“Bana ‘apartheid’ terimini kullandığım için bir daha görev alamayacağımı söylediler. Gösterilen gerekçe kelimesi kelimesine buydu”
Berlin Müslüman Kültürler ve Toplumlar Enstitüsü’nde doktora öğrencisi olan Udi Raz, yakın zamana kadar Berlin Yahudi Müzesi’nde tur rehberliği yapıyordu. Raz, Batı Şeria ile ilgili açıklaması gerekçe gösterilerek işten atıldı.
Berlin Yahudi Müzesi’nde serbest tur rehberi olarak çalışıyordunuz. Geçen hafta Batı Şeria hakkında yaptığınız bir açıklama nedeniyle işten çıkarıldınız. Ne söylemiştiniz?
Nisan ayından beri rehberli turlarda “1945 sonrası Almanya” konusunda uzman olarak çalışıyordum.
Müzede “İsrail Odası” adı verilen belli bir alan var. Orada İsrail-Almanya-Yahudi üçgenine odaklanan çeşitli enstalasyonlar var. Diğer şeylerin yanı sıra onlara kendi biyografimi, örneğin bir İsrailli ve Yahudi olarak neden Almanya’da yaşadığımı anlattım. Bunu yaparken, diğer şeylerin yanı sıra, Batı Şeria’daki insan hakları durumuna ve Uluslararası Af Örgütü’nün 2021 tarihli bir raporuna atıfta bulundum; bu raporda STK, sahadaki insan hakları durumunun “apartheid” olarak anlaşılabileceği sonucuna varıyor. Ancak yasal tanımlama ne olursa olsun, benim için önemli olan her şeyden önce oradaki insan hakları durumunun kabul edilemez olduğunu vurgulamaktır.
Bu terimi ilk kez mi kullandınız ve diğer meslektaşlarınız da aynı şeyi yapıyor mu?
Bana “apartheid” terimini kullandığım için bir daha görev alamayacağımı söylediler. Gösterilen gerekçe kelimesi kelimesine buydu. Aynı zamanda, eğitim bölümü başkanı Diana Dressel, son konuşmamız sırasında bana çok sık övgü aldığımı ve öğretim becerilerimin mükemmel olduğunu birkaç kez teyit etti.
Müze, Ortadoğu’daki güncel olaylarla ilgili politik bir duruş sergiledi mi?
7 Ekim’den (Hamas saldırısının başlangıcı) kısa bir süre sonra müze, İsrail ile dayanışma içinde olduğunu ifade eden bir açıklama yayımladı. Ancak buna karşılık olarak bize içeriden açıkça “hassas” konulara da değinmemize izin verildiği söylendi. Sadece her zaman neye atıfta bulunduğumuzu vurgulamalıyız. Kurumun paylaşması gerekmeyen bazı görüşlere sahip olsak bile korkmamamız gerektiği açıkça iletildi.
Springer basını İsrail hükümetini eleştirenler için sürekli olarak “İsrail düşmanları” ifadesini kullanıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Belki de bir şeyi açıklığa kavuşturmam gerekiyor: Ben de İsrailliyim. Ailem orada yaşıyor ve pek çok arkadaşım da öyle. Burası benim kalbime çok yakın. Dolayısıyla adil bir barışın sağlanması benim de çıkarıma. İnsanları “İsrail düşmanı” olarak adlandırmak, bu terimi kullanan insanlar hakkında çok şey söylüyor. Yani Almanya’daki Yahudi seslerinin çeşitliliğinden ne anladıkları hakkında.
Die Zeit gazetesi sizinle yaptığı röportajı yayımlamak istemedi. Şu anda çevre aktivistleri Filistin’le dayanışma açıklamaları nedeniyle eleştiriliyor. Eylemler “İslamcı toplantılar” olarak nitelendiriliyor. Almanya’daki mevcut iklimi nasıl tanımlarsınız?
Mevcut gelişmeleri Almanya’da demokratik alanın daha da kısıtlanması olarak görüyorum. Bu süreç birçok kişinin Almanya tarafından köşeye sıkıştırılmasına neden oluyor. Almanya, Yahudi halkına koruma sağlama isteği olan bir ülke. Ancak Almanlar şu anda ırkçı bir ülkeyi koruyarak ve bu ülkenin Yahudi halkını temsil ettiğini iddia ederek bunu başarmaya çalışıyor. Sanki bu ülke olmadan Yahudi yaşamı olmayacakmış gibi ve sanki Yahudiler temelde ırkçı olmak zorundaymış gibi. Bu anti-Semitik bir tutumdur. Ve ben buna tahammül edemem.
Söyleşiyi yapan: Jamal Iqrith
[jungeWelt’te yayımlanan Almanca orijinalinden Filistin’in Sesi Kolektifi tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir. Filistin’in Sesi Kolektifi’nin Twitter ve Instagram’dan takip edebilirsiniz]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.