve çocukları vuruyor. Otoriter-baskıcı ve gerici rejimler altında, İran’da Afganistan’da kadınların hayatları karartılıyor.
Bugün Filistin’de yaşanan kıyımdan en çok çaresiz kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Tüm dünya çocukların kadınların katledilişini izliyor.
Hepimiz biliyoruz erkek egemen kapitalist düzen savaş ve sömürü düzenidir.
Filistin halkı ve kadınları ile dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyoruz.
Bizler, yaşamımızın her alanında şiddet ve taciz ile karşı karşıya kalmaktan usandık. Her gün basında sosyal medyada öldürülen kadınların fotoğraflarını görmekten, işyerlerinde şiddet ve taciz haberlerini duymaktan, şiddete, tacize ve mobbinge maruz kalmaktan, sokakta kaygı içinde yürümekten, ara sokaklara, karanlık sokaklara girmeye korkmaktan, savaş çığırtkanlığından bıktık.
Medyada her gün şiddet görüntüleri izlemekten, okumaktan, medyanın cinsiyetçi dilinden usandık.
Bizler metal işçisi kadınlar şiddete, cinsel tacize, kadın cinayetlerine, erkek egemen düzene ve eşitsizliğe karşı sesimizi yükseltiyoruz. Tüm demokratik kitle örgütlerini, sendikaları, siyasi partileri kadına yönelik şiddete ve tacize karşı harekete geçmeye çağırıyoruz.
Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu olarak taleplerimiz:
- Çalışma yaşamında şiddet ve tacizi ortadan kaldırmayı hedefleyen ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi Onaylansın!
- İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun etkin bir şekilde uygulansın!
- İşyerlerinde kadına yönelik şiddet ve tacize karşı “sıfır tolerans” hayata geçirilsin. Şiddet ve tacizi önleyici politikalar ve prosedürler oluşturulsun, farkındalık çalışmaları, eğitimler yapılsın!
- Kadına yönelik her türlü ayrımcılık sonlandırılmalı, eşitlik politikaları hayata geçirilmelidir. İstihdamda, eğitimde fırsat eşitliği sağlansın, cinsiyetçi iş bölümü sonlandırılsın!
- Şiddet ve tacize maruz kalmış kadınların istihdama girişini kolaylaştıracak önlemler alınmalıdır!
- Kadının üzerinden bakım yükünü alacak sosyal politikalar hayata geçirilmeli, ücretsiz kreş ve yaşlı bakımevleri yaygınlaştırılmalıdır. Ebeveyn izni verilmeli, kreş uygulaması erkek işçileri de kapsamalıdır!
- Yürüdüğümüz, işten eve döndüğümüz, gezdiğimiz bütün sokaklar daha iyi aydınlatılsın! Karanlık ara sokak kalmasın!
- Kadın sığınakları arttırılsın!
- Kadınlar için akşam saatlerinden sabaha kadar ücretsiz kamu ulaşımı sağlansın!
- Medeni Kanun’dan doğan haklarımıza, nafaka hakkımıza dokunma! Boşanmayı değil, şiddeti ve tacizi durdurun!
- Kadın cinayetlerinde iyi hal ve tahrik indirimlerinin cinsiyetçi uygulamalarına son verilsin!
- Medyada şiddet ve tacizi meşrulaştıran, normalleştiren yayınlar sonlandırılmalıdır!
- Sendikalar tüm demokratik emek ve meslek örgütleri kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerine karşı mücadeleyi politikalarının parçası haline getirmelidir!
Kadın, yaşam, özgürlük. Yaşasın kadın dayanışması!
Sendika.Org