HDP Grup Başkanvekili Beştaş, büyük televizyon kanallarında HDP’ye uygulanan sistematik sansüre tepki göstererek “Bu kanallar EBA TV kadar izlenmiyor. Bunu da bilen bir yerden söylüyorum. İddia etmiyorum. Tarafsızlık ilkelerine uyun, yoksa siz de AKP’yle beraber silineceksiniz” dedi
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında partisinin Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü’ne ve gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bismil’de Demokrasi Yürüyüşü’ne yönelik olarak dün (17 Haziran) gerçekleşen polis saldırısına tepki gösteren Beştaş, “AKP’nin Parti Sözcüsü Ömer Çelik ‘izin vermeyeceğiz’ dedi, AKP’nin polisi de partinin sözünü dinleyerek vekillere saldırdı” dedi.
Polisin suç işlediğini ve saldırıyı gerçekleştiren polislerin derhal görevden alınması gerektiğini söyleyen Beştaş, “Onlar iktidar partisinin birer üyesi değil bu toplumun güvenliğini sağlamakla görevli kolluk gücüdür. Güvenliği sağlamakla görevli olan kolluk gücünün, güvenliği tehdit ettiği bir noktaya gelmiş olması çok vahim bir tabloyu ortaya koymaktadır” dedi.
Edirne’den Hakkari’ye, iki koldan başlatılan Demokrasi Yürüyüşü’nün engellemelere rağmen büyük bir coşkuyla devam ettiğini belirten Beştaş, “Selam olsun demokrasi yürüyüşünün yanında olanlara, selam olsun demokratik mücadele verenlere! Kadıköy’e, Edirne’ye, Hakkari’ye, Van’a, İzmir’e, Antalya’ya her yere selam gönderiyoruz” dedi.
Konuşmasının önemli bir bölümünü HDP’ye uygulanan sansüre ayıran Beştaş şöyle konuştu:
Diğer bir gündemimiz tabii ki son üç gündür tartışmaların merkezinde olan basın ambargosu, sansür. 5 yıldır HDP’ye sistematik bir şekilde sansür uygulanıyor. Sistematik diyorum çünkü bu konuda konuşulmuş, tartışılmış ve karar verilmiş. Şu gördüğünüz tabloda Ciner, Demirören, Doğuş, Turkuvaz, Çalık’ın Türkiye’deki yatırımları ve iktidar ile olan göbek bağları çok net bir şekilde ortada. Bu ne anlatıyor bize? Bu şöyle bir anlaşmayı anlatıyor. İktidar medya patronlarına sermaye teklif ediyor, iş olanağı açıyor ‘karşılığında bizim propagandamızı yapın’ diyor. Her gün, gece gündüz AKP’nin yayın organı gibi yanlış doğru ne söylüyorlarsa bunu yayınlıyorlar. Karşılıklı bir akit var aslında. Evet medya bir medya gibi yayın etik kurallarına uymuyor, işte bu tablo bütün Türkiye’nin bütün dünyanın görmesi gereken bir tablodur. Bunu önemle tekrar tekrar Türkiye’ye anlatmaktan kesinlikle vazgeçmeyeceğiz.
Herkesin düşüncesini açıklama özgürlüğü olduğunu söylemeye gerek yok. Bunu söylemekten gerçekten artık biz de bıktık. Bunun anayasal bir suç olduğunu söylemek gerek ama biz artık anayasasız bir dönemde yaşıyoruz. Anayasanın hiçbir maddesi dikkate alınmıyor. Burada çok daha önemli bir şey var. Halkın haber alma hakkı gasp ediliyor. HDP konuşuluyor, biz yokuz, HDP’liler yok ama burada HDP’lilerin ne söylediğini bırakın merak etmeyi başka bir hak ihlali yapılıyor. Nedir bu? HDP seçmeni kendi partisinin ne söylediğini o kanallardan öğrenemiyor. Doğal olarak siyasi partiler arasında rekabet vardır, seçmenler hangi parti ne diyor bunu izleme hakkına sahiptir, buna göre kararını verir. Haber alma hakkı demokrasilerde temel bir haktır. Bunu da hem AKP seçmeni hem CHP bütün parti seçmenleri için söylüyorum. Meclis’te grubu olsun olmasın bütün seçmenlerin haber alma hakkı yerle bir ediliyor.
Bazıları diyor ki biz özel kanalız bizi bağlamaz. Bunun hiçbir dayanağı yoktur. Özel bir hastane nasıl ki ben HDP’lileri tedavi edemem diyemeyecekse ya da özel bir okul HDP’lilerin çocuklarını kaydetmeyeceğim diyemeyecekse, özel bir televizyon da HDP’lileri çıkarmıyorum diyemez. RTÜK Kanunu, Anayasa, ilgili ulusalüstü sözleşmeler, bunun karşısında kesinlikle engeldir. Ve bu konuda halk tabii ki çok cevap verdi seçimlerde, sandıklarda. En kısa zamanda bu cevabı tekrar vereceğini biliyoruz.
Bu kanallarda ne yapılıyor? Kirli bir reyting var. Şurada gösterdiğim tablo reytinglerinin de kirli olduğunu, yasadışı olduğunu ve bunun bir anlaşma sonucu olduğunu ortaya koyuyor. Sistematik ambargonun başka amaçları da var. HDP’yi tasfiye etmek, kriminalize etmek gibi bir yayın politikası yürütülüyor. Program konseptlerine bakıyoruz. Böyle bir şey yok. O programları herhangi bir yurttaş seyrettiğinde ne görecek size tarif edeyim. Logolara baktığınızda Saray’ı göreceksiniz, AKP’yi göreceksiniz. O logolarda bağımsız tarafsız gazeteciliğin rengi görmüyor, Saray’ın rengi stüdyoya, o tartışmalara damgasını vuruyor. Kurulan sözlerden birilerinin rahatsız olmaması için çok özen gösteriliyor.
Konuklarıyla, dizaynıyla, intizamıyla, sunumuyla her yönüyle tekçi siyaset, kutuplaştırıcı siyaset ve her türlü ihlal yapılıyor. Tıpkı AKP’nin ülkeyi yönetirken yaptığı gibi. Yani AKP’nin medya kolu olarak görev yapıyorlar. Bunun iktidar merkezli olduğunu söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Hani her gün aynı konuklar çıkıyor ya, iddia ediyorum seçmenler artık bu kişileri yüzüyle ismi cismiyle sülalesiyle tanıyorlar. O kişileri her gece çıkarıyorlar ama 6 buçuk milyon oy alan HDP temsilcilerini çıkarmamakla AKP’nin emrinde olduklarını, çıkar ilişkileri olduğunu bütün dünyaya ilan ediyorlar. Bir kötü haberim de şu; bu kanallar EBA TV kadar izlenmiyor. Bunu da bilen bir yerden söylüyorum. İddia etmiyorum. Tarafsızlık ilkelerine uyun, yoksa siz de AKP’yle beraber silineceksiniz. Bu konuda hiçbir kuşkumuz yok.
Sendika.Org